YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/9285
KARAR NO : 2023/1373
KARAR TARİHİ : 28.03.2023
MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü;
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.03.2016 tarihli ve 2015/280 Esas, 2016/133 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, son cümlesi, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
B. İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesinin kararının, sanık tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 06.10.2020 tarihli ve 2020/9594 Esas, 2020/12812 Karar sayılı kararı ile,
“1. Sanığın mutlaka duruşmaya çağrılıp veya SEGBİS aracılığıyla dinlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
2. Sanığa 5271 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesi gereğince ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5737 sayılı Kanun’un 87 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinin uygulanması,
3, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre temel ceza tayininde sonuca etkili şekilde alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
4. Sanığın savunmasında sözünü ettiği kişilerin araştırılıp olayla ilgili görgüye dayalı bilgilerine başvurulmak amacıyla tanık sıfatıyla dinlenip, sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması,
5. 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.02.2021 tarihli ve 2020/462 Esas, 2021/122 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, son cümlesi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
D. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 28.09.2022 tarihli ve 2021/29358 sayılı, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz isteminin reddi görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri hükmü temyiz etme iradesinden ibarettir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın kayın validesinin müştekinin teyzesi olduğu, olay günü müştekinin, diğer teyzesinin çocuğunun terbiyesizlik yaptığını görmesi üzerine konuşmak için teyzesinin evine gittiği, müşteki ile teyzesi arasında çıkan tartışmada, sanığın av tüfeği ile ateş ederek müştekiyi yaraladığı olayda, sanık hakkında kasten yaralama suçundan hüküm kurulduğu belirlenmiştir.
2. Sanık üzerine atılı suçlamayı tevil yoluyla ikrar etmiştir.
3. Müşteki hakkında Adlî Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 09.06.2015 tarihli raporda, müştekinin “sağ diz ön yüzde çok sayıda saçma giriş yarası olduğu, fibula kırığına ve damar yaralanmasına neden olan ateşli silah yaralanmasının, yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, basit tıbbî müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, kemik kırığının hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyecek nitelikte olduğu” belirtilmiştir.
4. Olay ve yakalama tutanağı, uzmanlık raporu, müşteki ve tanıkların beyanları dava dosyasında bulunmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. Tebliğname Yönünden
İncelemeye konu hükmün, 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası gereği 1412 sayılı Kanun’un temyiz yolu hükümlerine tabi olduğu, 5271 sayılı Kanun’un 294 üncü maddesi de dâhil olmak üzere temyiz yoluna ilişkin hükümlerinin inceleme konusu dava dosyası açısından uygulama alanının bulunmadığı anlaşılmakla, Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.
B. Sanığın Temyiz Sebepleri Yönünden
Yargılama sürecinde ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç vasfının belirlendiği, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin doğru şekilde uygulandığı anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
Hukuki Süreç başlığı altında ayrıntılarına yer verilen Yargıtay 3. Ceza Dairesinin bozma ilamını etkisiz kılacak şekilde,
1. Sanığın yaralama eylemi neticesinde, müştekinin orta (2) derecede kemik kırığı oluşacak ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanması karşısında; aynı olayda birden fazla nitelikli halin (5237 sayılı Kanun’un 87 nci maddesinin üçüncü fıkrası ve 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi) bir arada bulunması nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesindeki cezada orantılılık ilkesi ve aynı Kanun’un 61 inci maddesindeki ölçütler dikkate alınarak, 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre temel ceza tayininde sonuca etkili şekilde alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde 1 yıl 6 ay cezaya hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini,
2. Sanığın savunmasında sözünü ettiği kişilerin araştırılarak tanık olarak dinlenilmesinden sonra sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile sanığın soyut beyanları esas alınarak lehine (1/2) oranında haksız tahrik indirimi uygulanması hukuka aykırı ise de, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (B) paragrafında açıklanan nedenlerle, İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.02.2021 tarihli ve 2020/462 Esas, 2021/122 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden, eleştiri nedenleri dışında herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden, sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
28.03.2023 tarihinde karar verildi.