YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/5385
KARAR NO : 2023/5393
KARAR TARİHİ : 18.09.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/842 E., 2022/197 K.
SUÇ : Kasten yaralama
KARAR : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması
… 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.03.2022 tarihli ve 2021/842 Esas, 2022/197 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında basit yargılama usûlü uygulanması suretiyle kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 251 … maddesinin üçüncü fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 … maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin hükmün, itiraz edilmeksizin 01.04.2022 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 13.05.2023 tarihli ve 2022/21307 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.07.2023 tarihli ve KYB-2023/60347 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.07.2023 tarihli ve KYB-2023/60347 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesinde yer alan ‘Ceza Mahkemelerinden verilen hükümler temyiz olunabilir. Ancak, on beş sene ve ondan yukarı hürriyeti bağlayıcı cezalara ait hükümler hiç bir harç ve masrafa tabi olmaksızın Yargıtayca re’sen tetkik olunur. 1. (Değişik: 18.11.1992 – 3842/28 md.) İki milyar liraya kadar (İki milyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler,(1) 2.(Değişik: 18.11.1992 – 3842/28 md.) Yukarı sınırı on milyar lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraat hükümleri,(1) 3. Bu Kanun ile sair kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler, Temyiz olunamaz. Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz…’ şeklindeki düzenlemenin Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarih olan 20.07.2016 tarihine kadar geçerlilik arz ettiği,
Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte 20.07.2016 tarihi itibariyle artık 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun istinaf başlıklı 272. maddesinin yürürlük kazanması ile birlikte anılan maddenin ilk halinde 1412 sayılı Kanun’daki gibi kesin olan hükümlerin tekerrüre esas alınamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmaması sebebiyle kesin nitelikteki adli para cezaları tekerrüre esas oluşturabiliyorken, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 272. maddesinde yer alan ‘(1) İlk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, on beş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye mahkemesince re’sen incelenir. (2) Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilir. (3) Ancak; a) (Değişik: 31.3.2011-6217/23 md.) Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine, b) Üst sınırı beş yüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine, c) Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere, Karşı istinaf yoluna başvurulamaz.’ şeklindeki düzenlemenin son fıkrasına 14.04.2020 tarihinde 7242 sayılı Kanun’un 17. maddesiyle yapılan değişiklikle eklenen ‘Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz’ şeklindeki cümle gereğince, kesin nitelikteki adli para cezasına dair mahkûmiyet hükümlerinin tekerrüre esas alınamayacağının anlaşıldığı nazara alındığında,
Somut olayda, tekerrüre esas alınan sanığa ait adli sicil kaydında bulunan … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.03.2021 tarihli ve 2019/623 Esas, 2021/249 sayılı kararıyla verilen 1.000,00 Türk lirası adli para cezasının, Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği ve 5271 sayılı Kanun’un istinafa ilişkin hükümlerinin yürürlüğe girdiği 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kesin nitelikte, doğrudan adli para cezası olduğunun anlaşılması karşısında, Ceza Genel Kurulu’nun 02.07.2020 tarihli ve 2019/13-123 Esas, 2020/334 Karar sayılı ilâmında da kabul edildiği üzere sanığın tekerrüre esas alınan kesin nitelikteki adli para cezasına dair mahkûmiyet hükmünün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 272. maddesinin son fıkrasında yer alan “Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.”
şeklindeki cümle gereğince, tekerrüre esas alınamayacağı, sanığın adli sicil kaydında başkaca tekerrüre esas alınabilecek nitelikte ilâmın da bulunmadığı cihetle, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1.5237 sayılı Kanun’un 58 … maddesinin üçüncü fıkrası;
“Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse hapis cezasına hükmolunur.”
5237 sayılı Kanun’un, Kasten yaralama başlıklı 86 ncı maddesinin inceleme konusu ile ilgili olan ikinci fıkrası ise;
“Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.”
Şeklinde düzenlenmiştir.
2. Hükümlünün tekerrüre esas alınan tehdit suçundan … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.03.2021 tarihli ve 2019/623 Esas, 2021/249 Karar sayılı kararına konu mahkûmiyet hükmünün, kesin nitelikte adlî para cezasına ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 02.07.2020 tarihli ve 2019/13-123 Esas, 2020/334 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, sanığın tekerrüre esas alınan kesin nitelikteki adlî para cezasına ilişkin anılan mahkûmiyet hükmünün, 15.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 14.04.2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanun’un 17. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 272 nci maddesinin son fıkrasına eklenen “Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.” şeklindeki ibare gereğince aynı maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen ve kesin olmaları nedeniyle istinaf yoluna başvurulamayacak hükümlerin, tekerrür uygulamasına esas alınamayacaklarına ilişkin mezkûr düzenleme uyarınca hükümlü hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanma koşulu ortadan kalkmış olduğundan kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
3. Bununla birlikte, hükümlünün adlî sicil kaydında tekerrüre esas olabilecek başka bir ilâmı bulunmamaktadır. 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasında seçimlik ceza olarak adli para ve hapis cezaları öngörüldüğünden Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 25.09.2018 tarihli ve 2015/13-1066 Esas, 2018/373 Karar sayılı kararında ayrıntıları açıklandığı üzere, Mahkemece adlî para cezasının da takdir hakkı kapsamında tercihinin mümkün olduğu belirlenmiştir.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.03.2022 tarihli ve 2021/842 Esas, 2022/197 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
18.09.2023 tarihinde karar verildi.