Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2023/1339 E. 2023/2584 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1339
KARAR NO : 2023/2584
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.02.2016 tarihli ve 2015/74 Esas, 2016/58 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, müsadereye ve mahsuba karar verilmiştir.

2. Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.02.2016 tarihli ve 2015/74 Esas, 2016/58 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 06.10.2021 tarihli ve 2020/3429 Esas, 2021/13076 Karar sayılı kararı ile özetle; sanığın 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) ve (e) bentleri, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ve son cümlesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle cezalandırılması yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması, kabul ve uygulamaya göre de 5237 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile yapılan uygulama sırasında makul bir ceza tayini yerine yazılı şekilde 13 yıl hapis cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.01.2022 tarihli ve 2021/439 Esas, 2022/15 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (a) ve (e) bentleri, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, müsadereye ve mahsuba karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; alt sınırdan uzaklaşılarak ve haksız tahrik ile diğer lehe olan hükümler uygulanmaksızın ceza tayininin usul ve yasaya aykırı olduğuna ve vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık ile kız kardeşi olan mağdur arasında, mağdurun ailesinin rızasını almadan başka bir kişi ile resmi nikah olmaksızın yaşaması nedeniyle husumet bulunduğu, ailenin mağdurun Eleşkirt ilçesine gelmesini yasakladığı, ancak olay tarihinden önce mağdurun ilk evliliğinden olan oğlunun cenazesi nedeniyle Eleşkirt ilçesine geldiği, sanığın mağdurun cenazeye katılmasına engel olduğu, mağdurun yaşadığı Çorlu ilçesine döndüğü, sanığın ise mağdurun Eleşkirt ilçesine gelmesini hazmedemediği, olay günü Çorlu’ya, kardeşi tanık … ile birlikte giderek, tanık …’in mağduru telefon ile arayıp görüşmek için dışarıya çağırması üzerine bir araya geldikleri, sanığın, mağdur ile konuşacağı bahanesi ile tanıkların yanından ayrılarak yürüdükleri sırada üzerindeki bıçağı çıkartıp, mağduru karın bölgesinden bir kez yaraladığı, mağdurun bıçağı almak isterken sol el avuç içinden de yaralandığı,

mağdurun umblikusun 4 cm kadar üstünde orta hatta ve karın boşluğuna girerek mide ve deudenumda lezyonlara neden olan kesici delici alet yaralanması ile hayati tehlike geçirdiği, sanığın suçta kullandığı bıçağı olay yeri yakınındaki okulun bahçesine atarak kaçtığı anlaşılmıştır.

2. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak düzenlenen Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun, 14.09.2015 tarihli ve 5626 karar numaralı;
“… Umblikusun 4 cm kadar üstünde orta hatta tarif edilen ve karın boşluğuna girerek mide ve deudenumda lezyonlara neden olan kesici delici alet yaralanmasının; Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu…Sol avuç içinde ulnar kenarda tarif edilen yumuşak doku seyirli kesici delici alet yaralanmasının trasesine uyan bölgede iç organ, büyük damar lezyonu tanımlanmadığı cihetle; Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu…”
Görüşünü içeren raporu dava dosyasında mevcuttur.

3. Sanık savunması, mağdurun ve tanıkların beyanları, 09.11.2013 tarihli tutanak, 13.11.2013 tarihli CD çözümleme tutanağı, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün, 06.12.2013 tarihli uzmanlık raporu, sanığa ait nüfus kayıt örneği ve adlî sicil kaydı dava dosyasında bulunmaktadır.

4. Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine ve içeriğine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık müdafiinin; alt sınırdan uzaklaşılarak ve haksız tahrik ile diğer lehe olan hükümler uygulanmaksızın ceza tayininin usul ve yasaya aykırı olduğuna ve vesaireye yönelen temyiz sebepleri yönünden;
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, eyleme uyan suç vasfı ile yargılama sonucunda oluşan kanaat ve takdire göre ceza yaptırımının yasal bağlamda ve gerekçesi gösterilerek belirlendiği, mağdurdan sanığa yönelen haksız söz veya davranış bulunmadığı, sanık lehine takdirî indirim hükümleri dışında uygulanabilecek lehe hüküm bulunmadığı, takdirî indirimin de Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği anlaşıldığından, hükümde bu yönleriyle hukuka aykırılık bulunmamış ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.01.2022 tarihli ve 2021/439 Esas, 2022/15 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.05.2023 tarihinde karar verildi.