Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2023/5181 E. 2023/6626 K. 30.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/5181
KARAR NO : 2023/6626
KARAR TARİHİ : 30.10.2023

MAHKEMESİ: Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2018/357 Değişik İş
SUÇ : Kasten yaralama
İNCELEME KONUSU
KARAR : Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik itirazın reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.12.2014 tarihli ve 2013/241 Esas, 2014/446 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 … maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik itirazın reddine dair merci Uşak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.06.2018 tarihli ve 2018/357 Değişik İş sayılı kararının kesin olmakla 21.06.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 07.05.2023 tarihli ve 2022/33659 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.06.2023 tarihli ve KYB-2023/56857 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.06.2023 tarihli ve KYB-2023/56857 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.04:2018 tarihli ve 2014/15-487 Esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz veya istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği ile;
Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.12.2014 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının 21.06.2018 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içinde 08.01.2021 tarihinde kasıtlı suç işlemesi sebebiyle hakkındaki hükmün açıklanmasına ve sanığın mahkumiyetine ilişkin Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.03.2022 tarihli ve 2022/17 Esas, 2022/125 sayılı kararının istinaf edilmesi üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 04.11.2022 tarihli ve 2022/2575 Esas, 2022/3143 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına ilişkin kararın yok hükmünde olduğu kabul edilerek istinaf incelemesine konu edilmediği gözetilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, sanığın adlî sicil kaydında daha önce işlemiş olduğu görevi yaptırmamak için direnme suçu nedeniyle Uşak 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.11.2009 tarihli ve 2009/667 Esas, 2019/793 sayılı kararı ile verilen mahkûmiyet kaydının bulunduğu halde, 5271 sayılı Kanun’un 231/6. maddesinde yer alan ‘Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması… gerekir.’ şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. Öğretide olağanüstü temyiz olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü kanun yolunun koşulları ve sonuçları, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesi ile aynı Kanun’un 310 uncu maddesinde düzenlenmiştir. 5271 sayılı Kanun’un, Kanun yararına bozma başlıklı 309 uncu maddesinin inceleme konusu ile ilgili birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan; “(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.” şeklindeki düzenlemeler uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm kanun yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.

Buna göre hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için, bu karar veya hükmün hukuken geçerli olması ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi gerekmektedir.

2. 5271 sayılı Kanun’un, “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231 … maddesinin, inceleme konusu ile ilgili olan altıncı fıkrası;
“(6) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
gerekir. (Ek cümle: 22/7/2010 – 6008/7 md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.”
Şeklinde düzenlenmiştir.

5271 sayılı Kanun’un 231 … maddesinin on birinci fıkrası gereği “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.”

5271 sayılı Kanun’un 231 … maddesinin on ikinci fıkrasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabileceği hüküm altına alınmıştır.

3. Bir hukuki işlemin, kurucu unsurlarında eksiklik olması halinde, hukuki işlemler için bir yokluk halinden bahsedilebilecektir. Ayrıca kurucu unsurlar dışında hukuki işlemlerdeki “geçerlilik” ve “etkinlik” unsurları da, işlemin “yok hükmünde” sayılması ile ilgili olarak dikkate alınmalıdır. Hukuken geçerli olan kararların yok hükmünde sayılmasından söz edilemez.
Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; adlî sicil belgesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel nitelikte kaydı bulunan sanığın, kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231 … maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar verilmiş, anılan karara yönelik itirazın reddi ile 21.06.2018 tarihinde kesinleşmesinden sonra sanığın denetim süresi içinde 08.01.2021 tarihinde kasıtlı bir suç işlemesi sebebiyle Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.03.2022 tarihli ve 2022/17 Esas, 2022/125 Karar sayılı kararı ile sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Açıklanan hükmün istinaf edilmesi üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 04.11.2022 tarihli ve 2022/2575 Esas, 2022/3143 Karar sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına ilişkin kararın yok hükmünde olduğuna kesin olarak karar verilmiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilk karara yönelik kanun yararına bozma yoluna başvurulması gerektiği kabul edilmiş ise de; hükmün açıklanması suretiyle verilen mahkumiyet kararının bu şekilde yok hükmünde sayılması mümkün bulunmamaktadır.

4. Uygulamada, bazı hâllerde, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması suretiyle verilen mahkumiyet hükümlerinin yok hükmünde olduğunun tespit edildiği kararlar mevcuttur. Söz gelimi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın tebligat işlemlerindeki hukuka aykırılıklar ve kararın kesinleşmemesi veya daha önce açıklanan hükmün ikinci kez açıklanmasına karar verilmesi gibi haller buna örnek olarak verilebilir. Bu gibi hallerde, işlemin kurucu unsurlarında eksiklik olması nedeniyle hukuki değerden yoksun olduklarında kuşku bulunmamaktadır.

Bununla birlikte, aynı denetim süresi içerisinde suç işleyen sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231 … maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmasının isabetsiz olduğunda tereddüt bulunmamakta ise de; incelenen dosyada açıklanması geri bırakılan ve itiraz edilmeden kesinleşen hüküm açıklanmakla hukuki varlık kazanmış ve yok hükmünde sayılması için de bir neden oluşmamıştır. Koşulları oluşmadığı halde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar açıklandığında hukuki değerden yoksun olmaz. Açıklanmakla geçerli bir hukuki varlık kazanan bu hükmün istinafen incelenmesi gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar ile bu karara yönelik itirazın reddine ilişkin merci kararındaki hukuka aykırılığın hükmün açıklanmasına karar verilmiş olması nedeniyle bu aşamada kanun yararına bozma yoluyla giderilmesinin mümkün bulunmadığı belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

30.10.2023 tarihinde karar verildi.