Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2011/9540 E. 2011/11064 K. 31.10.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/9540
KARAR NO : 2011/11064
KARAR TARİHİ : 31.10.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : MÜDAHALENİN MEN’İ, ECRİMİSİL,KAL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, tapuda kendisi ve … adına kayıtlı 252 parsel sayılı taşınmaza davalının ev,ahır yapmak suretiyle tecavüzde bulunduğunu, daha önce davalının men’ine ,gecekondu ve ahırların yıkılmasına ilişkin verilen kararın infaz edilmediğini, noterden çekilen ihtarnameye rağmen sonuç alınamadığını ileri sürmüş, elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.
Davalı, şifahi sözleşme ile davalı taşınmazın 500 m2 lik bölümünü 1974’te 5000 TL karşılığında satın aldığını, davacının 1988’de açıp kazandıkları davadan aldıkları kararı infaz ettirmediğini,davacının müvekkilini aldattığını, kendisinin burada 36 yıldır oturduğunu, taşınmazın vergisini ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, haricen satışın geçersiz olduğundan, önceki dava tarihi itibariyle varsa da davacının muvafakatinin geri alındığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; kayden mülkiyeti davacıya ait çaplı taşınmaza haklı ve geçerli bir neden olmaksızın davalının ev ve eklentiler inşa etmek suretiyle elattığı saptandığından elatmanın önlenmesi ve yıkım kararı verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, davacı 1988 yılında aynı davalı aleyhine … 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde elatmanın önlenmesi ve yıkım davası açmış, mahkemece 1988/298 esas 1990/883 karar ve 16.10.1990 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verilmesine karşın anılan ilam 20 yıl gibi uzun bir süre boyunca infaza konmamış, eldeki davanın açılmasından sonra takibe konulmuştur. Somut olayda, davacı davadan takriben 2 ay önce davalıya ihtar çekmiştir. Bu durumda, davacının uzunca bir süre davalıya ses çıkarmaması, taşınmazı boşaltması konusunda ihtarname göndermemesi, davalının kullanımına onay mahiyetini taşır. O halde, böylesi bir durumda davalının ecrimisil ile sorumlu tutulması mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece davalıya ne zaman ihtarname gönderildiğinin saptanması ve bu tarih ile dava tarihi arasındaki dönemle sınırlı olmak üzere ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, davalının önceki dönemi de kapsar şekilde ecrimisil ile sorumlu tutulması doğru değildir. Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.