YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/4081
KARAR NO : 2023/3661
KARAR TARİHİ : 29.05.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
… Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.11.2020 tarihli ve 2012/4 Esas, 2020/208 Karar sayılı kararları ile;
1) Hükümlü … hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, aynı maddenin aynı fıkrasının son cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına,
2) Hükümlü … hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, aynı maddenin aynı fıkrasının son cümlesi, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına,
3) Hükümlü … hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, aynı maddenin aynı fıkrasının son cümlesi, 31 … maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kararların, istinaf edilmeksizin Zünbül yönünden 04.03.2021, … yönünden 12.04.2022, … yönünden 19.04.2022 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştikleri anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 22.03.2023 tarihli ve 2022/20295 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28.04.2023 tarihli ve KYB-2023/37638 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28.04.2023 tarihli ve KYB-2023/37638 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“1) Sanık … hakkında kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede:
Dosya kapsamına göre, sanığın katılan … … karşı neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyetine karar verilmiş ise de,
Soruşturma aşamasında toplanan deliller suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/2. maddesi uyarınca iddianame düzenlemekle görevli olan Cumhuriyet savcısı, iddianame ile 5271 sayılı Kanun’un 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemesi gerektiği, bu nedenle iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklanmasının zorunlu olduğu, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu iddia edilen eylemin dışına çıkılması, diğer bir deyişle davaya konu edilmeyen bir fiilden dolayı yargılama yapılması ya da açılmayan bir davadan hüküm kurulması kanuna açıkça aykırı olacağı, iddianamede dava konusu yapılan fiilin müstakilen açıklanması gerektiği, böylelikle sanık; iddianameden atılı suçun ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde anlaması, buna göre savunmasını yapabilmesi ve delillerini sunabilmesi gerektiği, öğretide ‘davasız yargılama olmaz’ ve ‘yargılamanın sınırlılığı’ olarak adlandırılan bu ilke gereğince hâkim, ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabileği ve önüne getirilen uyuşmazlığı hukuki bir çözüme kavuşturabileceği de dikkate alınarak,
Bu kapsamda, … Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 27.12.2011 tarihli ve 2009/401 soruşturma, 2011/204 Esas, 2011/110 sayılı iddianamede, sanığın katılan … … karşı neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunu işlediğine dair usulüne uygun açılmış bir kamu davası bulunmadığı, sanık hakkında Fahriye … yönelik kasten yaralama suçundan kamu davası açıldığı halde, sanık hakkında katılan … … yönelik eylemden dolayı mahkumiyet kararı verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2) Sanık … ve suça sürüklenen çocuk … haklarında kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede:
a) … Cumhuriyet Başsavcılığının 27.12.2011 tarihli ve 2009/401 soruşturma, 2011/204 Esas, 2011/110 sayılı iddianamesinde, sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 87/1-son maddesinin uygulanması; suça sürüklenen çocuk hakkında ise anılan Kanun’un 86/2, 86/3-e ve 87/1-son maddelerinin uygulanması talep edilmemiş olmasına rağmen, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun
226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeksizin, sanık ve suça sürüklenen çocuk haklarında anılan maddelerin uygulanarak savunma haklarının kısıtlanmasında,
b) Olay günü, sanık ile suça sürüklenen çocuğun katılan … … karşı gerçekleştirdikleri eylemde silahtan sayılan herhangi bir eşya kullanıldığına dair gerek … Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 27.12.2011 tarihli iddianamede ve Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki müalaasında gerekse alınan beyanlarda herhangi bir iddia veyahut anlatımın bulunmaması karşısında, sanık ve suça sürüklenen çocuk haklarında 5237 sayılı Kanun’un 86/3-e ve 87/1-son maddelerinin uygulanarak cezalarında arttırım yapılmasında,
c) … Cumhuriyet Başsavcılığının 27.12.2011 tarihli iddianamesiyle, suça sürüklenen çocuğun katılan … Sönmez’i yüzünde sabit ize neden olacak şekilde kasten yaraladığı iddia edilerek hakkında 5237 sayılı Kanun’un 86/1 ve 87/1-c maddeleri uyarınca kamu davası açılmış olması ve katılanda oluşan yaralanmaya ilişkin … Devlet Hastanesince düzenlenen 04.10.2010 tarihli raporun da bu yönde olduğunun anlaşılması karşısında, atılı suça ilişkin temel cezanın anılan Kanun’un 86/1. maddesi yerine, aynı Kanun’un 86/2. maddesi gereğince belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayin edilmesinde,
İsabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
A. Talepnamenin (1) Numaralı Talebi Yönünden
1. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendinin;
“Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.”
5271 sayılı Kanun’un 225 … maddesinin birinci fıkrasının ise;
“Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.”
Şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir.
2. Bu kapsamda incelenen dava dosyasının değerlendirilmesinde; … Cumhuriyet Başsavcılığının, 27.12.2011 tarihli, 2009/401 Soruşturma, 2011/204 Esas, 2011/110 İddianame numaralı evrakı ile hükümlü … hakkında katılan Fahriye S.’ye yönelik kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi gereği kamu davası açıldığı, katılan …’ye yönelik kasten yaralama eylemi nedeniyle açılan dava olmadığı hâlde İlk Derece Mahkemesince hükümlü hakkında katılan …’ye yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan mahkûmiyet kararı verilmiştir.
3. Hükümlü … hakkında …’ye karşı neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan açılmış dava bulunmadığı hâlde, 5271 sayılı Kanun’un 225 … maddesinin birinci fıkrasındaki düzenlemeye aykırı olarak, hakkında açılmış dava bulunmayan ve iddianamede anlatılış tarzına göre unsurları gösterilmeyen bir suç nedeniyle hükümlünün mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup (1) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
B. Talepnamenin (2) Numaralı Talebi Yönünden
1. Olay günü hükümlüler …, …, inceleme dışı suça sürüklenen çocuk … P. ve sanık … P. ile katılan … arasında kız kaçırma meselesi nedeniyle husumet bulunması nedeniyle adı geçenlerim katılanın evine giderek burada çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine katılanı yüzünde sabit ize neden olacak şekilde yaralama yaraladıkları iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
2. … Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.11.2020 tarihli ve 2012/4 Esas, 2020/208 Karar sayılı kararları ile katılan … S.’ye yönelik;
a) Hükümlü … hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, aynı maddenin aynı fıkrasının son cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
b) Sanık … hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, aynı maddenin aynı fıkrasının son cümlesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,
c) Hükümlü … hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, aynı maddenin aynı fıkrasının son cümlesi, 31 … maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
d) Suça sürüklenen çocuk … hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi, aynı maddenin aynı fıkrasının son cümlesi, 31 … maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına
karar verilmiştir.
3. … Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.11.2020 tarihli ve 2012/4 Esas, 2020/208 Karar sayılı kararlarının sanık … ve suça sürüklenen çocuk … tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 03.11.2021 tarihli ve 2021/2066 Esas, 2021/2361 Karar sayılı kararı ile;
“1) Sanık … hakkında TCK’nin 87/1-son maddesi uygulanmış olmasına rağmen iddianamede ve Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalasında bulunmayan bu maddeden sanığa ek savunma hakkı verilmeden hüküm kurulmuş olması,
2) Suça sürüklenen çocuk … hakkında TCK’nin 87/1-c uygulanması talebi ile iddianame tanzim edilmiş olmasına rağmen TCK’nin 86/2, 86/3-e ve 87/1-son maddelerinden ek savunma hakkı verilmeden hüküm kurulması,
3) Suça sürüklenen çocuk hakkında katılanı yüzde sabit iz niteliğinde olacak şekilde kasten yaraladığı iddiası ve TCK’nin 86/1, 87/1-c maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı ve düzenlenen adli raporda bu yönde olduğu halde, temel cezanın TCK’nin 86/1. maddesi yerine aynı kanunun 86/2. maddesine göre belirlenerek eksik ceza tayini,
4) Sanık ve suça sürüklenen çocuğun katılan …’ye yönelik eylemde silah sayılan herhangi bir eşya kullanıldığına ilişkin iddianamede, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalasında katılan sanık ya da tanık beyanlarında iddia ve beyan olmamasına rağmen TCK’nin 86/3-e ve 871-son 2. cümle gereği cezadan arttırım yapılması,” nedenleriyle bozulmasına karar verildiği belirlenmiştir.
4. Bu açıklamalar ışığında inceleme konusu dava dosyasının değerlendirilmesinde;
a) Hükümlüler hakkında iddianamede talep edilmediği hâlde 5271 sayılı 226 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca ek savunma hakkı verilmeksizin hükümlü … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi, hükümlü … hakkında ise aynı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi ve 87 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinin uygulanması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması,
b) Hükümlülerin katılana yönelik eylemlerini silahtan sayılan bir cisimle gerçekleştirdikleri yönünde iddia ve anlatım bulunmadığı dikkate alınmadan haklarında 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendinin uygulanmasına karar verilerek aynı Kanun’un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi gereği hükmolunan hapis cezasının 5 yıla çıkarılması,
c) Katılanın yüzünde sabit ize neden olacak şekilde yaralandığı dikkate alındığında hükümlü … hakkında temel ceza belirlenirken 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası yerine aynı maddenin ikinci fıkrasının uygulanması Kanun’a aykırı olup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının (2) numaralı kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
A. Talepnamenin (1) Numaralı Talebi Yönünden
1. Gerekçe bölümünde yer alan (A) numaralı paragrafta açıklanan hükümlü … hakkında … … yönelik yaralama eyleminden açılan dava olmadığı hâlde mahkûmiyet kararı verilmiş olması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Hükümlü … hakkında …’ye yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan verilen … Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.11.2020 tarihli ve 2012/4 Esas, 2020/208 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin cezanın kaldırılmasını gerektirdiği belirlendiğinden;
“… Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.11.2020 tarihli ve 2012/4 Esas, 2020/208 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında … … yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün tüm sonuçları ile ortadan kaldırılmasına,”
B. Talepnamenin (2) Numaralı Talebi Yönünden
1. Gerekçe bölümünde yer alan (B) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Hükümlüler … ve … hakkında …. yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan verilen … Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.11.2020 tarihli ve 2012/4 Esas, 2020/208 Karar sayılı kararlarının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca hükümlülerin kazanılmış haklarının dikkkate alınarak gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
29.05.2023 tarihinde karar verildi.