Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2012/11655 E. 2012/11482 K. 18.10.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11655
KARAR NO : 2012/11482
KARAR TARİHİ : 18.10.2012

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki davadan dolayı ….. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 26.10.2011 gün ve 2010/472 esas 2011/549 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 30.4.2012 gün ve 2245-4857 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-
Daire bozma kararında, muris muvazaasına ilişkin ilkeler duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirtilmiş olup buna göre muris muvazaasının objektif ve subjektif olmak üzere iki koşulu bulunduğu öngörülmüştür. Bunlardan bir tanesi satış bedeli olup objektif unsuru teşkil eder. Diğeri ise, subjektif unsurdur. Yapılan temlikin bedelsiz olması, bir başka ifadeyle objektif unsurunun bulunmaması temlikin başlı başına muvazaalı olduğunu göstermez Bu husus sapma göstermeksizin Yargıtay İçtihatları ile kabul edildiği gibi dokrinde de aynen benimsenmiştir. O halde, mirasbırakanın temlikteki gerçek iradesinin açığa kavuşturulması zorunludur. Öte yandan, TMK’nun 6. maddesi hükmü uyarınca somut olayda olduğu gibi davacının muvazaa olgusunu ispatlaması gerekir. Ne var ki, dosya kapsamı ile davacının iddiasını kanıtladığı kabul edilemez. Esasen bu husus davanın reddi için başlı başına bir sebeptir. Ancak davalı da ineklerini satarak elde ettiği bedel ile taşınmazlardaki payları edindiğini savunmuşsa da bu husus da kanıtlanmış değildir.Öyle ise, çekişme ortada bırakılamayacağına göre mirasbırakanın gerçek iradesi yönünde subjektif unsurun ispatı bakımından tanık sözleri önem ifade eder. Dinlenilen tanıklar ise, mirasbırakanın temlikteki amacının murise bakılması sebebiyle minnet duygusunun gereği olarak temlikin gerçekleştirildiğini söylemişlerdir.Davalının bu yönde bir savunma getirmemiş olması neticeye etkili değildir.
Hal böyle olunca, yerel mahkeme kararını bozan Daire kararında bir isabetsizlik bulunmadığı tartışmasızdır.
Öyle ise, karar düzeltme dilekçesinde belirtilen nedenler 6100 sayılı HMK’na 6217 sayılı Yasa ile eklenen geçici 3/2 maddesi aracılığıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesinde belirtilen dört halden hiçbirisine uygun düşmeyen karar düzeltme isteğinin REDDİNE, davacılardan usulün 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 203.00.’er-TL para cezası ile 41.00.-TL red harcının alınarak Hazineye gelir kaydına, 18.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.