Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2023/1365 E. 2023/3267 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1365
KARAR NO : 2023/3267
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli kasten öldürme
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 307 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Katılan vekilinin ve sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1…. 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.06.2021 tarihli ve 2020/12 Esas, 2021/250 Karar sayılı kararıyla; sanık hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi uyarınca 17 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2…. Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 03.11.2021 tarihli ve 2021/2854 Esas, 2021/2203 Karar sayılı kararı ile ile; sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekili ve sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 … maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3…. Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 03.11.2021 tarihli ve 2021/2854 Esas, 2021/2203 Karar sayılı kararının katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 06.07.2022 tarihli ve 2022/2529 Esas, 2022/6367 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin ceza miktarı bakımından asgariye yakın bir cezaya hükmedilerek uygulanması gerektiği gerekçesiyle bozulmasına ve dava dosyasının 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir

4…. 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.11.2022 tarihli ve 2022/402 Esas, 2022/430 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan, 5237 Kanunu’nun 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi uyarınca 15 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz istemi; haksız tahrik ve takdiri indirim hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ilişkindir.
Sanık müdafiinin temyiz istemi; meşru savunma ve meşru savunmada sınırın aşılması koşullarının oluştuğuna, sanığın beraat etmesi gerektiğine, haksız tahrikin derecesine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.Sanık … ile maktul … ‘ın baba bir, anne ayrı kardeş oldukları, sanığın babası ve babasınn son eşi … ile birlikte, maktulün ise annesi katılan … ile birlikte ikamet ettikleri, maktulün, gerek babası tanık … ile gerek annesi katılan … ile gerekse diğer aile fertleri ile geçimsizliğinin bulunduğu, uyuşturucu bağımlısı olduğu, maktulün ve annesinin kaldığı adreste komşuları olan tanıklar …, …, … …’nin beyanlarına göre ve savcılıktaki soruşturma dosyasından anlaşıldığı üzere olay tarihinde saat 17.00 sıralarında maktul ile annesi katılan …’ün tartıştıkları, katılan …’ün oğlu maktulün sürekli kendisini ölümle tehdit ettiğini, olay günü de ölümle tehdit ederek kendisini ortak ikametten kovduğunu beyan ederek polis merkezine giderek şikayetçi olduğu, bu sırada maktulün ikametten ayrılmış olduğunun kolluk tarafından tespit edildiği, yine maktulün saat 18.00 sıralarında babası tanık …’yi dövmek için …’nin ikamet ettiği eve gittiği, kapıyı dedesi tanık 1931

doğumlu …’nın açtığı, maktulün evde babasının bulunmadığını öğrenince sinirlendiği, dedesi … ile tartıştığı ve evde bulunan televizyonu balkondan aşağıya attığı, babasını öldüreceğini söyleyerek bağırdığı, gürültüyü duyan etraftaki insanların balkona çıktıkları, maktulün herkes içeri girsin diye bağırdığı, dışarıdan eve gelen tanık …’ın, eşi tanık …’yi telefonla arayarak bu durumu bildirdiği ve eve gelmemesini söylediği, ayrıca sanığı da arayarak maktulün eylemlerini anlattığı ve yine ayrıca polis merkezini aradığı, maktulün evin dışarısında babasının eve gelmesini beklediği sırada sanığın da evinin önüne geldiği, maktule hitaben “abi neden böyle yapıyorsun, bizi mahalleye rezil ediyorsun” dediği, maktulün de sanığa “sen sus, karışma, ben …’ı bekliyorum” dediği, daha sonra olay yerine polis memurlarının geldiği ancak maktulün kendilerine zarar verebileceği düşüncesiyle hiç kimsenin maktulden şikayetçi olmağı, polislerin de maktulü olay yerinden alarak uzaklaştırdıkları, maktulün halası tanık …’nin evine giderek halasına hitaben, babası …’yi kastederek “neden şerefsize haber veriyorsunuz, ben size söylemiyor muyum, öldüreceğim onu” dediği, daha sonra buradan da ayrılarak evlerinin yakınındaki parka gittiği, sanığın da babası tanık …’ı arayarak “ağabeyim seni arıyor, öldüreceğini söylüyor, eve gelme” dediği, bir süre sonra sanığın maktulü telefonla arayarak bu konuları başbaşa konuşmak istediğini söylediği ve maktulle konuşmak için parka gittiği, burada bir süre konuştukları, maktulün dosya kapsamında bulunan raporlardan da anlaşılacağı üzere olay günü uyuşturucu madde kullandığı ve madde etkisi altında olduğu, maktulün sanığa babasını desteklememesi, kendisinin yanında olması konusunda söylemlerde bulunarak ve sanığa sinkaflı küfür ederek bağırdığı, saat 19.30 sıralarında birlikte maktulün yaşadığı eve çıktıkları, giriş kapısının sağ tarafında bulunan odaya geçtikleri, sanığın maktule “neden böyle yapıyorsun” dediği ve odanın içinde tartışmaya başladıkları, tartışmanın büyümesi üzerine maktulün odadan çıktığı ve elinde bıçak ile geri döndüğü, bıçağı sanığa doğrultarak sanığın üzerine yürüdüğü, sanığın bu sırada kanepenin üzerine çıktığı ve maktulün sanığa doğru bıçağı savurduğu, sanığın bıçağı sağ eliyle ittiği ve bu sırada sanığın sağ elinin 2 ve 4. parmak proksimal falanks hizası fleksörde, yüzeyel cilt kesisi, 4 ve 5. parmakları arasından, avuç içerisine doğru seyreden, 9 cm boyunda skar dokusu, 3. parmak proksimalinde 3 cm bağ dokusu olacak şekilde, organlarından birinin (sağ elinin) işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak şekilde yaralandığı, sanığın bıçağı sağ eliyle ittikten sonra maktulün göğsüne doğru tekme atmasıyla maktulün yere düştüğü, sanığın, maktulün yere düşmesini fırsat bilerek maktulün bıçak bulunan sağ elinin bileğini tutarak maktulün elindeki bıçağı aldığı, bıçağı ele geçiren sanığın, maktulden kaynaklı olan ve yukarıda belirtildiği şekilde maktulün babasına yönelik tehdit ve eylemleri ile kendisine yönelik hakaret ve yaralama eyleminin oluşturduğu hiddet ve tahrik etkisi ile maktulden ele geçirdiği bıçakla, maktulün vücuduna 16 kez vurarak öldürdüğü anlaşılmıştır.

2.Haksız tahrik yönünden değerlendirmesi; sanığın kardeşi kasten öldürme suçunu, olay zamanı uyuşturucu maddenin etkisi altında olduğu anlaşılan maktulün olay öncesinde babası olan tanık …’a yönelik hakaret, tehdit ve eylemleri, kendisine sinkaflı sözlerle hakaret etmesi, sonrasında da evde bulundukları, tartışmanın büyüdüğü sırada, maktulün odadan çıkıp elinde bıçak ile geri gelerek kendisine doğru bıçağı savurması ve kendisinin elinin işlevinin sürekli olarak zayıflaması şeklinde yaralanmasından kaynaklı hiddetin ve tahrikin etkisiyle, dolayısıyla maktulden kaynaklı olup kendisine doğrudan yönelen haksız fiillerin meydana getirdiği hiddetin ve ruhsal karmaşanın, tahrikin etkisiyle işlediği ve haksız tahrik hükmünün tatbiki koşullarının oluştuğu kanaatine ulaşılmıştır.

3.Sanık savunmaları, tanık beyanları uzmanlık raporları, maktule ait ölü muayene ve klasik otopsi Esas No : 2023/1365

tutanağı dava dosyasında mevcuttur.

4.Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
İleri sürülen iddia ve savunmaların toplanan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, alınan raporların yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, olaylar olgular başlığı altında ayrıntılı olarak anlatıldığı üzere maktulden sanığa yönelen ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin niteliği ve ulaştığı boyut dikkate alındığında belirlenen indirim oranının isabetli olduğu, sanık hakkında meşru savunma ve meşru savunmada sınırın aşılması koşullarının oluşmadığı, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği anlaşıldığından anılan temyiz sebeplerinin incelenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.11.2022 tarihli ve 2022/402 Esas, 2022/430 Karar sayılı kararında katılan vekili ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca … 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
18.05.2023 tarihinde karar verildi.