Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2023/4816 E. 2023/5022 K. 12.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4816
KARAR NO : 2023/5022
KARAR TARİHİ : 12.07.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

Kasten adam öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet suçlarından İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.01.1999 tarihli ve 1998/147 Esas, 1999/13 Karar sayılı kararı ile 20 yıl 1 gün hapis cezasına hükümlü …’in, bu cezasının 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’a göre infazı sırasında, Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 28.10.2001 tarihli ve 2001/322 değişik iş sayılı kararı ile 647 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesi gereğince şartla tahliyesini müteakip, bihakkın tahliye tarihi olan 07.03.2017 tarihinden önce denetim süresi içinde 21.09.2003, 23.06.2004, 11.12.2004, 04.08.2005, 08.10.2005, 06.04.2006 ve 11.03.2015 tarihlerinde işlemiş olduğu suçlardan farklı mahkemelerden aldığı toplamda 8 yıl 60 ay hapis cezasına mahkûm

edildiğinin ihbar edilmesi sebebiyle, şartla tahliyenin geri alınmasına, ikinci suçun işlendiği 21.09.2003 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 07.03.2017 tarihi arasındaki sürenin aynen infazına dair İstanbul İnfaz Hakimliğinin 25.11.2020 tarihli ve 2020/1773 Esas, 2020/1822 Karar sayılı kararını takiben, dosyanın resen ele alınarak, hükümlü hakkında koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süresinin maddi ceza hukukuna girmediği, infaz hukukuna girdiği ve derhal uygulanması gerektiği, denetim süresinin ise 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin altıncı fıkrasına (7242 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi) göre sanık lehine olduğundan ceza infaz kurumunda geçirdiği sürenin yarısı olarak uygulanacağı, bu uygulama sonucunda da ikinci işlenen suçun denetim süresi dışında kaldığı cihetle, koşullu salıvermenin geri alınması kararının kaldırılmasına dair İstanbul İnfaz Hakimliğinin 01.03.2021 tarihli ve 2020/1733 Esas, 2020/1822 Karar sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair merci İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.03.2021 tarihli ve 2021/285 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 02.05.2023 tarihli ve 94660652-105-34-17203-2022-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.06.2023 tarihli ve 2023/52484 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.06.2023 tarihli ve 2023/52484 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 02.04.2021 tarihli ve 2019/3614 Esas, 2021/5910 Karar sayılı sayılı ilamında, “…Hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğundan, somut olayda 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre değil 765 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi hükümlerine göre koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu..”şeklinde belirtildiği üzere,
Dosya kapsamına göre, her ne kadar İstanbul İnfaz Hakimliğinin 01.03.2021 tarihli ek kararı ile hükümlü hakkında koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süresinin maddi ceza hukukuna girmediği, infaz hukukuna girdiği ve derhal uygulanması gerektiği, denetim süresinin ise 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin altıncı fıkrasına (7242 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi) göre lehine olduğundan ceza infaz kurumunda geçirdiği sürenin yarısı olarak uygulanacağı, bu uygulama sonucunda da ikinci işlenen suçların denetim süresi dışında kaldığından bahisle şartla tahliyenin geri alınmasına

dair 25.11.2020 tarihli kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de; 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin altıncı fıkrasındaki düzenleme ile toplam ceza miktarını aşabilecek şekilde mahrumiyetlerin önüne geçmenin amaçlandığı ve denetim süresinin cezaevinde geçirilecek sürenin yarısı kadar belirlendiği, Alaşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 25.10.2001 tarihli ve 2001/1862 ilamat sayılı müddetnamesinde hükümlünün cezasının, 647 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesi uyarınca 1/2 ve ayda 6 gün indirimli olarak infaz olacak şekilde tanzim olunduğu, müddetnameye göre hükümlünün 25.12.1998 tarihinde cezaevine girdiği, şartla tahliye tarihinin 28.10.2001, bihakkın tahliye tarihinin 07.03.2017 olduğu, hükümlünün cezaevinde geçirmesi gereken sürenin hesabının 647 sayılı Kanun’a göre belirlendiği anlaşılmakla, infaz hukukunda hükümlünün ceza evinde geçirmesi gereken süre ile koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süreleri bakımında lehine olan hükümlerin alınarak karma bir uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, 647 sayılı Kanun’un hükümlünün ceza evinde geçirmesi gereken süre bakımından da lehe olduğu, çapraz ve karma bir uygulama yapılamayacağının anlaşılması karşısında, denetim süresinin 5275 sayılı Kanun’a göre tayin edilemeyeceği ve hükümlünün koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süresinin 647 sayılı Kanun’a göre belirlenmesi gerektiği, bu sürenin ise bihakkın tahliye tarihi olan 07.03.2017 olacağı, bu haliyle hükümlünün 21.09.2003, 23.06.2004, 11.12.2004, 04.08.2005, 08.10.2005, 06.04.2006 ve 11.03.2015 tarihlerinde işlemiş olduğu kasıtlı suçların deneme süresi içerisinde işlenmiş olacağı gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin, (1), (2) ve (3) üncü fıkraları;
(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.
(2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.
(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.
Şeklinde düzenlenmiştir.

2. Alaşehir Cumhuriyet Başsavcılığının 25.10.2001 tarihli ve 2001/1862 sayılı müddetnamesine göre, 20 yıl 1 gün hapis cezasının infazı amacıyla, 25.12.1998 tarihinde ceza infaz kurumuna alınan hükümlünün, cezasından 647 sayılı Kanun’un 19 ve ek 2 nci madde hükümleri uyarınca ½ oranında ve ayda 6 gün

indirim yapılmak suretiyle koşullu salıverilme tarihinin 28.10.2001, bihakkın tahliye tarihinin ise 07.03.2017 olarak belirlendiği, Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 28.10.2001 tarihli ve 2001/322 değişik
iş sayılı kararı ile 28.10.2001 tarihinden geçerli olmak üzere koşullu salıverilmesine karar verildiği, hükümlünün koşullu salıverildikten sonra bihakkın tahliye tarihi olan 07.03.2017 tarihinden önce denetim süresi içerisinde 21.09.2003, 23.06.2004, 11.12.2004, 04.08.2005, 08.10.2005, 06.04.2006 ve 11.03.2015 tarihlerinde işlemiş olduğu hapis cezasını gerektiren kasıtlı suçlardan dolayı toplam 8 yıl 60 ay hapis cezasına mahkum olduğu anlaşılmıştır.

3. Hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğu, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu, denetim süresi ile ilgili 5275 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin altıncı fıkrasında 7242 sayılı Kanun’un 48 … maddesi ile yapılan değişiklik öncesi “Koşullu salıverilen hükümlünün tabi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre koşullu salıverilme süresinin belirlenmesi ve koşullu salıverilme kararı verilmesi durumunda denetim süresinin uygulanmasının sözkonusu olabileceği, somut olayda hükümlü hakkında koşullu salıverilme süresi bakımından lehe kabul edilen 647 sayılı Kanun hükümleri uygulandığı anlaşılmakla, denetim süresinin 647 sayılı Kanun’a göre belirlenmesi ve bihakkın tahliye tarihine kadar devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu ve denetim süresi dolmadan 21.09.2003, 23.06.2004, 11.12.2004, 04.08.2005, 08.10.2005, 06.04.2006 ve 11.03.2015 tarihlerinde işlemiş olduğu kasıtlı suçlardan dolayı hapis cezası ile cezalandırılan hükümlü hakkında daha önce verilen koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, 647 sayılı Kanun ve 5275 sayılı Kanun hükümleri karma uygulanmak suretiyle ikinci suçun denetim süresi dolduktan sonra işlendiği gerekçesiyle koşullu salıverilme kararının geri alınmasına, ikinci suçun işlendiği tarih ile bihakkın tahliye tarihi arasındaki sürenin aynen infazına dair verilen kararın kaldırılmasına ilişkin İnfaz Hakimliğince verilen ek karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine dair itiraz mercince verilen karar Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.03.2021 tarihli ve 2021/285 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

12.07.2023 tarihinde karar verildi.