Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2023/420 E. 2023/3422 K. 23.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/420
KARAR NO : 2023/3422
KARAR TARİHİ : 23.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kardeşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.02.2022 tarihli ve 2021/266 Esas, 2022/17 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık hakkında iş yerinde silahla yağmaya teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 148 … maddesinin ikinci fıkrası atfıyla 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a)

ve (d) bentleri, 35 … maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 7 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

b) Sanık hakkında kardeşe karşı bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (i) bentleri, 35 … maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba,
Karar verilmiştir.

2. İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.02.2022 tarihli ve 2021/266 Esas, 2022/17 Karar sayılı sayılı kararlarının, sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 17.05.2022 tarihli ve 2022/2600 Esas, 2022/3649 Karar sayılı ilâmıyla özetle; sanığın suç tarihinde katılana yönelik salt yağma kastı ile hareket ettiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kuvvetli ve inandırıcı delil elde edilemediği, bu haliyle suç kastının katılandan alacağını tahsil edebilmek için kendisine zorla senetler imzalatmak olduğu kanaatine varıldığı, 5237 sayılı Kanun’un 150 … maddesinin birinci fıkrasında, kişinin hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanılması halinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır şeklinde düzenlemeye yer verildiği, kasten öldürmeye teşebbüs suçuna yer verilmediği için yağma ve tehdit suçlarının oluşmayacağı, sanığın sübut bulan eylemlerinin bütün halinde aynı Kanun’un 44 üncü maddesinin birinci fıkrası delaletiyle aynı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve 35 … maddesi uyarınca kardeşini kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu düşünülmeden yazılı şekilde uygulama yapılması nedenleriyle oy çokluğuyla bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.10.2022 tarihli ve 2022/278 Esas, 2022/333 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kardeşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi 35 … maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri
Sanık hakkında yağma suçundan da ceza verilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Eylemin kasten yaralama suçunu oluşturduğuna, mahkeme aksi kanaatte ise cezanın alt sınırdan verilip iyi hal indiriminin uygulanması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
1. Sanık … katılanın kardeş oldukları ve kuyumculuk mesleği ile uğraştıkları, bir dönem birlikte çalıştıkları, olay günü sanığın, alacağını alamadığı gerekçesiyle katılanın iş yerine gelerek, elindeki eğeyi

katılana doğrultup 10 adet senet koçanını fırlatarak “imzala senetleri yoksa seni keser, öldürürüm” diyerek tehdit ettiği, katılanın imzalamayı reddetmesi üzerine, katılanın yanına giderek boynundan tuttuğu, işyerinin yazıhane tarafından atölye tarafına doğru ittirdiği, elindeki eğe ile katılanı boynundan iki kez yaraladığı, sanığın saldırılarına devam ettiği sırada, komşu esnaf ve tanıkların araya girerek olayı sonlandırdıkları, dosyada mevcut adlî rapora göre katılanın yaralanmasının yaşamını tehlikeye soktuğu, basit tıbbi bir müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığının tespit edildiği, sanığın tüm aşamalarda istikrarlı bir şekilde kardeşi olan katılandan 1999 yılından beri 5 kg altına tekabül eden 50.000 dolar alacağı olduğunu, kardeş olmaları nedeniyle aralarında senet düzenlemediklerini, 2013 yılında 3 kg altın verilmesi hususunda anlaştıklarını ancak sadece 750 gr altın verildiğini savunması, katılanın bu savunmasının tanıklar S.K., A.D., T.Ç.’nin beyanları ile desteklenmesi, tanık S.A.’nın “sanık … bize bırakın beni, onu öldüreceğim, beni dolandırdılar demişti” şeklindeki beyanı, katılanın 1999 yılında Toprak Bank’ta 50.000 dolar vadesiz hesap açtırması, paranın kaynağı hususunda yurtdışına çıkması için bir dostundan alınıp bankaya yatırılan daha sonrada geri çekilen bir para olduğunu beyan etmesi, katılan ile kardeşleri olan diğer tanıklar S.K., F.K. ve U.K.’nın, sanığın, 2013 yılında babalarının cenazesinde parasını istediğini, aile büyüklerinin araya girmesi üzerine sanığa yardım amaçlı toplamda 750 gr altın verdiklerini beyan etmeleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanığın suç tarihinde katılana yönelik salt yağma kastı ile hareket ettiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak kuvvetli ve inandırıcı delil elde edilemediği, bu haliyle suç kastının katılandan alacağını tahsil edebilmek için kendisine zorla senetler imzalatmak olduğu kanaatine varıldığı, 5237 sayılı Kanun’un 150 … maddesinin birinci fıkrasında, kişinin hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanılması halinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır şeklinde düzenlemeye yer verildiği, kasten öldürmeye teşebbüs suçuna yer verilmediği için yağma ve tehdit suçlarının oluşmayacağı, sanığın sübut bulan eylemlerinin bütün halinde aynı Kanun’un 44 üncü maddesinin birinci fıkrası delaletiyle aynı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve 35 … maddesi uyarınca kardeşini kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu kabul edilerek buna göre uygulama yapıldığı anlaşılmıştır.

2. Sanık savunması, katılan beyanı, tanık anlatımları adlî raporlar, adlî sicil kaydı, bozma öncesi ve sonrası yargılama sürecine ait evraklar dava dosyasında mevcuttur.

3. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği ve gereğinin yerine getirildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
Katılan vekilinin, sanık hakkında yağma suçundan da ceza verilmesi gerektiğine, sanık müdafiinin, eylemin kasten yaralama suçunu oluşturduğuna, mahkeme aksi kanaatte ise cezanın alt sınırdan verilip iyi hal indiriminin uygulanması gerektiğine yönelen temyiz sebepleri yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak

kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, suçta kullanılan alet, hedef alınan vücut bölgesi, katılanda meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, engel hâlin varlığı, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilglerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmının içeriği birlikte değerlendirildiğinde suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmamasına karar verildiği anlaşıldığından, anılan temyiz sebeplerinin incelenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.10.2022 tarihli ve 2022/278 Esas, 2022/333 Karar sayılı kararında katılan vekilince ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğu ile TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçen süre göz önüne alındığında, sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.05.2023 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

Tüm dosya kapsamına göre;
Sanık ile katılanın kardeş olduğu, daha önce ortak iş yapmaları nedeniyle aralarında alacak-borç ilişkisi doğduğu, olay günü sanığın, katılanın çalıştığı iş yerine elinde eğeyle giderek masanın üzerine fırlattığı senetleri imzalamasını yoksa kendisini öldüreceğini söylediği, katılanın imzalamayı reddetmesi üzerine katılana saldırarak yaralamaya başladığı, komşuların araya girmesi üzerine eylemini sonlandırdığı olayda;

Sanığın katılanı öldürmeye teşebbüs ettiği hususunda tereddüt bulunmadığı, tartışılması gereken hususun yağma suçu ile birlikte nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçunun mu, yoksa tek başına nitelikli kasten öldürme ve teşebbüs suçunun mu ya da sadece TCK’nin 81/1. maddesindeki basit kasten öldürmeye

teşebbüs suçunu mu oluştuğuna ilişkin olduğu, TCK’nin 150/1. maddesinde “kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması halinde, ancak tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine yer verilmesinden anlaşılacağı üzere yasa koyucunun sadece kasten yaralama durumunu bu kapsama aldığı, öldürme ya da öldürmeye teşebbüsün TCK’nin 150/1. maddesi kapsamında olmadığı, bu itibarla taraflar arasında varlığı sabit olan alacak- borç ilişkisi kapsamında sanığın alacağını tahsil amacıyla katılanı tehdit ettiği anlaşıldığından yağma suçundan cezalandırılması olanaklı görülmemekle birlikte sanığın katılana zorla imzalattırmak istediği senet nedeniyle bu suçu işleyemeyince duyduğu infialle kardeşi olan katılanı öldürmek istediği bu sebeple eyleminin TCK’nin 82/1-d,i madde ve bentlerinde düzenlenen nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu kanaatinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun sadece kardeşe karşı nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçunun oluşacağına ilişkin görüşüne katılmıyoruz.