YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/13348
KARAR NO : 2010/987
KARAR TARİHİ : 03.02.2010
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 2859 Sayılı Yasa uyarınca yapılan yenileme kadastrosunda miras bırakanlarına ait 16 sayılı parselin kısmen davalıların miras bırakanına ait 15 sayılı parsele dahil edildiğini ileri sürerek tapunun iptaliyle kadastral sınıra dönülmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin mahkeme kararı Dairece, 2859 Sayılı Yasanın uygulamasında mülkiyet değişikliği yapılamayacağı gözetilip karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 2859 Sayılı Yasa uygulaması ile oluşan 16 sayılı parselin davacının miras bırakanı, 15 sayılı parselin de davalıların miras bırakanı adlarına kayıtlandıkları görülmektedir.
Davacı, miras bırakanına ait kadastral parselin bir kısmının yenileme kadastrosu sırasında davalıların miras bırakanına ait taşınmaza dahil edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
İleri sürülen iddia ve mevcut kayıtlar dikkate alındığında, davada her iki taraf bakımından da elbirliği halinde mülkiyetin söz konusu olduğu açıktır.
Somut olayda, 16 sayılı parsel malikinin davacı dışındaki bir kısım mirasçıları duruşmaya katılarak davaya muvafakat etmişler, ancak mirasçılardan …’nun muvafakati sağlanmamış; 15 sayılı parsel malikinin de veraset ilamı ya da verasete esas nüfus kaydı getirtilip davalılar dışında mirasçısı bulunup bulunmadığı denetlenmemiştir. Şayet davalı parselin dava dışı kalan ortağı veya ortakları varsa onlarında davada yer almalarının gerekeceği tartışmasızdır.
Bilindiği üzere, elbirliği halinde mülkiyet durumunda açılan davaya bir ortak veya bazı ortakların muvafakat vermemeleri halinde taraf teşkilinin sağlanmasına yönelik TMK.’nun 640. maddesindeki düzenleme, davanın görülebilirlik koşulunu oluşturan ve davanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gereken bir usul kuralıdır.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen eksiklikler giderilerek davaya katılmayan mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, görülebilirlik koşulu gözardı edilip işin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Kabule göre de, hükmüne uyulmakla taraflar yararına usulü kazanılmış hak oluşturan bozma ilamındaki ilkeler karşısında, kadastral sınırlar esas alınarak karar verilmesi gerekirken eksik miktar üzerinden davanın kabul edilmesi isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yarindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 3.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.