Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2008/1505 E. 2008/7549 K. 16.06.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/1505
KARAR NO : 2008/7549
KARAR TARİHİ : 16.06.2008

MAHKEMESİ : URLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2006
NUMARASI : 1999/369-2006/493
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları H.K.’ın malik olduğu 12 ve 21 parsel sayalı taşınmazların davalıların İzmir 1.Sulh Hukuk Mahkemesinden (1996/86-863 Esas Karar Sayılı) aldıkları usülsüz veraset ilamı ile intikallerinin yapılarak, temlik edildiğini anılan veraset ilamının iptaline ilişkin davanın kabul edilerek mirasçı olduklarının belirlendiğini ileri sürerek tapuların miras payları oranında iptal ve tescilini istemişler 20.6.2006 tarihli oturumda 12 parsele yönelik taleplerini atiye bıraktıklarını beyan etmişlerdir.
Davalı R., dava konusu 21 parsel sayılı taşınmazı iyiniyetle satın aldığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; davacılar iddiası sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı R. K. tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteğinin dava değeri yönünden reddine karar verildi.gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden çekişme konusu 21 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan H.K. adına kayıtlı iken iptal edilen İzmir Sulh Hukuk Mahkemesinin 1996/89 Esas 863 Karar sayılı veraset ilamı uyarınca intikal işlemi yaptırılarak R.K.’a temlik edildiği, Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2002/430 Esas 2003/247 Karar sayılı hasımlı veraset ilamı ile Uşak-Ulubey 1985/20-35 Esas Karar sayılı veraset ilamının geçerli olduğuna karar verilerek hükmün 10.12.2003 tarihinde kesinleştiği böylece davacıların mirasçı olduklarının belirlendiği anlaşılmaktadır.
Öyleyse davacıların H. K. mirasçısı oldukları hükmen sabittir.
Ne varki, davadaki isteğin davacıların veraset ilamındaki paylarına yönelik olduğu gözetilerek mahkemece bu paylara yönelik hüküm kurulmuşsa da, miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olup, davacılar dışında, başkaca mirasçıların bulunduğu dosya kapsamı ile belirgindir.
Bilindiği üzere; terekeye karşı yapılan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ketmi verese, ehliyetsizlik vs.gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları (Türk Medeni Kanununun 640.maddesi ) gerekeceği tartışmasızdır.
Bu nedenle davacıların ketmi verese hukuksal nedenine dayalı olarak pay oranında açtıkları iptal, tescil davasının dinlenme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, tüm mirasçıların birlikte hareket etmek suretiyle dava açmaları yada terekeye iade şeklinde dava açılması halinde tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerektiği düşünülmeden pay oranında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul edilmiş olması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.6.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.