YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1051
KARAR NO : 2023/4079
KARAR TARİHİ : 12.06.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs
KARAR : Direnme
… 2.Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.09.2021 tarihli ve 2021/27 Esas, 2021/317 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 21.10.2020 tarihli ve 2019/882 Esas, 2020/2459 Karar sayılı bozma kararına karşı direnme kararı verildiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 6763 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesiyle değişik 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 6763 sayılı Kanun’un 38 … maddesiyle 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10 uncu maddesi uyarınca yapılan incelemede;
Mahkemece verilen direnme kararının; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin direnme kararını temyize
hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.06.2018 tarihli ve 2010/543 Esas, 2018/234 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
a. Mağdur …’a yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 35 … maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b. Mağdur … ile katılanlar … ve …’e yönelik tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçlarından, 765 sayılı (Mülga) Türk Ceza Kanunu’nun 450 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 61 … maddesi, 59 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 31 … ve 33 üncü maddeleri uyarınca (üç kez) 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.
2. … 2.Ağır Ceza Mahkemesi kararının, sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 21.10.2020 tarihli ve 2019/882 Esas, 2020/2459 Karar sayılı kararı ile ;
” Oluşa ve dosya kapsamına göre; suç tarihinde mağdurlara ait aracın karayolunda seyir halinde iken, seyir güzergâhına pusu kurularak birden fazla silah kullanılmak suretiyle yoğun ateş altına alındığı, mağdurların aşamalardaki beyanlarında; eylemin aralarında husumet bulunan sanığın akrabaları tarafından gerçekleştirildiğini beyan etmekle birlikte, olaydan sonraki ilk beyanlarında ismen sanıktan bahsetmedikleri, bilahare verdikleri ifadelerde özellikle mağdur … ve …’in eylemi gerçekleştirenler arasında sanığın da bulunduğunda ısrarcı oldukları ancak; soruşturma aşamasında usulüne uygun bir teşhis işlemi yapılmadığı, bununla birlikte aynı araçta bulunan diğer mağdurlar ve özellikle husumete taraf olmayan temyiz dışı mağdur …’in ateş edenler arasında sanığı tam olarak görüp tanıyamadıklarını beyan ettikleri, buna mukabil, sanığın ilk beyanından itibaren o tarihte … Merkez’de bulunan ticaret lisesinde öğrenci olduğunu ve olay saatinde okulda bulunduğunu savunduğu, aynı okulda öğrenci olan arkadaşlarının lehine tanıklık yaptıkları, okul idaresinin de sanığın o tarihte okulda yapılan derslere kayden katıldığına yönelik bir belge düzenlediği, düzenlenen belgenin kayıtlara uygun olduğunun okul idarecileri tarafından beyan edildiği fakat okulda gerçekleştirilen ders ve sınav faaliyetlerine ilişkin ayrıntılı belgelerin muayyen yasal sürelerin geçmesi nedeniyle imha edildiğinin bildirildiği, aynı gün öğleden sonra emniyet müdürlüğüne gittiğini beyan eden sanığın beyanını o tarihte emniyette görevli olduğunu beyan eden polis memurunun da doğruladığı anlaşılmaktadır.
Ortaya çıkan delil durumuna göre; toplam beş kişi olan mağdurlardan iki kişi sanığı suçlamakta buna karşılık üç kişi diğer mağdurlarla aynı araçta, aynı yer, zaman ve imkanda olmalarına rağmen bu suçlamaya katılamamakta, buna karşılık suçlamayı reddeden sanığın savunmasını destekleyen tanıklar ve içeriği muğlak olmakla birlikte bir belge bulunmaktadır. Sanığı suçlayan mağdurların geniş bir aileden özellikle sanığı suçlamaları için bir neden bulunmamakla birlikte husumetin etkisiyle gerçeğe aykırı beyanda bulunmaları mümkün görünmektedir. Ayrıca yoğun çatışma ortamında olayın verdiği korku, kaygı ve panikle hareket eden mağdurların çok da iyi tanımadıkları anlaşılan sanığı bir
başkasıyla karıştırmaları veya benzetmeleri diğer üç mağdurun olayı doğru düzgün göremedikleri de düşünüldüğünde pekâla mümkün görünmektedir.
Şu hâlde sanığın olay yerinde olduğunu gösteren yegâne delil, belirtilen iki nedenle kuşkuyla yaklaşılması gereken mağdurların beyanlarından ibaret iken, sanığın olay yerine 120 km’den fazla mesafesi olan ve olay yerine ulaşma imkânı bulunmayan okulda olduğuna dair birden fazla tanıklar ve belgeler bulunmaktadır. Sanığın lehine olan bu delillere niçin itibar edilmediği de gerekçeli kararda açıklanamamıştır.
Elbette, içeriği muğlak belge ve sanık lehine olan tanık beyanlarının da gerçeğe aykırı olma ihtimali vardır ancak, bu ihtimal ortaya konulmadan veya usulünce itibar edilmeme nedenleri açıklanmadan, hem nitelik hem nicelik olarak üstün durumdaki sanığın lehine olan deliller dikkate alınmaksızın yalnızca aleyhine olanlara itibar edilip, şüpheden sanık yararlanır ikesi de ihlal edilerek, atılı suçları işlediğine dair her türlü kuşkudan uzak yasal ve yeterli delillere ulaşılamayan sanık hakkında beraat kararları verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi,”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.09.2021 tarihli ve 2021/27 Esas, 2021/317 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca direnilmesi ile sanık hakkında;
a. Mağdur …’a yönelik nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 35 … maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b. Mağdur … ile katılanlar Cever ve Hail’e yönelik tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçlarından, 765 sayılı (Mülga) Türk Ceza Kanunu’nun 450 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 61 … maddesi, 59 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 31 … ve 33 üncü maddeleri uyarınca üç kez 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz sebepleri ; direnme kararının yerinde olmadığı ve sübuta, ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay tarihinde sanık …’ın haklarında verilen hükümler kesinleşen … … , … … ve … ile birlikte öncesinde husumetli oldukları mağdurlar …, …, … ve …’ın içerisinde bulundukları aracı, sevk ve idarelerindeki araç ile icrasına geçtikleri tasarlama kapsamındaki eylemlerinde kullanarak yol kesmek suretiyle sanık …’ın ele geçmeyen ateşli silahı ve diğer haklarında hüküm verilen sanıkların da aynı şekilde ele geçmeyen ve ancak olay yeri inceleme raporu ile tespit edilen kovanlara göre çok sayıda ateş ettikleri, diğer araç içerisinde bulunan …, …, … ve …’i tasarlayarak öldürmeye teşebbüs ettikleri olayda sanık …’ın olay yerinde bulunmadığına dair savunmasına dayanak olarak ileri
sürdüğü belge ve tanık beyanının olayın oluş şekli, ilk hükümde verilen kabül kararı ve süreçteki sanığın kaçmaya yönelik hareketleri de bir bütün halinde ele alındığında, suçtan kurtulmaya matuf olduğu gibi ilerleyen süreçte karşı taraftaki mağdur beyanlarının sanık …’ın olaya doğrudan şekilde iştirak ettiğinin anlaşıldığı, …, …, .. ve …’ın yanında ayrıca bulunan tanık … ile sanık … arasında önceye dayalı herhangi bir husumet bulunmadığı, … Bazma’nın olay günü tesadüfen o araçta bulunduğu ancak yaralanmadığı, bu haliyle sanık … hakkında öncesinde husumetli olduğu mağdurlar …, …, … ve …’e yönelik tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçlarından uygulamalar yapıldığı, anlaşılmıştır.
2. Olay yeri inceleme tutanağı ile basit krokisi, uzmanlık raporları, mağdur … hakkında düzenlenen adli muayene raporu, tanık beyanları ile tutanaklar dava dosyasında bulunmaktadır.
IV. GEREKÇE
Mahkemenin direnme kararı, oluşa ve dosya kapsamına göre; suç tarihinde mağdurlara ait aracın karayolunda seyir halinde iken, seyir güzergâhına pusu kurularak birden fazla silah kullanılmak suretiyle yoğun ateş altına alındığı, mağdurların aşamalardaki beyanlarında; eylemin aralarında husumet bulunan sanığın akrabaları tarafından gerçekleştirildiğini beyan etmekle birlikte, olaydan sonraki ilk beyanlarında ismen sanıktan bahsetmedikleri, bilahare verdikleri ifadelerde özellikle mağdur … ve …’in eylemi gerçekleştirenler arasında sanığın da bulunduğunda ısrarcı oldukları ancak; soruşturma aşamasında usulüne uygun bir teşhis işlemi yapılmadığı, bununla birlikte aynı araçta bulunan diğer mağdurlar ve özellikle husumete taraf olmayan temyiz dışı mağdur …’in ateş edenler arasında sanığı tam olarak görüp tanıyamadıklarını beyan ettikleri, buna mukabil, sanığın ilk beyanından itibaren o tarihte … Merkez’de bulunan ticaret lisesinde öğrenci olduğunu ve olay saatinde okulda bulunduğunu savunduğu, aynı okulda öğrenci olan arkadaşlarının lehine tanıklık yaptıkları, okul idaresinin de sanığın o tarihte okulda yapılan derslere kayden katıldığına yönelik bir belge düzenlediği, düzenlenen belgenin kayıtlara uygun olduğunun okul idarecileri tarafından beyan edildiği fakat okulda gerçekleştirilen ders ve sınav faaliyetlerine ilişkin ayrıntılı belgelerin muayyen yasal sürelerin geçmesi nedeniyle imha edildiğinin bildirildiği, aynı gün öğleden sonra emniyet müdürlüğüne gittiğini beyan eden sanığın beyanını o tarihte emniyette görevli olduğunu beyan eden polis memurunun da doğruladığı anlaşılmakla, sanığın lehine olan deliller dikkate alınmaksızın yalnızca aleyhine olanlara itibar edilip, şüpheden sanık yararlanır ikesi de ihlal edilerek, atılı suçları işlediğine dair her türlü kuşkudan uzak yasal ve yeterli delillere ulaşılamayan sanık hakkında beraat kararları verilmesi gerektiğinden, direnme kararı yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.09.2021 tarihli ve 2021/27 Esas, 2021/317 Karar sayılı direnme kararı yerinde görülmediğinden, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 21.10.2020 tarihli ve 2019/882 Esas, 2020/2459 Karar sayılı bozma kararının, oy çokluğu ile DÜZELTİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 307 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince direnme kararını incelemek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,
12.06.2023 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY
… 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/06/2018 gün ve 2010/543 Esas 2018/234 Karar nolu ilamı ile sanık … hakkında maktül …’i 5237 sayılı TCK’nin 82/1-a, 35, 62, 53. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile, yine mağdurlar …, … ve …’i tasarlayarak öldürmeye teşebbüs etmek suçundan 765 sayılı TCK’nin 450/4, 61, 59, 31, 33. maddeleri uyarınca üç kez 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kararın, sanık müdafii tarafından süresi içerisinde temyiz istemi ve kısmende re’sen temyize tabi olması üzerine yargılamaya konu dosya dairemize gelmekle heyetimizce yapılan inceleme sonrasında, üzerine atılı eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğine yönelik kesin bir delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek beraati gerektiğine yönelen sayın çoğunluk görüşüne muhalifiz.
Çünkü; … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/06/2018 gün ve 2010/543 esas 2018/234 karar nolu ilamında maddi deliller ayrıntılı bir şekilde tartışılmış ve sanığın bu delillerin ışığı altında, müsnet suçu işlediğine yönelik bir hüküm ile mahkumiyeti cihetine gidilmiştir. … ailesinin hasmı olan ve haklarında dava açılan ve daha önce haklarında mahkumiyet kararı verilip kesinleşen sanıklar … … , … … ve … ile birlikte sanık …’ında eylemin içerisinde olduğu ateş eden kişiler arasında, bulunduğunu tüm aşamalarda istisnasız olarak belirtilmektedirler. Taraflar daha önce birbirlerini tanıdıkları da düşünüldüğünde olayın heyecanı içinde dahi olsa, kişileri teşhis etmeleri çok doğaldır.
Her ne kadar sanık …, suç tarihinde … Merkezde bulunan ticaret lisesinde öğrenci olup, olay saatinde okulda olduğunu savunmakta olup, buna ilişkin mekan tanığı sıfatıyle okul arkadaşlarını göstermiş, savunma tanıkları da bu yönde beyanda bulunmuş iseler de, bu beyanlar zahiri olarak tarafımızdan değerlendirilmiştir. Ayrıca, o tarihte okul idarecisi konumundaki kişinin de kişisel bir belge ile sanığın belirtilen suç tarihinde okulda olduğunu beyan etmekte ise de, bu hususta bizzat okul kayıtlarına dayalı olarak okul idaresi tarafından verilen resmi bir belge niteliğinde bulunmadığından net bir maddi delil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, olay esnasında mağdurlara karşı ateşli silahlar ve yapılan atış sayısı, kullanılan taksideki kurşun giriş delikleri ve araçta meydana gelene zararlar yani maddi deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, mağdurların beyanlarına itibar etme gereğinden bahisle sanık …’ın da haklarında mahkumiyet kararları kesinleşen diğer sanıklarla birlikte hareket ettiğinin kabulü gerekeceğinden, beraatine yönelik sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz. 12.06.2023