Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2011/9661 E. 2011/12909 K. 16.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/9661
KARAR NO : 2011/12909
KARAR TARİHİ : 16.12.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden kooperatife ait 973 ve 3733 parsel sayılı taşınmazların usulsüz işlemler sonucu atanan tasfiye memuru aracılığıyla eski tasfiye kurulu üyesi … …’in kurucusu olduğu … … A.Ş.’ne devri sağlanmak amacıyla ara malik davalı …’ye danışıklı olarak temlik edildiğini, işlemlerin yok hükmünde olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile kooperatif adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, iddiaların yersiz olduğunu, iyiniyetli olarak bedeli karşılığında taşınmazları satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazların hileli yollarla davalıya temlik edildiği gerekçesiyle davanın kabülüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla; duruşma talebinin dava değeri yönünden reddiyle, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-

Dava; yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca ilk hükümden sonra dava konusu taşınmazlardan 973 parseli iktisap eden …’nun 1086 sayılı HUMK’nun 186. maddesi uyarınca davaya dâhil edilerek yapılan yargılama sonucunda iptal tescil davasının kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğin ve toplanan delillerden ve özellikle; SS … Tur Yapı Kooperatifinin 29.04.1984 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında tasfiye kararı alarak dava dışı … … ve arkadaşlarından oluşan yönetim kurulunun tasfiye kurulu olarak görevlendirildiği, daha sonra 20.12.1986 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında da tasfiye kurulun ibra edilmeyerek tasfiye kurulunun değiştirildiği, eski tasfiye kurulu başkanı ve arkadaşlarının başvurusu üzerine İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/413 Değişik iş kararı ile “1986 tarihli Genel Kurul toplantısında belirlenen tasfiye kurulunun tasfiye işlemlerini başlatmadığı, 3 yıldır genel kurul toplantısı yapmadığı, Kooperatif Yasasının 81/6 maddesine aykırı hareket ettiği dolayısıyla dava açılmaksızın Tasfiye Kurulunun dağılmış sayılacağı” gerekçesiyle mali müşavir … …’yu gerek kooperatifin tasfiyesi gerekse kooperatif borçlarının ödenmesi amacıyla taşınmazların açık artırma ve pazarlık usulü satışı konusunda yetkilendirildiği, anılan kişinin yetkili mali müşavir sıfatı ile Tasfiye Halindeki SS … Tur Yapı Kooperatifi adına kayıtlı olan çekişme konusu 973 ve 3733 parsel sayılı taşınmazları, … …’nin (eski tasfiye kurulu başkanı) kurucusu olduğu … … A,Ş. ‘ye devrini sağlamak amacıyla 08.01.1992 tarihinde ara malik … …’e satış yoluyla temlik ettiği ve devamında da çekişmeli taşınmazlardan 973 parselin cebri ihale yoluyla 15.04.1992 tarihinde … … AŞ adına tescil edildiği, ancak kesinleşen mahkeme ilamı ile ihalenin feshine karar verildiği için taşınmazın tekrar davalı … … adına hükmen tescil edildiği, yolsuz tescilin iptali istemiyle açılan eldeki davanın yargılaması sırasında taşınmazlardan 973 parselin …’na satış yoluyla devredildiği, taşınmazların davalı … … ve dahili davalı … adına kayıtlı olduğu ve halen … … AŞ tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı Kooperatif, dava dilekçesinde; çekişmeli taşınmazların yetkisiz kişi tarafından eski Tasfiye Kurulu Başkanının kurucusu olduğu şirkete devrini sağlamak amacıyla muvazaalı temlikler yapıldığını, 20.12.1986 tarihli genel kurul toplantısında görevlendirilen tasfiye kurulunun görevi devam etmekteyken yetkisiz kişi tarafından kooperatif taşınmazlarının devrine ilişkin tescillerin yolsuz olduğunu, çekişmeli taşınmazlardan 973 parseli temellük eden …’nun TMK’nun 1023 maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağını ileri sürmüştür.
Gerçekten de dosyada yer alan mahkeme ilamları ve özellikle İzmir Asliye 1. Ticaret Mahkemesinin 30.03.2001 tarih, 1999/1336 Esas, 2001/351 sayılı ve 02.05.2002 tarihinde kesinleşen kararının içeriğinden; 20.12.1986 tarihli genel kurul toplantısında belirlenen tasfiye kurulunun yetkili olduğu, tasfiye halinde olan kooperatifin tüzelkişiliğinin Devam ettiği, tasfiye halindeki kooperatifin yeniden tasfiyesine karar verilmeyeceği, kooperatifin tasfiyesi konusunda kayyum sıfatı ile yetkilendirme işleminin değişik iş dosyası ile sonuçlandırılamayacağı, kooperatifin 20/12/1986 tarihli genel kurul toplantısında seçilen tasfiye kuruluna husumet yöneltilmeksizin bir kısım ortağın müracaatı üzerine verilen 1991/413 -323 Değişik İş sayılı mahkeme kararının kooperatifi bağlamayacağı, 20/12/1986 tarihli genel kurul toplantısında seçilen tasfiye kurulunun kooperatifin yetkili organı niteliğinde olduğu, yeni toplanacak genel kurulca veya mahkemece haklı sebeplerle görevden alınmadıkça görevinin devam edeceğinin kabul edildiği, kooperatifin tasfiye halinde olup tüzelkişiliğinin devam ettiği, 1986 tarihli tasfiye kurulunun halen görevinin devam ettiği, kooperatifin yeniden ihyası kararı verilemeyeceği, genel kurulca alınan kararların ticaret sicilinde tescil ve ilanı gerektiğinin kabul edildiği görülmektedir.
Bu durumda kooperatife ait çekişmeli taşınmazları satış yoluyla temlik eden, kayyum sıfatı ile hareket eden … …’nun taşınmazların devri konusunda yetkili olduğundan sözedilemeyeceği gibi kooperatifin dava açma ehliyetinin bulunduğu da kuşkusuzdur.
Öte yandan; kayyum sıfatı ile yetkilendirilen ve bu yetkiye dayanarak kooperatife ait çekişmeli taşınmazları temlik eden … …’nun, eski tasfiye kurulu başkanı … …’nin kurucu ortağı olduğu … … AŞ’de çalıştığı, İzmir Ticaret Odasının 24/10/1995 tarihli yazısı ile taşınmazı temellük eden ilk el konumundaki … …’in eşi ile … … AŞ’nin kurucusu … …’nin … AŞ’de ortak olduklarının bildirildiği, taşınmazların halen … … AŞ’nin kullanımında olduğu, 3733 parselin (729 ada, 5 sayılı imar parselinde 119/438 payın) ilk el konumundaki … … adına, diğer 973 parseli ise ikinci el konumundaki … adına kayıtlı olduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Dosyada tartışılması gereken bir diğer hususda, ilk hükümden sonra taşınmazı satış yoluyla iktisap eden dâhili davalı …’nun TMK’nun 1024. maddesi yollamasıyla 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağıdır. İlk hüküm 25.04.2006 tarihinde verilmiş, çekişmeli 973 parsel ise 14.07.2006 tarihinde …’na satış yoluyla temlik edilmiştir. 14/07/2006 tarih, 4216 yevmiye nolu resmi akitte “ …..hacizli ve 31/05/2006 tarih, 3274 yevmiyeli İflas Kanunun7nun 28. madde şerhi mevcut olup tapunun iptal ve davacı SS. …-Tur Yapı Kooperatifinin adına tesciline karar verildiği, Menderes Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/07/2006 tarih, 2005/1405 Esas, 2006/290 sayılı kararının temyiz edildiği ve henüz kesinleşmediği İİK’ nun 28. maddesi şerhini bilerek tüm hukuki vecibelerine katlanarak 973 parsel sayılı taşınmazı satın aldığı”, ibaresinin yer aldığı dolayısıyla adı geçenin muvazaalı işlemleri bilen ve bilmesi gerekli konumda bulunduğu, … Medeni Kanunu’nun 1024. maddesi delaletiyle 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı saptanarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ancak gerek dolu pafta sistemi ve gerekse doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca hâkim kararıyla doğru sicil oluşturma zorunluluğundadır.
Somut olayda; dava konusu taşınmazlardan 3733 nolu kadastral parselin 12.10.2001 tarihinde imar uygulamasına tabi tutularak 729 ada, 5 sayılı imar parselinde 119/438 paya dönüştüğü görülmektedir. Bu durumda imar parseli olan çekişmeli 729 ada, 5 sayılı parselde 119/438 pay üzerinden kabul kararı verilmesi gerekirken hukuki varlığı kalmayan çekişme konusu parselin geldisi olan 3733 sayılı kadastral parsel üzerinden infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değil ise de anılan yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 1. bendindeki “….3733 parsel” ibaresinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine “ … 729 ada, 5 sayılı imar parselinde 119/438 payın” tümcesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 436/2 (6100 sayılı HMK’nun 370/2. md.) maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.