YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/461
KARAR NO : 2023/966
KARAR TARİHİ : 13.03.2023
MAHKEMESİ:Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
KARAR : İtirazın süre yönünden reddine dair
Elazığ 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.03.2022 tarihli ve 2022/32 Esas, 2022/92 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası ve aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik katılan vekili tarafından yapılan itirazın, süre yönünden reddine dair merci Elazığ 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.04.2022 tarihli ve 2022/326 Değişik İş sayılı kararının kesin olmakla 26.04.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 07.11.2022 tarihli ve 2022/22556 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 05.01.2023 tarihli ve KYB-2022/140936 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyasının onaylı sureti Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 05.01.2023 tarihli ve KYB-2022/140936 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya aslının, diğer hükümlere yönelik istinaf başvurusu üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği anlaşıldığından onaylı dosya sureti üzerinden yapılan incelemede;
Benzer bir olayda Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 30.01.2017 tarihli ve 2016/3844 Esas, 2017/158 Karar sayılı ilâmında yer alan, ‘.. hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının, sanık müdafin yüzüne karşı verildiği ve 7 günlük itiraz süresinin kararın tefhiminden itibaren işlemeye başlayacağının belirtildiği, sanık müdafi tarafından dosyaya sunulan 11.09.2018 havale tarihli itiraz dilekçesi üzerine merci Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.11.2018 tarihli kararı ile itirazın süre yönünden reddine karar verilmiş ise de sanık müdafi tarafından avukat portal vasıtasıyla 03/07/2018 tarihinde gönderilen süre tutum dilekçesinin kaydı yapılarak fiziki evrakın dosya arasına alındığı, merci tarafından süre yönünden reddine karar verilen itiraz dilekçesinin ise süre tutum dilekçesi sonrasında verilen ayrıntılı itiraz dilekçesi olduğunun anlaşılması karşısında, karara süresinden sonra itiraz edildiği gerekçesi ile red kararı verilmiş ise de, 03.07.2018 tarihli süre tutum dilekçesinin 7 günlük yasal süre içerisinde sunulduğu anlaşılmakla, süresinde yapılan itirazla ilgili olarak esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden… Kararın CMK’nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA…’ şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, Elazığ 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.03.2022 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının, müşteki … vekilinin yüzüne karşı verildiği ve 7 günlük itiraz süresinin kararın tefhiminden itibaren işlemeye başlayacağının belirtildiği, müşteki vekilince 02.04.2022 tarihinde UYAP üzerinden dosyaya sunulan itiraz dilekçesi üzerine mercii Elazığ 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.04.2022 tarihli kararı ile itirazın süre yönünden reddine karar verilmiş ise de, müşteki vekilince 13.03.2022 tarihinde UYAP üzerinden süre tutum dilekçesi verildiği, mercii tarafından süre yönünden reddine karar verilen itiraz dilekçesinin ise süre tutum dilekçesi sonrasında verilen ayrıntılı itiraz dilekçesi olduğunun anlaşılması karşısında, karara süresinden sonra itiraz edildiği gerekçesi ile red kararı verilmiş ise de 13.03.2022 tarihli süre tutum dilekçesinin 7 günlük yasal süre içerisinde sunulduğu anlaşılmakla, süresinde yapılan itirazla ilgili olarak esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un, Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması başlıklı 231 inci maddesinin, inceleme konusu ile ilgili olan yedinci fıkrasında yer alan;
“Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.”
Şeklindeki düzenlemede, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlara itiraz yolunun açık olduğu hükme bağlanmıştır.
5271 sayılı Kanun’un, İtiraz olunabilecek kararlar başlıklı 267 nci maddesinin birinci fıkrası ise;
“(1) Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.
”
Şeklinde düzenlenmiştir.
2. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde; sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın katılan vekilinin yüzüne 08.03.2022 tarihinde tefhim edildiği, anılan karara yönelik katılan vekilince 13.03.2022 tarihli süre tutum dilekçesinin 7 günlük kanunî süre içerisinde sunulduğu anlaşılmakla, süresinde yapılan itirazla ilgili olarak esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Elazığ 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.04.2022 tarihli ve 2022/326 Değişik İş sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.03.2023 tarihinde karar verildi.