Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2023/5783 E. 2023/6812 K. 06.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/5783
KARAR NO : 2023/6812
KARAR TARİHİ : 06.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/306 E., 2021/555 K.
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
KARAR : Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: İlgili kararın kanun yararına bozulması

Kemalpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.12.2021 tarihli ve 2019/306 Esas, 2021/555 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 … maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın, itiraz edilmeksizin usûlüne uygun şekilde 23.02.2022 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 13.05.2023 tarihli ve 2022/15265 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 23.06.2023 tarihli ve KYB-2023/59147 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyasının onaylı sureti Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 23.06.2023 tarihli ve KYB-2023/59147 sayılı kanun yararına bozma isteminin; “…Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 02.11.2018 tarihli ve 2018/6613 soruşturma, 2018/1501 Esas, 2018/1490 sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 125/1, 87/3 ve 106/1-2. cümlesi gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmasını müteakip yapılan yargılama neticesinde Kemalpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.05.2019 tarihli ve 2018/655 Esas, 2019/299 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 86/1, 87/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 231/5. maddesi gereğince hükmün açılanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve bu kararın itiraz edilmeden 09.07.2019 tarihinde kesinleştiği, tehdit ve hakaret suçları yönünden ise hüküm tesis edilmediği; bilahare, mahkemesince anılan iddianame yeniden ele alınarak yargılama yapıldığı ve sadece tehdit ve hakaret suçları yönünden hüküm tesis edilmesi gerekirken sanığın kasten yaralama suçundan da mahkumiyetine ve 5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi suretiyle sanık hakkında aynı suçtan iki defa mahkumiyet hükmü kurulmasında isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. Öğretide olağanüstü temyiz olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü kanun yolunun koşulları ve sonuçları, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesi ile aynı Kanun’un 310 uncu maddesinde düzenlenmiştir. 5271 sayılı Kanun’un, Kanun yararına bozma başlıklı 309 uncu maddesinin inceleme konusu ile ilgili birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan; “(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.” şeklindeki düzenlemeler uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm

kanun yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir. Buna göre hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için, bu karar veya hükmün hukuken geçerli olması ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi gerekmektedir.

2. Hâkim veya mahkemenin, kovuşturma aşaması sonucunda verdiği karar ya da hüküm, kanun yolu incelemesi ile ortadan kaldırılmadıkça veya yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulü söz konusu olmadıkça aynı davaya bakma imkânı olmadığı hâlde, mahkemenin, yeniden dosyayı ele alarak verdiği karar ya da hüküm hukuken geçersizdir. Bu hüküm veya karar, kural olarak olağan kanun yolu olan itiraz, istinaf ve temyiz yoluna konu olamayacağı gibi olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma yoluna da konu olamaz.

3. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 27.10.2009 tarihli ve 2009/206 Esas, 2009/250 Karar sayılı kararında; “…Hukuken geçerli olmayan karar ve hükümlere karşı yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması olanaklı olmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının bu nedenlerle kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteminin bu nedenlerle reddine karar verilmesi” gerektiği kabul edilmiştir.

4. Bu açıklamalar ışığında inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde, Kemalpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.05.2019 tarihli ve 2018/655 Esas, 2019/299 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231 … maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın 09.07.2019 tarihinde kesinleştiği dikkate alınmadan, sanık hakkında ilk karar ile hüküm kurulmamış bulunan tehdit ve hakaret suçları yönünden dosyanın ele alınması aşamasında bunların yanında ikinci kez neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan da hüküm kurulmuş olması nedeniyle inceleme konusu ikinci hükmün hukukî değerden yoksun ve yok hükmünde bulunduğu belirlenmiştir.

Hukuken varlık kazanmayan bir kararın kanun yararına bozma istemine konu edilmesi olanaklı değil ise de, mevzuatta hukuken geçersiz nitelikteki kararların kendiliğinden yok sayılmasını düzenleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Hukuken geçersiz ve yok hükmündeki kararlar, olağan veya olağanüstü kanun yolları vasıtasıyla, hukuken geçersiz olduklarına ilişkin bir tespit yapılmadıkça şeklen varlığını koruyacaktır.

5. Yukarıda (3) numaralı paragrafta zikredilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2009/206 Esas, 2009/250 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere hukuken geçerli olmayan, yok hükmünde olan inceleme konusu kararın kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.11.2023 tarihinde karar verildi.