Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2012/10182 E. 2012/14010 K. 29.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10182
KARAR NO : 2012/14010
KARAR TARİHİ : 29.11.2012

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakan …’in mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 69 ada 23 parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu bağımsız bölümü satış suretiyle kızı davalıya temlik ettiğini, satışın gerçek olmadığını ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, murise uzun yıllardır baktığı için dava konusu taşınmazın kendisine devredildiğini, mirasçıların temlike itirazları olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, dairece; “dosya kapsamı ile miras bırakan Sıdıka’nın ölümünden 15 sene önce ayağının kırıldığı, ölmeden önce 3 yıl boyunca da felçli olarak yaşadığı, tüm bu süre boyunca altının alınması ve beslenmesi gibi hususlarda dahil olmak üzere bakımının davalı tarafından yapıldığı, ihtiyaçlarının ve sağlık masraflarının da davalı tarafından karşılandığının, özellikle mirasçılar arasında yer alan ve tarafların kardeşleri olan …, …’in beyanları ve diğer tanık ifadeleri sabittir. Hemen belirtilmelidir ki; satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Ancak semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emek de olabileceği kabul edilmelidir. (HGK.’nun 29.4.2009 gün 2009/1-130 S.K.) Esasen, yukarıda da değinildiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Başka bir ifade ile murisin iradesi önem taşır. Yukarıda değinilen somut olgular, açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, miras bırakanın irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne hükmedilmesi isabetsizdir” gerekçesi ile bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 29.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.