YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2363
KARAR NO : 2023/1322
KARAR TARİHİ : 27.03.2023
MAHKEMESİ:Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
KARAR : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Kocaeli (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin, 28.03.2014 tarihli ve 2014/210 Esas, 2014/247 Karar sayılı kararı ile hükümlünün, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca hükmolunan 5 ay hapis cezasının, aynı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ertelenmesine, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca 3 yıl denetim süresi belirlenmesine ilişkin hükmün, temyiz edilmeksizin 07.04.2014 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 10.01.2023 tarihli ve 2022/23631 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.02.2023 tarihli ve KYB-2023/6314 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.02.2023 tarihli ve KYB-2023/6314 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanun’un 231/11. maddesi hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 26.03.2010 tarihli kararıyla sanık hakkında 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün bu haliyle açıklanması gerektiği gözetilmeden, hükmün 5 ay hapis cezası olarak açıklanarak, ertelenmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un, “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231 inci maddesinin, inceleme konusu ile ilgili olan beşinci fıkrası ve onbirinci fıkrası;
“…
(5) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
…
(11) (Ek: 6.12.2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.
…”
Şeklinde düzenlenmiştir.
2. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; hükmün açıklanmasına esas alınan Kocaeli (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin, 26.03.2010 tarihli ve 2010/204 Esas, 2010/371 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin altıncı fıkrası ve beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın 16.04.2010 tarihinde kesinleşmesinin ardından, hükümlünün tabi tutulduğu denetim süresi içerisinde 05.07.2011 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca hükmün aynen açıklanmasına karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan hükümlünün 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezanın ertelenmesine karar verilmesi, Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendinde yer alan; “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenlenme gereği bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. Kocaeli (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin, 28.03.2014 tarihli ve 2014/210 Esas, 2014/247 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin daha hafif bir cezayı gerektirdiği belirlendiğinden;
“Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediği anlaşılmakla 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onbirinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasına,
Sanığın kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereği 120 gün karşılığı adlî para cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığın eylemini eşine karşı işlemesi nedeniyle sanık hakkında belirlenen temel cezadan 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi gereği (1/2) oranında artırım uygulanarak 180 gün adlî para cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığın lehine takdiri indirim sebebi uygulanarak sanık hakkında belirlenen cezadan 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği (1/6) oranında indirim uygulanarak 150 gün adlî para cezası ile cezalandırılmasına,
Sanık hakkında belirlenen gün karşılığı adlî para cezasının, 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği günlüğü 20,00 TL’den olmak üzere paraya çevrilmesiyle 3.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına,
Adlî para cezasının 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince birer ay ara ile ve 20 eşit taksit hâlinde sanıktan tahsiline, ertelemeye ilişkin kısımların hükümden çıkarılmasına, hukuka aykırılığın bu şekilde giderilmesine, infazın belirlenen şekilde yapılmasına, kararın diğer kısımların aynen bırakılmasına,”
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
27.03.2023 tarihinde karar verildi.