Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2023/6465 E. 2023/5343 K. 15.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/6465
KARAR NO : 2023/5343
KARAR TARİHİ : 15.09.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/725 değişik iş
KARAR : İtirazın kabulüne
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, hırsızlık ve gasp suçlarından İstanbul (Kapatılan) 5. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 27.09.2001 tarihli ve 1999/51 Esas, 2001/133 Karar sayılı kararı ile 21 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına hükümlü …’in, bu cezasının infazı sırasında, İstanbul (Kapatılan) 5. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 26.11.2002 tarihli ve 2002/552 müteferrik sayılı kararı ile 02.07.2002 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere şartla tahliye edilmesini müteakip, hükümlünün denetim süresi içerisinde 04.10.2017 tarihinde işlemiş olduğu kasıtlı suçtan mahkum edilmesi sebebiyle infaz savcılığında yapılan şartla tahliyenin geri alınmasına yönelik talebin, ikinci suçun denetim süresinin bitiminden sonra işlendiğinden bahisle reddine dair İstanbul İnfaz Hakimliğinin
13.04.2022 tarihli ve 2022/6369 Esas, 2022/8331 Karar sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.07.2022 tarihli ve 2022/725 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 12.05.2023 tarihli ve 94660652-105-34-34258-2022-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 12.07.2023 tarihli ve 2023/64758 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 12.07.2023 tarihli ve 2023/64758 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre;
Hükümlünün İstanbul (Kapatılan) 5. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 27.09.2001 tarihli ve 1999/51 Esas, 2001/133 Karar sayılı kararıyla hükmedilen 21 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasının infazı için ilk kez ceza infaz kurumuna 02.07.2002 tarihinde alındığı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 06.11.2002 tarihli ve 2002/3077 ilamat sayılı müddetnameye göre hakederek tahliye tarihinin ise 20.11.2020 olarak belirlendiği,
İstanbul (Kapatılan) 5. Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 26.11.2002 tarihli ve 2002/552 müteferrik sayılı kararı ile de 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıvermeye Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun’un ½ nci maddesi uyarınca şartla tahliye tarihi olarak 02.07.2002 tarihi tespit edilmek suretiyle koşullu olarak salıverildiği anlaşılmakla;
Her ne kadar İstanbul İnfaz Hakimliğinin 13.04.2022 tarihli ve 2022/6369 Esas, 2022/8331 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca koşullu salıverme oranlarının lehe uygulama ilkesi gereği 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin altıncı fıkrasının hükümlü hakkında uygulanabileceği, denetim süresinin 29.03.2004 tarihinde dolduğu ve denetim süresinde işlenmiş bir suçun da bulunmadığı gerekçesiyle şartla tahliyenin geri alınması talebinin reddine karar verilmiş ise de,
İnfaz hukukunda hükümlünün ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre ile koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süreleri bakımından lehine olan hükümlerin alınarak karma bir uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlünün 647 sayılı Kanun uyarınca şartla tahliye edildiği, bu nedenle 647 sayılı Kanun’un hükümlünün ceza evinde geçirmesi gereken süre bakımından da lehe olduğu, çapraz ve karma bir uygulama yapılamayacağından denetim süresinin 5275 sayılı Kanun’a göre tayin edilemeyeceği ve hükümlünün koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süresinin 647 sayılı Kanun’a göre belirlenmesi gerektiği, bu sürenin ise bihakkın tahliye tarihi olan 10.11.2020 tarihine kadar devam edeceği nazara alındığında;
Hükümlünün şartla tahliye edilmesini müteakip, alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçundan Küçükçekmece 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.12.2018 tarihli ve 2017/558 Esas, 2018/499 Karar sayılı kararı ile 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, suç tarihinin 04.10.2017 olduğu, belirtilen suçun denetim süresi içerisinde işlendiği;
Bu halde, hükümlünün şartla tahliye edilmesi sonrasında denetim süresi içerisinde işlediği suç sebebiyle yapılacak hesaplamaya göre, 04.10.2017 tarihinde işlediği alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçundan Küçükçekmece 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.12.2018 tarihli ve 2017/558 Esas, 2018/499 Karar sayılı kararıyla 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi nedeniyle, bu cezanın 2 katı olan 4 ay 30 günlük sürenin geri alınmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 ncu maddesinin, (1), (2) ve (3) ncü fıkraları;
(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.
2. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un, 15.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 48 … maddesiyle değişik 107 nci maddesinin13 üncü fıkrası;
“Koşullu salıverilme kararının geri alınması hâlinde hükümlünün; a) Sonraki suçu işlediği tarihten itibaren başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin, b) (Değişik: 25.5.2005-5351/8 md.) Yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde, bu yükümlülüklere uymama tarihi ile hak ederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla ihlalin niteliğine göre takdir edilecek bir sürenin, Ceza infaz kurumunda aynen çektirilmesine karar verilir.”
Şeklinde düzenlenmiştir.
3. Hükümlünün infaza konu içtimalı 21 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasının infazı sırasında 4616 sayılı Kanun hükümleride dikkate alınarak 02.07.2002 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verildiği, bihakkın tahliye tarihi 20.11.2020 olarak tespit edilen hükümlünün denetim süresi içerisinde 04.10.2017 tarihinde işlediği alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçundan 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
4. Hükümlünün infaza konu içtimalı cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 4616 sayılı ve 647 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğu, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun
hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu, denetim süresi ile ilgili 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin altıncı fıkrasında 7242 sayılı Kanun’un 48 … maddesi ile yapılan değişiklik öncesi “Koşullu salıverilen hükümlünün tabi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre koşullu salıverilme süresinin belirlenmesi ve koşullu salıverilme kararı verilmesi durumunda denetim süresinin uygulanmasının sözkonusu olabileceği, somut olayda hükümlü hakkında koşullu salıverilme süresi bakımından lehe kabul edilen 4616 sayılı Kanun ve 647 sayılı Kanun hükümleri uygulandığı anlaşılmakla, denetim süresinin 647 sayılı Kanun’a göre belirlenmesi ve bihakkın tahliye tarihine kadar devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu ve denetim süresi dolmadan kasıtlı suçtan hapis cezası ile cezalandırılan hükümlü hakkında daha önce verilen koşullu salıverilme kararının geri alınmasına, denetim süresi içerisinde işlediği suçun ceza miktarıda (2 ay 15 gün hapis) dikkate alınarak 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin 13 üncü fıkrasında 7242 sayılı Kanun’un 48 nci maddesi ile yapılan düzenleme lehe olduğundan, denetim süresi içerisinde işlediği suçun cezasının iki katı sürenin suç tarihinden başlayarak aynen infazına kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, 647 sayılı Kanun ve 5275 sayılı Kanun hükümleri karma uygulanmak suretiyle ikinci suçun denetim süresi dolduktan sonra işlendiği gerekçesiyle, koşullu salıverilme kararının geri alınması ve aynen infaza ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin reddine dair İnfaz Hakimliğince verilen karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine dair itiraz merciince verilen karar Kanun’a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 01.07.2022 tarihli ve 2022/725 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
15.09.2023 tarihinde karar verildi.