Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2011/9617 E. 2011/11091 K. 31.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/9617
KARAR NO : 2011/11091
KARAR TARİHİ : 31.10.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, daha önce vekaletname verdiği …’i vekillikten azlettiği ve azilname …’e 24.03.2010 gününde tebliğ edildiği halde, …’in azledilmiş vekaletname ile … Köyü 68,193 ve 47 , … Köyü 97,513, 132 ve 118,Hasırcık Köyü 67 ve 67 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 09.04.2010 gününde gerçek değerlerinin çok altında bir bedelle davalı …’a sattığını, davalının kardeşi olduğunu ve kendisine satış bedeli ödenmediğini, satışın geçersiz olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptaline ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın yasal dayanağı bulunmadığını, taşınmazları davacının vekili İrfan’dan bedellerini ödeyerek ve yiniyetle aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, vekillikten azledildiği vekil İrfan’a tebliğ edilmiş ise de ; taşınmazlardaki davacı paylarını bedelini alarak davalıya temlik ettiği, davalının vekilin temlik yetkisinin kaldırıldığını bildiğinin ispat edilemediği, iyiniyetli üçüncü kişi kabul edilmesi gerekeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden anlaşılacağı üzere; davacı 17.07.2009 tarihli 4250 sayılı vekaletname ile vekil olarak atadığı …’i, 15.3.2010 günlü ve 1803 sayılı azilname ile azlettiği, azilnamenin vekil İrfan’a 24.3.2010 tarihinde tebliğ edildiği, vekillikten azledilen İrfan’ın davacının dava konusu taşınmazlardaki paylarını 02.03.2010 gününde davalıya tapuda temlik ettiği, bu temlikin hukuka aykırı olduğundan tapu iptali ve tescil isteğiyle dava açıldığı, mahkemece davalının vekilin azledildiğini bildiğinin ispat edilemediği, satış bedelinin ödendiği, davalının iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; Borçlar Kanununun 386 ile 398. maddeleri arasında düzenlenen vekalet ilişkisi hükümleri gereğince ; vekil vekil edenin talimatları doğrultusunda , onun yararına , onun çıkarlarını korumak suretiyle hareket etmek zorundadır. Aynı Yasanın 396. maddesi gereğince ise, vekil eden, vekili vekillikten her zaman azledebilir.Azledilen vekilin , azil keyfiyeti kendisine tebliğ edildikten sonra, vekil eden adına yaptığı işlemlerden dolayı iyiniyetli kabulü olanaksızdır.Öte yandan vekilin vekillik görevinden azledildiğini bilen ya da bilmesi gereken kişi de iyiniyetli sayılamaz ve Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamaz.
Bu ilkeler doğrultusunda somut olaya bakıldığında; vekil eden davacı …, satış yapan vekil İrfan ile karı-koca, taşınmazlardaki paylarını satın alan davalı … ile kardeş olduğundan vekil İrfan vekillikten azledildiğini bildiğinden, satın alan davalı … ‘de vekillikten azil keyfiyetini ve vekil İrfan’ın vekillik görevinin sona erdiğini bilebilecek durumda ve ilk el alıcı olup, 3. kişi sayılamayacağından Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir.Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.