YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/14158
KARAR NO : 2011/2976
KARAR TARİHİ : 16.03.2011
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları …’ın 5831, 5828 ve 6742 parsel sayılı taşınmazlarını mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğullarına temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar …, davanın reddini savunmuşlar, davalı … ise davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, çekişme konusu, 6742 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak davanın kabulüne; 5829 ve 5831 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, miras bırakan Mehmet Kurnaz’ın, çekişmeli 6742 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak davalı oğlu Yılmaz’a yaptığı temlikin, mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenerek, bu taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması doğrudur. Öyleyse, davalı …’ın tüm temyiz itirazları yerinde değildir, reddiyle, aleyhindeki hükmün ONANMASINA
Davacıların temyizine gelince; miras bırakan … tarafından, çekişme konusu 5831 parsel sayılı taşınmazın davalı oğlu Metin’e yapılan temlikinin, mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sabittir. Esasen, bu olgu Mahkemeninde kabulündedir. Kendisine temlik yapılan davalı … ilk el konumundadır. Davalı …’in, bu taşınmazı davalı …’e satış suretiyle devrettiği kayden sabit olup, her ikiside miras bırakanın çocuklarıdır.
O halde, son kayıt maliki olan, miras bırakanın oğlu Halil’in, muvazaalı işlemi bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu, bu nedenle 4721 sayılı … Medeni Kanunun 1024. maddesi delaletiyle 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıktır. Öyleyse, çekişmeli 5831 sayılı parsel bakımından da davanın kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Diğer taraftan; Mahkemece, çekişme konusu 5829 parsel sayılı taşınmazın, davanın açıldığı 26.4.2006 tarihinden önce el değiştirdiği gerekçesiyle, bu taşınmaz yönünden davanın husumet yönünden reddi cihetine gidilmiştir.
Oysa, kayıtların tetkikinden, davanın açıldığı 26.4.2006 tarihinde yani aynı günde çekişme konusu 5829 parsel sayılı taşınmazın ahara temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Her nekadar, taşınmazın devrine ilişkin akit tablosundan işlem saati belli ise de, davanın açılış saatinin ne olduğu belli değildir.
Bu durumda, davanın açıldığı 26.4.2006 tarihinde, hangi saatte açıldığının tespit edilmesi, yapılan tespit sonucunda, taşınmazın temlikinin davanın açıldığı saatten sonra gerçekleştirildiği belirlenir ise, HUMK’nun 186. maddesi hükmünün uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.
Şayet, el değiştirme keyfiyeti davanın açıldığı saatten sonra gerçekleşmiş ve HUMK’nun 186. maddesi hükmü uyarınca davacılar ayın ( iptal- tescil ) yönünden tercih haklarını kullanmaları halinde, dava dışı ikinci ve üçüncü el konumundaki Mete ve Hamdi’ye tebligat yapılarak davaya dahil edilmelerinin sağlanması, davaya dahil edildikten sonra, çekişme konusu 5829 parsel sayılı taşınmazı edinimlerinde iyiniyetli olup olmadıklarının araştırılarak, duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, iyiniyetli olduklarının belirlenmesi halinde, TMK’nun 1023. maddesinin koruyuculuğu altında bulundukları gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
O halde, mahkemece, bu hususlar üzerinde durulmamış olması da doğru değildir.
Hal böyle olunca; davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.