Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2023/246 E. 2023/3700 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/246
KARAR NO : 2023/3700
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Amasya Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.07.2017 tarihli ve 2015/313 Esas, 2017/239 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 … maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 18.01.2018 tarihli ve 2017/1871 Esas, 2018/121 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 … maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 … maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında kasten öldürme suçundan, beraatine karar verilmiştir.

3. … Bölge Adliyesi Mahkemesi 1. Ceza Dairesi kararının katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 19.03.2019 tarihli ve 2018/5879 Esas, 2019/1701 Karar sayılı kararı ile özetle, sanık …’ in haksız tahrik altında kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraatine karar verilmesi nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

4. … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 03.07.2019 tarihli ve 2019/1496 Esas, 2019/2118 Karar sayılı kararı ile direnme kararı verilerek sanığın, kasten öldürme suçundan beraatine hükmedilmiştir.

5. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ nun 21.10.2021 tarihli ve 2020/1-123 Esas, 2021/493 Karar sayılı kararı ile sanık …’in kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yardım eden sıfatıyla cezalandırılması ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiği nedenleriyle bozulmasına ve dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

6. … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 25.04.2022 tarihli ve 2022/557 Esas, 2022/1227 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 … maddesinin birinci fıkrası, 39 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemi, takdirî indirim hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, iştirakin derecesine,

Sanık Müdafinin Temyiz İstemi, sanığın atılı suçu işlenmediğinden bahisle beraati gerektiğine
ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Temyiz dışı katılan … ile maktul …’un olay tarihinde saat 00.30 sıralarında işletmeciliğini temyiz dışı sanık …’ın yaptığı … isimli içkili lokantaya eğlenmek amacıyla gittikleri, burada bir süre eğlendikten sonra katılanın hesabı istediği, katılan ve maktulün gelen hesabın yüksek olduğu düşüncesiyle hesaba itiraz ettikleri, bu nedenle sanık … ile aralarında başlayan sözlü tartışmanın

kavgaya dönüştüğü, bu sırada aynı iş yerinde garson olarak çalışan temyiz dışı sanık … ile bekçi olarak çalışan sanık …’in de kavgaya dahil oldukları, işyeri içerisinde başlayan kavganın bir süre işyeri dışında da devam ettiği, sanıkların kavga sırasında ele geçirilemeyen sopalar ile katılan ve maktulün çeşitli yerlerine vurdukları, kavga sonrası katılanın maktulü olay yerine geldikleri araç ile Tokat ili Erbaa ilçesine götürdüğü ancak maktulün kendisine gelmemesi üzerine maktulü eniştesinin evini bıraktığı, durumunun ağırlaşması üzerine maktulün önce Erbaa Devlet Hastanesine götürüldüğü, burada yapılan tedavinin ardından Tokat Devlet Hastanesine sevkedildiği ancak burada yapılan tüm müdahelelere rağmen 23.03.2015 tarihinde hayatını kaybettiği anlaşılan olayda, katılanın 25.05.2016 tarihli keşif sırasında verdiği ifadesinde diğer sanıklarla birlikte kendisine vurduğu sırada sanık …’in kendisini bırakıp maktule vurma gibi bir ihtimalinin bulunmadığını beyan ettiği, 24.03.2015 tarihli kolluk ifadesinde her üç sanığın da ellerindeki sopalarla yerde yatan maktulün başında beklediklerini ileri süren tanık …’ın keşif sırasında alınan 25.05.2016 tarihli ifadesinde bu beyanından dönerek sanık …’in elinde sopa bulunup bulunmadığını görmediğini belirttiği, iş yerinde kasiyer olarak çalışan tanık Nanifer’in tüm evrelerde sanık …’in maktule vurduğunu görmediğini beyan ettiği anlaşılmış ise de; olay tarihinde iş yerinde müşteri olarak bulunan tanıklar … ve …’in 24.03.2015 tarihli kolluk ifadelerinde her üç sanığın da ellerindeki sopalarla yerde yatan maktulün başında beklediklerini belirtmeleri, yine iş yerinde müşteri olarak bulunan tanık …’nın 24.03.2015 tarihli kolluk ve 25.05.2016 tarihinde yapılan keşif sırasında alınan ifadelerinde maktule vurduğunu görmemekle birlikte sanık …’in sanık … tarafından maktule sopayla vurulduğu sırada elinde sopayla beklediğini açıklaması, sanık …’ın tüm evrelerde sanık …’in kendisinden sonra elindeki sopayla maktule hamle yaptığını veya vurduğunu savunması ve tanık …’in 17.06.2015 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığınca kendisine sorulması üzerine verdiği “Yanılmıyorsam …’ün de elindeki sopayı …’ye salladığını gördüm. Ancak …’ye salladığı sopa isabet etmedi. Zaten … aldığı darbenin etkisi ile yerde yatmaktaydı.” şeklindeki beyanın sanık …’ın savunmasıyla örtüşmesi nedenleriyle sanık …’in, sanık …’ın işlediği kasten öldürme suçuna iştirakinin 5237 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesi kapsamında “yardım eden” niteliğinde olduğu kabul edildiği ve buna göre uygulama yapıldığı belirlenmiştir.
Her ne kadar sanık …’ın yakalandıktan sonra Taşova Sulh Ceza Hâkimliğince SEGBİS aracılığıyla alınan 10.10.2015 tarihli ifadesinde çoğul ifadeler kullanarak … ile birlikte maktulün de kendilerine küfür ettiğini ileri sürmüş ise de Cumhuriyet Başsavcılığınca SEGBİS aracılığıyla alınan 12.10.2015 tarihli ifadesinde ve sonraki evrelerde maktul tarafından sanık …’e küfür edildiğine ilişkin herhangi bir anlatıma yer vermediği, gerek sanık …’in gerekse …’ın hiçbir evrede maktulün küfür ettiğine ya da saldırıda bulunduğuna ilişkin savunmada bulunmadıkları ve bu yönde herhangi bir tanık anlatımı da bulunmadığı gözetildiğinde; sanık … hakkında kasten öldürme suçu bakımından haksız tahrik hükmünün uygulanma şartlarının bulunmadığı sonucuna ulaşılarak, sanık hakkında haksız tahrik indirimi yapılmadığı tespit edilmiştir.

2. Sanık savunmaları, katılan beyanı, tanık beyanları, olay yeri inceleme raporu, kollukça tutulan tutanaklar, 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunca tanzim olunan 15.02.2017 tarihli rapor ve sanığın adli sicil kaydı dava dosyasında bulunmaktadır.

IV. GEREKÇE
Katılanlar Vekilinin, takdirî indirim hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, iştirakin derecesine, sanık müdafinin, sanığın atılı suçu işlenmediğinden bahisle beraati gerektiğine yönelen temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede,
İleri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, sanığın suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırdığı, maktulden sanığa yönelen haksız söz veya davranış bulunmadığı, takdirî indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği anlaşıldığından anılan temyiz sebeplerinin incelenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 25.04.2022 tarihli ve 2022/557 Esas, 2022/1227 Karar sayılı kararında katılanlar vekilince ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Amasya 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
30.05.2023 tarihinde karar verildi.