Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2023/4225 E. 2023/4064 K. 09.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4225
KARAR NO : 2023/4064
KARAR TARİHİ : 09.06.2023

MAHKEMESİ:Ağır Ceza Mahkemesi

Kasten öldürme (maktul … …’a karşı) ve kasten öldürmeye teşebbüs (katılan sanıklar … ve …’a karşı) suçlarından sanık …’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81/1 (3 kez), 35/2 (2 kez), 29 ve 62/1 (3’er kez) maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis ve 2 kez 3 yıl 9 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.05.2011 tarihli ve 2007/150 Esas, 2011/121 Karar sayılı kararının, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 17.05.2012 tarihli ve 2012/345 Esas, 2012/3916 Karar sayılı ilâmı ile kasten öldürme suçu yönünden onanarak kesinleşmesini, kasten öldürmeye teşebbüs suçları yönünden bozulmasına karar verilmesini müteakip, kasten öldürmeye teşebbüs (katılan sanıklar … ve …’a karşı) suçlarından yeniden

yapılan yargılama sonunda adı geçen sanığın 5237 sayılı Kanun’un 81/1, 35/2, 29 ve 62/1 (2’şer kez). maddeleri uyarınca 2 kez 5 yıl hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.06.2013 tarihli ve 2012/145 Esas, 2013/128 Karar sayılı kararının, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 16.09.2014 tarihli ve 2014/2529 Esas, 2014/3879 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini takiben, hükümlü müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.11.2021 tarihli ve 2012/145 Esas, 2013/128 Karar sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii … 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.03.2022 tarihli ve 2022/1 değişik … sayılı kararı ile ilgili olarak;

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 08.05.2023 tarihli ve 94660652-105-35-11139-2023-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.05.2023 tarihli ve 2023/54816 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 12.05.2023 tarihli ve 2023/54816 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Kasten öldürme (maktul … …’a karşı) suçundan sanık …’nun mahkumiyetine dair … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.05.2011 tarihli ve 2007/150 Esas, 2011/121 Karar sayılı kararının, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 17.05.2012 tarihli ve 2012/345 Esas, 2012/3916 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmiş olması karşısında, hükümlü müdafii tarafından 17.09.2021 ve 25.10.2021 tarihli dilekçeler ile yapılan yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine, kasten öldürme suçuna ilişkin kesinleşen mahkumiyet hükmüne karşı başvurulan yargılamanın yenilenmesi talebinin kanun yararına bozma incelemesine konu edilebilmesi için öncelikle Mahkemesince bir karar verilmesi gerektiği, … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/150 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılamanın yenilenmesi talebi hakkında bir karar verilmemiş olduğundan, kasten öldürmeye teşebbüs (katılan sanıklar … ve …’a karşı) suçlarından adı geçen sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine karşı yapılan yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkin mercii … 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.03.2022 tarihli ve 2022/1 değişik … sayılı kararı yönünden yapılan incelemede,
… 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.06.2013 tarihli kararını müteakip, hükümlü müdafiinin, Mahkemece sanık … tarafından kullanıldığı kabul edilen ve olaydan sonra ele geçirilemeyen 9 mm çapındaki silahın kasten öldürmeye teşebbüs suçunun mağduru … tarafından 2019 tarihinde kolluk güçlerine teslim edildiği ve yapılan kriminal incelemede, olay yerinde mevcut 7 adet 9 mm çapındaki kovanın teslim edilen silahtan atıldığının tespit edildiğini, ayrıca …’ın alınan beyanında, söz konusu silahın maktul … … tarafından olay günü kullanılarak ateş edildiğini beyan ettiğini belirterek sonradan ortaya çıkan bu durumun değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle yaptığı yeniden yargılanma talebinin … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.11.2021 tarihli ek kararı ile reddine karar verilmiş ise de,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri” başlıklı 311 nci maddesinde, “(1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:

a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.
b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.
c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.
d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise.
e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.
f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir…” şeklinde düzenlemelerin yer aldığı,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.03.2014 tarihli ve 2012/3-909 Esas, 2014/121 Karar sayılı kararında, “Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için “yeni” olması gerekmektedir. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi sebebiyle, hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın “yeni” olarak nitelendirilmektedir. Olay ya da delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan ya da mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da “yeni” sayılmalıdır. Bu doğrultuda hükmü veren mahkemeye bildirilmediğinden yargılama yapılırken değerlendirilemeyen her türlü olgu ve delil de “yeni” sayılmaktadır.” şeklinde açıklamaya yer verildiği,
Dosya kapsamına göre, adı geçen sanığın katılan sanıklar … ve …’a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yapılan yargılama neticesinde, Mahkemece, ölen … …’un, müdahil sanık …’ın kullandığı … marka… plaka sayılı oto ile sanık …’ın babasının evinin bulunduğu … ilçesi … sokağa taciz amaçlı Tel sokaktan giriş yaptıkları, olay yeri krokisinde 2-3 ve 4 numaralı olarak belirtilen 7.65 mm çapındaki boş kovanların bulunduğu yerde (…’larının babalarının evinin karşısı) ateş ettikleri, bu durumdan haberdar olan sanık … ve …’nun diğer sanık … … tarafından kullanılan oto ile geldikleri, bir şekilde ölen ve diğer sanıklarla karşılaştıklarında Ünal sokağa doğru yöneldikleri, bulundukları araçtan inerek sokağın sağında ve solunda park halinde olan beyaz Brodvay ve mavi Peugeot marka otoların yanında ölenin de içinde bulunduğu … marka araca en az 12 el ateş ettikleri, ateş edilen araçtaki mermi giriş deliklerinden de açıkça görüleceği üzere öleni ve müşteki sanıkları öldürme kastıyla hareket ettikleri şeklinde gerekçe ile mahkumiyet kararları verilmiş ise de;
Hükümlü müdafii tarafından verilen yargılamanın yenilenmesi talebini içerir dilekçeleri ekinde yer alan, sanık … tarafından 26.09.2019 tarihinde kolluğa verilen ifadesinde, “…. direk teslim
etmiş olduğum silahı çıkardı ve ateş etmeye başladı. Karşılık olarak ta … da …’a ateş etti. Olayda … öldü. … Ben olayda 14 ay ceza aldım ve cezaevinden çıktıktan sonra … bana getirip silahı verdi. Bende hatırası var diyerek sakladım. …” şeklinde beyanda bulunduğu, … Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen ANT-BLS-19-02774 uzmanlık numaralı raporda, olay yerinden ele geçirilen 7 adet 9 mm çapındaki kovanın … tarafından teslim edilen silahtan atıldığının tespit edildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, yargılamanın yenilenmesi talebi olarak ileri sürülen delillerin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 318 ilâ 321 nci maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesini gerektirecek mahiyette olup olmadığının tespiti bakımından, kabule değer görülerek, toplanacak diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, yargılamanın yenilenmesinin kabul veya reddine karar verilmesinin uygun olacağı gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. HUKUKİ SÜREÇ
Hükümlü … hakkındaki dosya kapsamından;
1. Hükümlünün, maktul …’ı kasten öldürme suçundan, … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.05.2011 tarihli ve 2007/150 Esas, 2011/121 Karar sayılı kararı ile cezalandırıldığı, bu karara karşı hükümlü müdafii tarafından yapılan temyiz itirazlarının yerinde görülmeyerek Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 15.05.2012 tarihli ve 2012/345 Esas, 2012/3916 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
2. Aynı olay nedeniyle açılan kamu davasında mağdurlar … ve …’i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan ise … 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.06.2013 tarihli ve 2012/145 Esas, 2013/128 karar sayılı kararı ile cezalandırıldığı, bu karara karşı hükümlü müdafii tarafından yapılan temyiz itirazlarının yerinde görülmeyerek Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 16.09.2014 tarihli ve 2014/2529 Esas, 2014/3879 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.

3. Hükümlü müdafilerinin 17.09.2021 ve 25.10.2021 havale tarihli dilekçelerle;
(a) Olayda … tarafından kullanılan 9 mm çaplı tabancanın bulunmasına rağmen biri 7.65 mm çaplı ve biri de 9 mm çaplı diğer iki adet tabancanın bulunamadığını, olay yerinde olmamasına rağmen mahkemece 9 mm çaplı tabancanın müvekkilleri … tarafından kullanıldığının kabul edildiğini, bu kabulün oluşmasına mağdurlar … ve …’in beyanlarının neden olduğunu ancak mağdur …’ın avukatı ile … İlçe Emniyet Müdürlüğüne giderek 9 mm çaplı bir tabanca teslim ettiğini, alınan beyanında da bu tabancayı olay sırasında …’nun değil, maktul … …’un kullandığını, tabancayı yıllarca ormanlık alanda sakladığını ve pişman olarak yıllar sonra tabancayı teslim etmeye karar verdiğini söylediğini bildirerek, tabancanın teslim edilmesi ile ilgili yapılan soruşturma dosya numarasını bildirmişlerdir.

(b) … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonunda, tabanca ile alınan ekspertiz raporuna göre, tabancanın kullanılamaz halde olması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, ancak …’ın teslim ettiği 9 mm çaplı tabancanın olayda kullanıldığının ve olay yerinde bulunan boş kovanlarla eşleştiğinin alınan ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, olayda tabancayı maktul … …’un kullanmasına rağmen, mağdurlar … ve … tarafından

mahkemenin yanıltıldığını, müvekkilleri …’nun olay yerinde olmamasına, olay yerinde bulunan ancak olaya karışmayan kişinin … … olmasına rağmen müvekkillerinin cezalandırıldığını, bu yeni delilin gerçeğin ortaya çıkmasına neden olduğunu beyan ederek, yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.

(c) Yeni ortaya çıkan delil durumu nedeniyle öncelikle talepleri ile ilgili değerlendirme yapılması konusunda yetkili … 1. Ağır Ceza Mahkemesi olması nedeniyle dosyanın yetkisizlikle … 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir.

(d) Ayrıca yargılamanın yenilenmesi istemlerinin kabule değer olup olmadığı yönünde karar verilmeden önce … Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/19411, 2021/5505 soruşturma numaralı dosyalarının bir suretinin ve … İl Jandarma Komutanlığına yazı yazılarak … ili Kepez ilçesinde oturmakta olan … … isimli kişinin bahçesinde bulunan 7.65 mm çaplı tabanca ile ilgili ekspertiz raporunun bir suretinin getirtilmesini istemişlerdir.

4. … (Kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesince (CMK 250. madde İle Yetkili) dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda “hükümlü müdafiinin talep dilekçesindeki hususlar kabul edilse dahi, mahkememizce verilen ilk hükümde maktulün ateş ettiğinin kabul edildiği, mahkemenin kabulüne göre maktulün olaydan önce taciz atışı yaptığının saptandığı, dolayısıylada olay mahalline yakın çevrede bulunan kovanın tespit edilemeyen ve maktulün kullanmış olabileceği silaha ait çıkabileceği, maktulün vurulma anında silahı kullandığına dair yargılama aşamasında herhangi bir iddianın olmadığı, dosyanın tarafı olan …’ın olaydan çok sonra 2019 yılındaki olayların oluşuna ilişkin daha önceki beyanlarını değiştiren ifadesine itibar edilemeyeceği kabul edildiğinden” gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi ve infazın durdurulmasına ilişkin talebin reddi ile hükümlü hakkındaki infazın aynen devamına karar verilmiştir.
5. Bu karar karşı hükümlü müdafinin 23.12.2021 tarihli dilekçesiyle itiraz ettiği, itiraz mercii olarak inceleme yapan … 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.03.2022 tarihli ve 2022/1 değişik … sayılı kararıyla itirazın reddine karar verilmiştir.
6. Hükümlü müdafinin, Adalet Bakanlığına müracaat ederek; … 9. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının bozulması için kanun yararına bozma yoluna gidilmesi isteminde bulunduğu anlaşılmıştır.
III. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm kanun yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
2. Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 tarihli ve 3-2 sayılı Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, kanun yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.

4. Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.

5. Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
6. 5271 sayılı Kanun’un 311 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde “…yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte…” olmasının, yargılamanın yenilenmesinin koşulu olduğu öngörülmüştür.

7. Yeni olaylar veya delillerin hükmün verildiği anda mahkemece bilinmemesi gerekir. Yargılama aşamasında bilinen olayları veya tanıkları “yeni delil veya yeni olaylar” türünden saymak olanaksızdır. Yeni olaylar veya yeni deliller” söz konusu değil ise, hükümlü yararına yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden bahsetmek yasa koyucunun amacına ve yasanın özüne uygun düşmeyecekti.

8. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.03.2014 tarihli, 2012/3-909 Esas ve 2014/121 Karar sayılı Kararında da vurgulandığı gibi “…Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için “yeni” olması gerekmektedir. Daha önceden mahkemeye bildirilen ancak mahkeme tarafından değerlendirilerek inandırıcı bulunmadığı için dikkate alınmayan delil ve olgular “yeni” değildir.
9. Yeni olay ya da delilin yargılamanın yenilenmesi sebebi olması için aynı zamanda “önemli” de olması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile yeni deliller ve olaylar ortaya konulduklarında tek başlarına ya da önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatini veya daha hafif bir ceza uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmalıdır.
10. Yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabule şayan olup olmadığı konusunda şekil şartının yerine getirilmesi yeterli olmayıp, ikame olunan olay ve delillerin önceden ileri sürülmeyen ve tamamen yeni nitelik taşıyan yapıda olması ve tek başına veya diğer deliller birlikte incelendiğinde hükümlü lehine değerlendirmeye ve önceki hükmü değiştirmeye mahkemeyi yönlendirecek ciddiyette bulunması gerekmektedir.

11. Bu özelliği taşımayan iddialarla, sırf şekli unsurların yeterliliğinden bahisle yargılanmanın yenilenmesinde delil toplamaya ya da bu safha aşılarak duruşmalı incelemeye yönelmek kanun koyucunun amacıyla ve olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesinin yapısıyla uyuşmamaktadır. Diğer bir ifade ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilmesi için kesin hükümden dönülmesini gerektirecek, duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılacak ciddiyette yeni delil ve olayların ortaya konulması zorunludur.

12. Bu nedenle, gerek ilk derece yargılanmasında gerekse temyiz aşamasında ileri sürülen, yargılama makamlarının bilgi sahibi olduğu, suçun sübutu ve nitelendirmesi bakımından göz önüne alınan, bu şekilde aşamalarda değerlendirilen olay ve delillere dayalı olarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulması durumunda, 5271 sayılı Kanun’un 318 … maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca mahkemece yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabule değer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.”

13. Bu açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde; hükümlü … hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda, mahkemece sanığın savunması, mağdurun beyanı, tanık ifadeleri ve maddi deliller birlikte değerlendirilip, gerekçesi de dosya içeriğine uygun ve denetime imkan verecek şekilde gösterilmek suretiyle mahkumiyetine karar verildiği, bu hükme yönelik hükümlü ve müdafiinin yapmış oldukları eksik kovuşturmaya, sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazları reddedilerek Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 15.05.2012 tarihli ve 2012/345 Esas, 2012/3916 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.

14. Kesin hükümden sonra mağdurun, maktulün olay sırasında kullandığı iddiasıyla 9 mm çaplı tabanca teslim edip, ifadesini değiştirmesinin, daha önce alınan ifadelerinin gerçeği yansıtmadığı şeklinde kabul edilmesinin ve mahkemenin takdirine ilişen hususların yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak gösterilmesinin yerinde olmadığı gibi hükümlünün gerek yargılama evresinde (bozma öncesi ve sonrası) gerekse hüküm kesinleştikten sonra ileri sürdüğü hususlar yargılama aşamasında değerlendirilmiştir.

15. Mahkeme, sanığın savunmalarını, mağdurun beyanlarını, tanık ifadelerini, olay yeri görgü tespit tutanağını ve tüm takdiri ve maddi delilleri birlikte değerlendirip hüküm kurmuştur. Mağdurun teslim ettiği 9 mm çaplı tabancanın olayda kullanıldığı alınan ekspertiz raporuna göre sabit olmasına rağmen, olay yeri görgü tespit tutanağına, olaya katılan diğer sanık …’nun olayda kullandığı 9 mm çaplı tabanca ile yapılan atışlar sonucu olay yerinde bulunan boş kovanlar ile teslim edilen 9 mm çaplı tabanca ile yapılan atışlar sonucu olay yerinde bulunan kovanların bulundukları yerler, maktulün içinde bulunduğu araç üzerinde yapılan görgü tespit sonucu düzenlenen rapor, olay öncesi maktulün kullandığı kabul edilen 7.65 mm çaplı tabanca ile yapılan atış sonucu olay yerinde bulunan boş kovanların yerleri birlikte değerlendirildiğinde, 9 mm çaplı tabancanın maktul tarafından kullanıldığına

ilişkin ifade dosya içeriğine ve maddi delillere uygun olmadığından yeni ortaya çıkan bir delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmiştir.

16. Hükümlü müdafiinin, kesin hükümden dönülmesini gerektirecek ve yeniden yargılama yapılmasını haklı gösterecek nitelikte, ciddiyette yeni deliller ileri sürmediği anlaşılmaktadır.

17. Açıklanan nedenlerle, … 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen yargılamanın yenilenmesi ve infazın durdurulmasına ilişkin talebin reddi ile hükümlü hakkındaki infazın aynen devamına ilişkin karara karşı yapılan itiraz üzerine itiraz mercii olan … 9. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın reddine dair verilen 01.03.2022 tarihli ve 2022/1 değişik … sayılı kararda usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden, haklı sebebe dayanmayan kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oybirliğiyle REDDİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.06.2023 tarihinde karar verildi.