Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2023/5802 E. 2023/7197 K. 27.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/5802
KARAR NO : 2023/7197
KARAR TARİHİ : 27.11.2023

MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2018/239 E., 2019/37 K.
SUÇ : Kasten yaralama
KARAR : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: İlgili kararın kanun yararına bozulması

Göle Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.03.2019 tarihli ve 2018/239 Esas, 2019/37 Karar sayılı kararı ile hükümlünün, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 … maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin netice cezanın türü ve miktarı itibarıyla, 5271 sayılı Kanun’un 272 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle 22.03.2019 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 13.05.2023 tarihli ve 2022/31835 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.06.2023 tarihli ve KYB-2023/58386 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.06.2023 tarihli ve KYB-2023/58386 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 2. fıkrasının, ‘Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.’ hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun uyarınca öncelikle bilinen son adrese normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, tebligata 7201 sayılı Kanun’un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, ‘Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması’ gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği nazara alındığında,
Somut olayda, sanığın yokluğunda verilen Göle Asliye Ceza Mahkemesinin 13.04.2017 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının, savunmasında belirttiği ve aynı zamanda mernis adresi olan adresine 7201 sayılı Kanun’un 21/1. maddesine göre tebligat yapılması gerekirken, doğrudan ‘mernis şerhi’ düşülmek suretiyle anılan Kanun’un 21/2. maddesine göre yapılan gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğu, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının henüz kesinleşmediği ve denetim süresinin işlemeye başlamadığı, dolayısıyla denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği gerekçesiyle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde sanığın mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un, “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231 … maddesinin, inceleme konusu ile ilgili olan sekizinci fıkrasının birinci cümlesi ve onbirinci fıkrasının birinci cümlesi;
“…
(8) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. …

(11) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. …”
Şeklinde düzenlenmiştir.

Denetim süresi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usûlüne uygun olarak kesinleşmesi üzerine başlar. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık, bu karar usûlüne uygun bir şekilde kesinleştikten sonra, beş yıl süreyle denetime tabi tutulacak ve tabi tutulduğu denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirlerine riayet etmemesi hâlinde hüküm açıklanacaktır.

2. İnceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; hükmün açıklanmasına esas olan Göle Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.04.2017 tarihli ve 2016/232 Esas, 2017/85 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, yokluğunda karar verilen hükümlü adına tebliğe çıkarıldığı ancak tebligat mazbatası üzerinde yapılan inceleme neticesinde tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu (7201 sayılı Kanun) hükümlerine uygun olmadığı anlaşılmıştır.

Şöyle ki 7201 sayılı Kanun’un “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 10 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre;
“Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
(Ek fıkra: 11/1/2011-6099/3 md.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”

Mezkûr hüküm gereği yapılan inceleme neticesinde; hükümlünün ihbar öncesi yargılama aşamasında Merkezi Adres Kayıt Sisteminde (MERNİS) kayıtlı adresinin dava dosyasında bilinen adres ile aynı olduğu belirlenmiştir.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 20.11.2020 tarihli ve 2019/2 Esas, 2020/3 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 7201 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereği gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği, muhatabın bilinen en son adresine çıkarılan tebligatın iade edilmesi veya MERNİS adresinin bilinen adresten farklı olması hâlinde MERNİS adresine “MERNİS” şerhi düşülerek 7201 sayılı Kanun’un 21 … maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat çıkartılması gerekmektedir.

Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, hükümlü adına 7201 sayılı Kanun’un 21 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca tebligat yapılmadan“MERNİS” şerhi düşülerek 7201 sayılı Kanun’un 21 … maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebliğe çıkarıldığı, bu itibarla hükümlü adına çıkarılan tebligatın usûlüne uygun olmadığı belirlenmiştir.

3. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usûlüne uygun olarak kesinleşmemesi ve denetim süresinin işlemeye başlamaması nedeniyle hükmün açıklanamayacağı dikkate alınmadan hükümlünün tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine dosyanın ele alınarak hükmün açıklanmasına karar verilmesi Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Hükümlü hakkında mağdur …’yı kasten yaralama suçundan verilen Göle Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.03.2019 tarihli ve 2018/239 Esas, 2019/37 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.11.2023 tarihinde karar verildi.