Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2010/2775 E. 2010/5274 K. 05.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2775
KARAR NO : 2010/5274
KARAR TARİHİ : 05.05.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, çekişme konusu taşınmazların miras bırakanları … ‘a ait iken muvazaalı olarak miras bırakan tarafından davalı oğulları üzerine geçirilmiş olması nedeniyle kadastro tesbitlerinin davalılar adına yapıldığını ve kesinleştiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı …, davaya yanıt vermemiş, diğer davalılar ise davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali- tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, miras bırakan …’un 10.07.2008 tarihinde öldüğü, mirasçıları olarak, davacı kızları …,…,… ; davalı oğulları …,…,… ile dava dışı eşi … ve kızı …’ın kaldığı, çekişme konusu taşınmazların senetsizden davalılar ve dava kişiler adına yapılan kadastro tespitlerininin 25.11.1993, 1.9.1995, 19.1.1995 tarihlerinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davalarında her hangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı söz konusu değildir. Başka bir anlatımla, muvazaalı işlem hiçbir hüküm doğurmaz ve muvazaa sebebinin ortadan kalkması ya da belli bir zamanın geçmesiyle görünürdeki batıl işlem geçerli hale gelmez. 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi, muris muvazaasına dayalı davalar miras bırakanın ardılı olarak değil, miras hakkının çiğnenmesinden ötürü zarara uğrayan kişi olarak ve kendi miras hakkına dayalı olarak açılmaktadır.Bu tür davalarda dava hakkı murisin ölümüyle doğmaktadır.Muris hayatta iken bu tür bir dava açılmasına yasal olanak yoktur.
Bu durumda, miras bırakan çekişme konusu taşınmazların kadastro tesbitlerinin kesinleştiği tarihten sonra öldüğüne göre, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davada 3402 sayılı Kadastro Yasasının 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.

./..

Öte yandan, aslı tapusuz olan taşınmaz üzerindeki zilyetlikten ibaret hakkın devri şekle tabi olmadığı için, bu tür taşınmazlar yönünden yapılan satış işlemleri nedeniyle 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının da uygulama yeri yoktur.Bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ancak tenkis davası açılabilir. Davanın reddedilmesine karar verilmiş olması bu gerekçeyle ve sonucu itibariyle doğru olduğundan davacıların temyiz itirazlarının reddiyle hükmün açıklanan gerekçeyle ONANMASINA, 05.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.