Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2011/11014 E. 2011/12846 K. 15.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/11014
KARAR NO : 2011/12846
KARAR TARİHİ : 15.12.2011

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVACILAR : … VD.
DAVALILAR : … VD.
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-ECRİMİSİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakan anneleri …, davalı … ve diğer davalıların murisi …’ın paydaşı oldukları 14 parselin kullanım biçimini belirleyecek şekilde 01.04.1991 tarihinde miras taksim sözleşmesi yaptıklarını, murisleri Melek’in ölümü ile hissesinin kendilerine intikal ettiğini, paydaş olan diğer davalıların paylarından fazla yer kullanıp, paylarına müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kabulüne dair verilen karar, Dairece; “… Davacıların, miras bırakanları Melek ile diğer paydaşlar Şükrü ve … arasında yapılan 01.04.1991 tarihli miras taksim sözleşmesi ile 14 parselin üç eşit parçaya bölünerek ortada kalan kısmın davacılar murisine bırakıldığının anlaşıldığı, mahkemece, yapılan keşif sonrası elde edilen bilirkişi raporunda da fiilen kullanım şeklinin gösterildiği ve bu kullanım tarzının benimsendiği, esasen kullanım tarzı bakımından oluşturulan fiili durumun davacıların miras bırakanı tarafından da kabul edildiği, öyleyse, miras bırakanlarına özgülenen bölüme davalıların bir müdahalesinin bulunmadığı gözetildiğinde, muris Melek’in benimsediği bu kullanım tarzının mirasçılarını da bağlayacağının tartışmasız olduğu, hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerektiği ” hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak tüm davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, karar kesinleştikten sonra davacı …, davalı …’nun bozmadan önce verilen kararı temyiz etmemesi sebebi ile ilk kararın onun yönünden kesinleştiği halde son verilen kararda taraf olarak gösterilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek tavzih talebinde bulunmuş, mahkemece 27.05.2011 tarihinde verilen ek karar ile tavzih talebi reddedilmiştir.
Ek karar, davacı … vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-

Dava; elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davanın kabulüne dair verilen 20.02.2009 tarihli karar, çekişme konusu taşınmazın 1/3 pay maliki olan … mirasçılarından olan davalılar Gökhan, Tarık, Berrin, Levent ve …’nun temyizi üzerine bozulmuş, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine dair mahkemece verilen 2. karar, taraflarca temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir.
Dava konusu parselin 1/3 hissedarı olan ve ilk mahkeme kararını temyiz etmeyen davalı … yönünden, 20.03.2009 tarih, 2007/129 Esas, 2009/82 sayılı mahkeme kararı kesinleştiği halde, bozmadan sonra verilen kararda bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de; son karar temyiz edilmediğinden anılan davalı yönünden de 10.12.2010 tarih, 2010/218 Esas, 2010/341 sayılı karar kesinleşmiştir.
O halde; davacı … vekilinin ileri sürdüğü hususların yargılamanın yenilenmesi yolu ile istenebileceğinin ve tavzih koşullarının oluşmadığının saptanarak yazılı şekilde ek karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacı …’ün temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün (6100 sayılı HMK.’nın geçici 3/2. maddesi gereğince) ONANMASINA, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.