Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2009/12589 E. 2010/3257 K. 23.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/12589
KARAR NO : 2010/3257
KARAR TARİHİ : 23.03.2010

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, TAZMİNAT, ESKİ HALE İADE.

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 208 ve 209 parsel sayılı taşınmazlara, davalı şirketin hafriyat, taş vb. şeyler bırakmak suretiyle müdahale ederek, zarar verdiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi, taşınmaz üzerindeki taş vb. şeylerin kaldırılması ve tazminat isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “….Ancak, hemen belirtilmelidir ki; kötü niyetli zilyedin taşınmaza el atmasından dolayı taşınmaz malikine ödemekle mükellef olduğu haksız işgal tazminatı ecrimisildir. Bunun ise, en azı kira bedeli, en fazlası mahrum kalınan gelir olacağında şüphe yoktur.Oysa, mahkemece, bir taraftan ecrimisil adı altında bilirkişi raporunda belirtilen meblağ hüküm altına alınırken diğer taraftan gelir kaybı adı altında ayrıca bir değere hükmedilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.Diğer taraftan, taşınmaza haksız fiil oluşturacak şekilde taşların yayılmasına sebebiyetten dolayı davacı bunların kaldırılmasını, taşınmazın eski hale getirilmesini talep etmiş, 17.5.2007 tarihli dilekçesi ile buna karşılık olmak üzere 150.00.-YTL’nın karar altına alınmasını istemiştir.Esasen, eski hale getirme talebi ile ilgili kurulacak hüküm nedeniyle ortaya çıkacak giderlerin infazla ilgili olduğu, infaz aşamasında belli olacağı kuşkusuz ise de; davacı, değinildiği gibi talebini 150.00.-YTL. ile sınırlandırdığına göre taleple bağlılık ilkesi gözardı edilerek, istek dışına çıkmak suretiyle 716.00.-YTL’nın karar altına alınmış olması da doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.3.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat … geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden vekili Avukat … gelmedi yokluğunda, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, tazminat ve eski hale iade isteklerine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılmak suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Öyle ise, davacının tüm, davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, yargılama sırasında dava değeri belirlenerek harç ikmal edildiğine göre, harç ikmal edilen değer gözetilmek suretiyle maktu Avukatlık Ücretinden az olmamak kaydıyla nispi Avukatlık Ücretinin hüküm altına alınması gerekirken davadaki isteklerin toplam değeri 3.793,50 TL olduğu halde davacı vekiline bu değer göz ardı edilerek fazla Avukatlık Ücreti taktir ve tayin edilmesi doğru değildir.
Nevarki, anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 4 nolu bendinde yazılı bulunan “ 2.041,83 TL’nin” hükümden çıkartılarak yerine “ 575.00.- TL” yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davalı vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının karşı taraftan alınmasına ,aşağıda yazılı 1.55.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan ve yine 688.82.-TL bakiye onama harıcının da temyiz eden davalıdan alınmasına, 23.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.