Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2011/9044 E. 2011/11525 K. 17.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/9044
KARAR NO : 2011/11525
KARAR TARİHİ : 17.11.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 7 ve 10 nolu bağımsız bölümleri rücu koşuluyla eşi davalıya bağış suretiyle temlik ettiğini, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediğinden çıkan geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açtığını ileri sürerek bağıştan rücu nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, boşanma davasında davacı ile eşit kusurlu kabul edilerek boşanmalarına kara verildiğini, kararın henüz kesinleşmediğini, bağıştan rücu koşulunun gerçekleşmediğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, dairece; “ Dosya içeriği ve toplanan delillerden, tarafların 26.04.1992 tarihinde evlendikleri ve davalının davacının 2. eşi olduğu, evlilik birliğinin devamı sırasında 16.07.1992 tarihinde maliki olduğu çekişme konusu 2 adet bağımsız bölümü rücu koşullu bağış yolu ile davalıya devrettiği ve aralarının açılması sebebiyle davacı tarafından açılan boşanma davası neticesinde …Asliye ( Aile ) Mahkemesinin 26.07.2006 tarih 2005 / 114 esas, 2006 / 512 sayılı kararı ile tarafların boşanmalarına karar verilerek 17.03.2008 tarihinde derecattan geçmek suretiyle kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. O halde, tarafların kesinleşen boşanma kararı gereğince bir araya gelemeyecekleri ve Borçlar Kanununun 244/2 maddesinde öngörülen koşulların bu nedenle gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda, tarafların boşanma kararında belirtildiği üzere eşit kusurlu olmaları da gözetildiğinde somut olayda, Borçlar Kanunun 517. nci maddesinin tatbikine de imkan olmadığı sabittir. Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi …’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğrudur. Davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, kabul edilen davada yargılama giderleri hesabında toplama hatası yapılarak yüksek miktarda yargılama giderinin tahsili yönünde hüküm kurulmuş olması doğru değil ise de, anılan bu yanılgı yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hüküm fıkrasından 3 nolu bendin çıkartılarak yerine, “ davacı tarafından yapılan 487,40 TL yargılama harcı, 41,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 528,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin eklenmesine, hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK.’nun 183.maddesi (HUMK.’nun 80.md.), 6100 sayılı HMK.’nın geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK. 436/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alının peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.