Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2009/2495 E. 2009/4395 K. 09.04.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/2495
KARAR NO : 2009/4395
KARAR TARİHİ : 09.04.2009

MAHKEMESİ : BURDUR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2007
NUMARASI : 2004/449-2007/131
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, kök miras bırakan N.’nın 25, 90, 110, 31, 32, 1243 ve 4684 parsel sayılı taşınmazlarını davalı torunu M.’a satış suretiyle temlik ettiğini ve bu temlikin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun dava dışı mirasçılar tarafından açılan davalar sonucu verilen ve kesinleşen ilamlarla sabit hale geldiğini, yine N.’nın işlem tarihlerinde hukuki ehliyetinin de bulunmadığını, bu taşınmazlardan 3.kişilere devredilenler yönünden bedel talep ettiklerini, yine murisin İstanbul Şişli’deki 2 ada 7 parsel ile 1259 ada 12 parsel 2 nolu bağımsız bölümüne ilişkin temliklerinin de muris muvazaası nedeniyle geçersiz olduklarının hükmen belirlendiğini, miras bırakan M.’in ise ikinci eşi Z.’ya ve ondan olan davalı çocuklarına malvarlığının tamamına yakın bölümünü intikal ettirdiğini, bu işlemlerin bir kısmında davalı R..’ı aracı olarak kullandığını, 605 sayılı parselini de bizzat mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalılar Ü. ve A.’ye temlik etmiş olup, bu taşınmazın bilahare üçüncü kişiye devredilmiş olması nedeniyle anılan taşınmaz yönünden bedel istediklerini, sonuç olarak işlemlerin ehliyetsizlik, muris muvazaası ve kanuna aykırılık nedenleriyle geçersiz olduklarını ileri sürüp, tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muvazaa olgusu sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.07.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden M. K.. vekili Avukat A.F. K. geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden vs. Vekili avukat ile temyiz edilenler vekili avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Asıl ve birleşen dava, tapu iptali ve tescil ile tazminat isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kök miras bırakan N.’nın çekişme konusu 25, 90, 110, 1243, 4684, 266 ada 31 ve 32 parsel sayılı taşınmazlarda davalı M.’a, İstanbul Şişli’de 1259 ada 12 parsel 2 nolu mesken ile 2 ada 7 parsel 24 müstakil 21 nolu meskenlerini davalılar A., M. ve Ü.’in miras bırakanı olan Z.’ya yapmış olduğu temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun dava dışı mirasçılar tarafından açılan davalar sonucunda verilen ve kesinleşen kararlarla belirlendiği, bilahare 266 ada 31 ve 32 sayılı parseller ile 1259 ada 12 ve 2 ada 7 parseldeki bağımsız bölümlerin, yine 1243 sayılı parselin ifrazından oluşan 1669 ve 1670 parsel sayılı taşınmazların üçüncü kişilere devredildikleri; çekişmeli 605 parsel sayılı taşınmazın ise, miras bırakan M. tarafından 08.09.1989 tarihinde ve satış suretiyle davalılar A. ve Ü.’e temlik edildiği, onların da 11.09.2000 tarihinde ahara devrettikleri anlaşılmaktadır.
Davacılar, üçüncü kişilere devredilen taşınmazlar bakımından tazminat, diğerleri yönünden tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Dava konusu 25, 90, 110 ve 4684 parsel sayılı taşınmazlar bakımından, kesinleşen mahkeme kararları da gözetilmek suretiyle muvazaa olgusu sabit görülerek, davalı M. adına kayıtlı olan payların, davacıların kök miras bırakan N.’dan gelen miras payları oranında iptal ve tesciline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı M.’ın bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Çekişmeli 605 parsel sayılı taşınmaz yönünden de, miras bırakan M.’in yaptığı temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle, anılan taşınmazla ilgili olarak tazminat isteğinin kabulü ile davacıların miras payları oranında davalılar A. ve Ü.ten alınmasına karar verilmiş olması da doğrudur. Davalılar A. ve Ü.’in bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine.
Öte yandan, çekişme konusu 266 ada 31 ve 32 sayılı parseller ile 1250 ada 12 ve 2 ada 7 nolu parsellerdeki bağımsız bölümlerle ilgili olarak mahkemece tazminata hükmedilmiş olması da kural olarak doğrudur. Ne var ki, kök miras bırakan N.’dan, miras bırakan M.’e isabet eden miktarın davacıların miras payları oranında tahsiline karar verilmesi gerekirken, M.’e isabet eden pay değerinin tamamının davacılara ödenmesi yönünde fazlaya hükmedilmiş olması isabetsizdir.
Ayrıca, çekişmeli 1243 parsel sayılı taşınmazın ifraz görerek, 1669 ve 1670 sayılı parsellere ayrıldığı ve bilahare üçüncü kişilere devredildiği kayden sabittir. Davacılar, dava dilekçelerinde, üçüncü kişilere temlik edilen taşınmazlar bakımından tazminat istediklerini açıkça belirtmişler, ancak bedel miktarını açıklamamışlardır.
O halde, davacılara istedikleri tazminat miktarının açıklattırılması ve bunun üzerinden harcın tamamlattırılması, belirlenecek bedele göre de, davacıların miras payları oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken, 1243 parsel sayılı taşınmaz yönünden iptal ve tescile karar verilmiş olması da doğru değildir.
Öyle ise, davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.04.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.