Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2023/5397 E. 2023/6994 K. 20.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/5397
KARAR NO : 2023/6994
KARAR TARİHİ : 20.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/433 E., 2021/750 K.
SUÇ : Kasten yaralama
İNCELEME KONUSU
KARAR : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

… 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.10.2021 tarihli ve 2020/433 Esas, 2021/750 Karar sayılı kararı ile hükümlünün, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 … maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 1.500,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin netice cezanın türü ve miktarı itibarıyla, 5271 sayılı Kanun’un 272 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle 28.10.2021 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 12.05.2023 tarihli ve 2022/13501 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.06.2023 tarihli ve KYB-2023/58094 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 21.06.2023 tarihli ve KYB-2023/58094 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre,
1) Kayden 06.06.1991 doğumlu olan ve suçun işlendiği 29.04.2009 tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunan sanık hakkında uygulanan basit yaralama suçu için öngürülen cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddeleri uyarınca asli dava zamanaşımı süresinin 5 yıl 4 ay, olağanüstü zamanaşımı süresinin ise 7 yıl 12 ay olduğu, bu haliyle suçun işlendiği 29.04.2009 tarihinden mahkumiyet kararının verildiği 28.10.2021 tarihine kadar geçen süreden, zamanaşımı süresinin durduğu 05.06.2012 ile 19.11.2016 tarihleri arasındaki süre mahsup edildiğinde, 7 yıl 12 ay olan olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu cihetle, davanın düşürülmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre de,
2) 5271 sayılı Kanunu’nun 231/11. maddesinde yer alan ‘Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar…’ şeklindeki düzenleme ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesinde yer alan ‘Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda, Ceza Muhakemesi Kanunundaki koşulların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Ancak, bu kişiler açısından denetim süresi üç yıldır.’ hükmü karşısında; dosya kapsamına göre, suç tarihinde 18 yaşını ikmâl etmediği anlaşılan sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 05.06.2012 tarihinde kesinleştiği, ihbara konu Fethiye 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.10.2019 tarihli ve 2018/207 esas, 2019/422 karar sayılı dosyasında suç tarihinin ise 19.11.2016 olduğu dikkate alındığında, ikinci suç ve kesinleşme tarihlerine göre üç yıllık denetim süresinin geçmiş olması nedeniyle sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının koşulları oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesinde,
3) Kayden 06.06.1991 doğumlu olup, suçun işlendiği 29.04.2009 tarihinde, 15-18 yaş gurubunda olduğu anlaşılan sanık hakkında tayin olunan cezadan, 5237 sayılı Kanun’un 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, fazla ceza tayin edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi; “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklinde düzenlenmiştir.

2. Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda yer alan hükümlünün tartıştığı mağdura vurarak adlî muayene raporunun içeriğine göre basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir şeklinde yaraladığı, hükümlü hakkında 5237 sayılı Kanun’un 31 … maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanmadığı gibi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın denetim süresinin 3 yıl yerine 5 yıl olarak belirlendiği anlaşılmış ise de dava zamanaşımının gerçekleştiği belirlenmiştir.

Şöyle ki, 5237 sayılı Kanun’un Dava zamanaşımı başlıklı 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve ikinci fıkrasının ilgili bölümüne göre; “(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
(e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada …; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.” 5237 sayılı Kanun’un Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi başlıklı 67 nci maddesinin dördüncü fıkrasına göre ise “Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.”

Hükümlü hakkında açılan kamu davasına konu suçun, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında bulunduğu ve hükümlünün yaşı nazara alındığında 5 yıl 4 aylık olağan, 7 yıl 12 aylık olağanüstü zamanaşımı sürelerine tabi olduğu belirlenmiştir.

3. Hükümlünün üzerine atılı suçu 29.04.2009 tarihinde işlediği, hükümlünün hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 04.04.2012 tarihinde verilip 05.06.2012 tarihinde kesinleştiği, hükümlünün 19.11.2016 tarihinde yeniden suç işlediği, suç tarihinde başlayan sürenin 5271 sayılı Kanun’un 231 … maddesinin sekizinci fıkrasının son cümlesi gereğince 05.06.2012 ilâ 19.11.2016 tarihleri arasında durduğu, deneme süresinde işlenen suç tarihi olan 19.11.2016 tarihinden itibaren zamanaşımının yeniden işlediği anlaşılmakla; suç tarihinden itibaren durma süresi de gözetildiğinde hükmün açıklandığı 28.10.2021 tarihine kadar 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, ikinci fıkrası gereğince 7 yıl 12 aylık olağan zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle hükümlü hakkında açılan davanın düşürülmesine karar verilmesi gerektiğinden kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. … 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.10.2021 tarihli ve 2020/433 Esas, 2021/750 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirdiğinden, hükümlü hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

20.11.2023 tarihinde karar verildi.