YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2778
KARAR NO : 2023/1543
KARAR TARİHİ : 03.04.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
KARAR : Mahkûmiyet
… 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.11.2018 tarihli ve 2017/826 Esas, 2018/753 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 2.400,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin netice cezanın türü ve miktarı itibarıyla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 272 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle 22.11.2018 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 30.01.2023 tarihli ve 2021/4724 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.03.2023 tarihli ve KYB-2023/16306 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyasının onaylı sureti Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07.03.2023 tarihli ve KYB-2023/16306 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya aslının, diğer sanık hakkındaki kasten basit yaralama ve anılan sanık … hakkındaki 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçları bakımından … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi Başkanlığı’nın bozma ilamı üzerine, … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/99 Esasına kayden yargılamanın derdest olması sebebiyle mahallinde bulunmakla, onaylı sûret üzerinden yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre;
1) Sanık hakkında basit yaralama suçu ile birlikte 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet suçundan mahkumiyet kararı verilmiş ise de, somut olayda sanık hakkında suça konu muştayı olay anında kullanmaktan değil de, sahibi olduğu için bulundurmaktan ceza verildiği anlaşıldığından, suç tarihi itibariyle sanığın basit yaralama suçu ile uzlaştırma kapsamında olmayan 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçunu aynı anda işlediğinin kabulünün mümkün bulunmaması, buna göre, sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun’un 86/2. maddesinde düzenlenen kasten basit yaralama suçunun uzlaşmaya tâbi olması karşısında, 5271 sayılı Kanun’un 254/1. maddesinde yer alan, ‘Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.’ şeklindeki düzenleme uyarınca basit yaralama suçu bakımından uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2) Sanık … ile inceleme dışı diğer sanık …’un katılanı birlikte yaraladıkları, sanık …’ın yaralama eylemini silahtan sayılan muşta ile gerçekleştirdiği, katılanın adli raporuna göre yüz bölgesinde kesi bulunması da dikkate alındığında bıçak kullandığının sabit olduğu ve mahkemenin kabulünün de bu şekilde olduğu olayda, sanıkların fiil üzerinde ortak hakimiyet kurarak aynı fikir ve eylem birliği içerisinde neticeye birlikte sebebiyet verdikleri ve diğer sanık …’ın cezasından silah nedeniyle artırım yapıldığı halde, sanık …’ın da 5237 sayılı Kanun’un 37/1. maddesi delaletiyle anılan Kanun’un 86/2, 86/3-e maddeleri gereği cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemeyerek yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. Hükümlünün kız arkadaşının katılan tarafından rahatsız edilmesi meselesi nedeniyle olay günü inceleme dışı diğer sanık … ile birlikte katılanı, adlî muayene raporunun içeriğine göre “sağ göz altında 2×4 cm’lik morarma ve şişlik olduğu, sağ kaş yanında 1 cm.’lik kesi olduğu, sol parietalde 2 adet 0.5’er cm’lik kesi olduğu, sol yanakta 3’er cm. 2 adet sıyrık olduğu, sol yanakta 2×3 cm.’lik hiperemi” nedeniyle basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte yaraladığı, diğer sanık …’ın eylemini silahtan sayılan muşta ile gerçekleştirdiği anlaşılmıştır.
2. 5271 sayılı Kanun’un “Uzlaştırma” başlıklı 253 üncü maddesinin birinci fıkrasında ve aynı fıkrasının (a) bendinde yer verilen;
“(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar,”
Şeklindeki düzenleme karşısında, uzlaştırma kurumunun, şikâyet şartına bağlı suçlar yönünden uygulanabileceği ön koşul olarak belirlenmiştir. Aynı hükmün (b) bendinde şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın 5237 sayılı Kanun’da yer alan bazı suçlar yönünden de uzlaştırma hükümlerinin uygulanması öngörülmüş ise de inceleme dışı sanık …’ın yargılama konusu eylemini, 5237 sayılı Kanun’un, “Tanımlar” başlıklı 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin dördüncü cümlesinde yer alan; “Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,” kapsamında silahtan sayılan muşta ile gerçekleştirdiği iddiası ile kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
3. 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasında ve üçüncü fıkrasının ilgili bölümlerinde;
“(2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine,…
(3) Kasten yaralama suçunun;
…
e) Silahla,
…,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, ….”
Şeklinde düzenleme yapılmıştır.
4. İnceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; Mahkemece hükümlü hakkında belirlenen cezadan 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi uyarınca artırım yapılmamış ise de 5237 sayılı Kanun’un 37 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur” şeklindeki düzenleme gereği hükümlünün, fiil üzerinde ortak hakimiyet kurarak aynı fikir ve eylem birliği içerisinde olduğu suç ortağı diğer sanık …’ın kasten yaralama eylemini silahtan sayılan muşta ile gerçekleştirmesinden aslî fail olarak sorumlu olduğu belirlenmiştir.
Böylece hükümlünün silahta kasten yaralama eyleminin uzlaşma kapsamında kalmadığı anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının (1) numaralı kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
5. Bununla birlikte Mahkemece, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereği belirlenen temel cezada kasten yaralama eyleminin silahtan sayılan muşta ile gerçekleştirilmesi nedeniyle aynı Kanun’un aynı maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi gereği kanunî artırım oranı uygulanmadan karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup (2) numaralı kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
A. Talepnamenin (1) Numaralı Talebi Yönünden
Gerekçe bölümünde (4) numaralı paragrafta açıklanan nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki (1) numaralı düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
B. Talepnamenin (2) Numaralı Talebi Yönünden
1. Gerekçe bölümünde (5) numaralı paragrafta açıklanan nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan verilen … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.11.2018 tarihli ve 2017/826 Esas, 2018/753 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca hükümlünün kazanılmış hakkının dikkate alınması suretiyle gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.04.2023 tarihinde karar verildi.