Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2023/4101 E. 2023/6822 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4101
KARAR NO : 2023/6822
KARAR TARİHİ : 07.11.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/525 E., 2023/9 K.
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanması

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.03.2021 tarihli ve 2020/167 Esas, 2021/91 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 81 … maddesinin birinci fıkrası, 29 uncu maddesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 yıl 10 ay hapis cezasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 01.07.2021 tarihli ve 2021/1092 Esas, 2021/1114 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 … maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

3. … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 01.07.2021 tarihli ve 2021/1092 Esas, 2021/1114 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 16.11.2022 tarihli ve 2022/1477 Esas, 2022/8972 Karar sayılı kararı ile haksız tahrik hükümlerinin uygulanması sırasında makul bir ceza yerine eksik ceza tayini nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin,10.01.2023 tarihli ve 2022/525 Esas, 2023/9 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 81 … maddesinin birinci fıkrası, 29 uncu maddesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 04.05.2023 tarihinde tanzim olunan ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılanlar vekilinin temyiz sebepleri
1. Eylemin canavarca hisle işlendiğine,
2. Haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine,
3. Takdiri indirim hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine,

B. Sanık müdafiinin temyiz sebepleri
1. Sanık hakkında meşru müdafaa ve meşru müdafaada sınırın aşılması hükümleri uygulanmasına,
2. Haksız tahrike ilişkin hükümler uygulanırken üst hadden indirim yapılması gerektiğine,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık ile maktulün teyze çocuğu oldukları ve maktulün sanığı alkole alıştırdığı şeklinde çevredeki konuşmalar yüzünden aralarında uyuşmazlık bulunduğu, olaydan bir gün önce maktulün sanığın çalıştığı hastaneye giderek sanığı sorduğu ve sanığa gıyabında hakaret ettiği, ayrıca olay günü de maktulün sanığa hakaret ve tehdit içerikli mesajlar attığı, sanık ile maktulün aralarındaki anlaşmazlığı konuşmak maksadıyla buluştukları ve aralarında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü… Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Kliniğinin 19.11.2020 tarihli raporuna göre vücudunda ağır (5) derece kırıklar meydana gelen ve yaralanmaları nedeniyle hayati tehlike geçirmese de duyu ve organlarından birinin işlevi zayıflayan sanığın kavga esnasında parke taşı ile maktulün kafa ve vücuduna vurarak

19.08.2020 tarihli otopsi tutanağına göre zigomatik kemik, ramus mandibula, nazal kemik, kot ve ekstremite kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve gelişen komplikasyonlar nedeniyle öldüğü olayda sanığın maktulü parke taşıyla kasten öldürdüğünün kabulü ile sanık hakkında kasten öldürme suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmıştır.

2. Tanık beyanları dava dosyasında bulunmaktadır.

3. 19.08.2020 tarihli Otopsi Raporu dosyada mevcuttur.

4. Tarafların karşılıklı mesajlamalarına ilişkin ekran görüntüleri dosyada mevcuttur.

5. 07.03.2020 tarihli polis olayyeri inceleme tutanağı dosyada mevcuttur.

6. Maktulün olaydan bir gün önce sanığın çalıştığı hastaneye geldiğine ve konuşmalarına ilişkin CD polisin hazırladığı izleme tutanağı dosyada mevcuttur.

7. Sanığın yaralanmalarına ilişkin 19.11.2020 tarihli adli rapor dosyada mevcuttur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği katılanlar vekiline vekalet ücreti verilmemesi nedeniyle hükmün düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV.GEREKÇE
A. Meşru müdafaa yönünden
1. Sanık müdafiinin meşru savunmaya yönelen temyiz sebepleri yönünden öncelikle, 5237 sayılı Kanun’un 25 … maddesinin birinci fıkrası kapsamında yer verilen meşru savunma müessesesinin sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir.

2. Meşru savunma, 5237 sayılı Kanun’un 25 … maddesinin birinci fıkrasında;
“Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.”
Şeklinde bir hukuka uygunluk nedeni olarak düzenlenmiştir.

3. Bahse konu hüküm gereği meşru savunma kurumunun uygulanabilirliği için saldırının, korunmaya değer nitelikteki herhangi bir hakka yönelmiş olması yeterlidir.

4. Olayın meşru savunma içerisinde gerçekleşip gerçekleşmediğini anlamak için saldırıya ilişkin şartların yanında savunmaya ilişkin de şartların oluşması gerekmektedir. Savunmada zorunluluk bulunsa da savunmanın saldırı ile orantılı olması gerekir. Bu orantılılık belirlenirken saldırının yer ve

zamanı, saldıran kişinin o anki durumu savunmada bulunan buna uygun bir tepki verip vermediği değerlendirilmelidir.

5. Bu açıklamalar kapsamında somut olay irdelendiğinde; sanık ile maktulün aralarındaki anlaşmazlığı konuşmak maksadıyla buluştukları ve aralarında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü… Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Kliniğinin 19.11.2020 tarihli raporuna göre vücudunda ağır (5) derece kırıklar meydana gelen ve yaralanmaları nedeniyle hayati tehlike geçirmese de duyu ve organlarından birinin işlevi zayıflayan sanığın kavga esnasında parke taşı ile maktulün kafa ve vücuduna vurarak 19.08.2020 tarihli otopsi tutanağına göre zigomatik kemik, ramus mandibula, nazal kemik, kot ve ekstremite kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve gelişen komplikasyonlar nedeniyle öldüğü olayda meşru savunma koşullarının mevcut olmadığı anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Meşru savunmada sınırın aşılması yönünden
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 27 nci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelen nedenlerle sınırın aşılmasının olayda uygulanmasının söz konusu olup olamayacağı hususuna gelince; somut olayda sanık ile maktulün aralarındaki anlaşmazlığı konuşmak maksadıyla buluştukları ve aralarında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü… Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Kliniğinin 19.11.2020 tarihli raporuna göre vücudunda ağır (5) derece kırıklar meydana gelen ve yaralanmaları nedeniyle hayati tehlike geçirmese de duyu ve organlarından birinin işlevi zayıflayan sanığın kavga esnasında parke taşı ile maktulün kafa ve vücuduna vurarak 19.08.2020 tarihli otopsi tutanağına göre zigomatik kemik, ramus mandibula, nazal kemik, kot ve ekstremite kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve gelişen komplikasyonlar nedeniyle öldüğü durumu birlikte değerlendirildiğinde sanığın mazur görülebilecek bir korku, panik ya da heyecanın tesiri altında olduğu kabul edilmemiş ve Türk Ceza Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrasının uygulanma şartlarının oluşmadığı, kabul edilmiştir.

C. Eylemin canavarca hisle işlendiği yönünden
Çeşitli yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere, sırf öldürmüş olmak için öldürmek, ölenin acı çekmesinden zevk duymak için öldürmek, silahı denemek maksadıyla öldürmek gibi hâller sadist bir duygu ve düşüncenin eyleme egemen olması bakımından “canavarca his ile” öldürmeye örnek oluştururlar. Benzer biçimde belli toplumsal sınıflara ya da farklı inanç veya mezhep gruplarına duyduğu hınç nedeniyle öldürme, canavarca his sevki ile öldürme suçunu oluşturur. Sanığın, sırf öldürmek için öldürme ya da zevk için öldürme dürtüsüyle hareket ettiğine dair dava dosyasına yansıyan herhangi bir delilin bulunmadığı, sanığın maktul ile karşılıklı çıkan kavgada kendisinin de yaralandığı ve maktulü parke taşı ile kafa ve vücuduna vurarak kasten öldürdüğü anlaşılmakla, sanık hakkında bu nitelikli halin uygulanmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

D. Haksız Tahrik yönünden
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre olaydan bir gün önce maktulün sanığın çalıştığı hastaneye giderek sanığı sorduğu ve sanığa gıyabında hakaret ettiği, ayrıca olay günü de maktulün sanığa hakaret ve tehdit içerikli mesajlar attığı, sanık ile maktulün aralarındaki anlaşmazlığı konuşmak maksadıyla buluştukları ve aralarında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü olayda sanık lehine haksız tahrik koşullarının oluştuğu ve uygulanan indirimin yerinde olduğu anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

E. Takdiri indirim hükümleri yönünden
Mahkemenin takdir yetkisinin cezanın bireysel caydırıcılığı fonksiyonu dikkate alınarak yerinde, yeterli ve kanunî bir gerekçeye dayandığı anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

F. Vekalet ücreti yönünden
Kendisini vekil ile temsil ettiren katılanlar lehine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (F) bölümünde vekalet ücreti bakımından açıklanan nedenle katılanlar vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.01.2023 tarihli ve 2022/525 Esas, 2023/9 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi gereği hüküm fıkrasına; “katılanlar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesince verilen hüküm tarihinde yürürlükte bulunan (2023 yılı) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre 17.400,00 TL maktu avukatlık ücretinin sanıktan alınarak katılanlara ödenmesine,” şeklindeki paragrafın eklenmesi suretiyle, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

07.11.2023 tarihinde karar verildi.