Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2023/7891 E. 2023/7215 K. 27.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/7891
KARAR NO : 2023/7215
KARAR TARİHİ : 27.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/46 E., 2015/249 K.
SUÇ : Müessir fiil
KARAR : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Bozma üzerine verilen Görele Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.06.2015 tarihli ve 2015/46 Esas, 2015/249 Karar sayılı kararı ile hükümlünün, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 … maddesinin on birinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile hükümlü hakkında müessir fiil suçundan, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (765 sayılı Kanun) 456 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 51 … maddesinin birinci fıkrası, 59 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hükmolunan 1 yıl 3 ay hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 51 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ertelenmesine, 1 yıl 3 ay

denetim süresi belirlenmesine ilişkin hükmün, temyiz edilmeksizin 08.07.2015 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 27.07.2023 tarihli ve 2023/14726 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.09.2023 tarihli ve KYB-2023/92405 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.09.2023 tarihli ve KYB-2023/92405 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Görele Asliye Ceza Mahkemesinin 23.06.2015 tarihli kararının kanun yararına bozulması halinde aynen infaza ilişkin Görele Asliye Ceza Mahkemesinin 10.11.2021 tarihli ve 2019/509 Esas, 2021/1208 Karar sayılı kararının ve bu karar karşı yapılan itirazın reddine dair mercii Giresun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.01.2023 tarihli ve 2023/96 değişik iş sayılı kararının yok hükmünde olacakları değerlendirilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, sanığın eylemine uyan müessir fiil suçu için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre olağan dava zamanaşımının 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102/4 ve 104/2. madde ve bentleri gereğince 5 yıl, olağanüstü dava zamanaşımı süresinin 7 yıl 6 ay olacağı, suç tarihinin 02.05.2004 olduğu ve sanık hakkında verilen 24.03.2010 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 17.11.2011 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 18.06.2012 tarihinde yeniden suç işlediği, suç tarihi olan 02.05.2004 ile mahkûmiyete ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması ilişkin kararın kesinleştiği 17.11.2011 tarihine kadar olağanüstü dava zamanaşımı süresinin dolduğu nazara alınmadan davanın düşürülmesi yerine, yargılamaya devamla sanığın mahkûmiyetine dair yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendinin; “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir.

2. Hükümlü ve kardeşi inceleme dışı sanık Şükrü ile mağdur arasında çıkan tartışmada mağdura vurarak sağ zigomatik kemik arkusunda hayat fonksiyonlarına etki derecesi orta (2 nci) derecede kemik kırığı ve yüzünde sabit ize neden olacak, 15 gün mutad iştigale engel teşkil edecek şekilde yaraladığı anlaşılmıştır.

3. Suç tarihi itibarıyla hükümlünün eylemine uyan suç için, dava zamanaşımı süresi yönünden lehe olan 765 sayılı Kanun’un 456 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 102 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 5 yıl asli zamanaşımı süresi, 104 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 7 yıl 6 ay kesintili zamanaşımı süresi öngörülmüştür.

4. Hükümlünün atılı suçu 02.05.2004 tarihinde işlediği, 24.03.2010 tarihinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 17.11.2011 tarihinde kesinleştiği, hükümlünün 18.06.2012 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun’un 231 … maddesinin sekizinci fıkrasının son cümlesi uyarınca zamanaşımının 17.11.2011 ilâ 18.06.2012 tarihleri arasında 7 ay 1 gün süreyle durduğu, deneme süresinde işlenen suç tarihi olan 18.06.2012 tarihinden itibaren yeniden işlediği anlaşılmakla; suç tarihi olan 02.05.2004 tarihinden itibaren durma süresi de gözetildiğinde hükmün açıklandığı 23.06.2015 tarihine kadar 7 yıl 6 aylık olağanüstü zamanaşımı süresinin 03.06.2011 tarihinde dolması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi gerektiğinden kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

5. Bununla birlikte bozma nedenine göre hükümlü hakkındaki erteli ilâmın aynen infaza ilişkin Görele Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.11.2021 tarihli ve 2019/509 Esas, 2021/1208 Karar sayılı kararı ile anılan karara yönelik yapılan itirazın reddine dair merci Giresun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.01.2023 tarihli ve 2023/96 Değişik İş sayılı kararının hukukî değerden yoksun olduğu belirlenmiştir.

III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Görele Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.06.2015 tarihli ve 2015/46 Esas, 2015/249 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirdiğinden, hükümlü hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.11.2023 tarihinde karar verildi.