Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/8821 E. 2022/7545 K. 03.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8821
KARAR NO : 2022/7545
KARAR TARİHİ : 03.10.2022

(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)

Kasten yaralama suçundan sanık … hakkında basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle yapılan yargılama sonunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-a, 29/1 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251/3. maddeleri gereğince 3 ay 11 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesi uyarınca cezasının ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair … 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli ve 2021/548 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararına karşı sanık müdafiince yapılan itirazın süresi içerisinde yapılmadığından bahisle reddine ilişkin anılan Mahkemenin 17.03.2022 tarihli ve 2021/548 Esas, 2022/21 Karar sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair … 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.03.2022 tarihli ve 2022/147 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 02.09.2022 tarihli ve 2022/23691 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.09.2022 tarihli ve 2022/116022 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, … 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli ve 2021/548 Esas, 2022/21 sayılı kararının 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre sanığın adresine 31.01.2022 tarihinde tebliğ edilerek kesinleştirildiği anlaşılmış ise de,
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun’a göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bilâ tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata anılan Kanun’un 23/1-8. ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan
S/2
adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği,
Somut olayda sanığın bilinen en son adresine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebligat yapılmadan, doğrudan mernis adresine 7201 sayılı Kanun’un 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu, sanık müdafiince yapılan itirazın süresi içerisinde olduğu anlaşılmakla, … 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli kararına karşı sanık müdafiinin itirazı üzerine anılan Mahkemece 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 252/6. maddesi uyarınca itirazın süresinde olmadığından bahisle inceleme yapılmak üzere dosyanın mercii Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi gerekirken 29.03.2022 tarihli ek kararı ile doğrudan itirazın reddine karar verilmesinde ve merci … 13. Ağır Ceza Mahkemesince süresinde yapılan itirazın kabulü ile duruşma açılıp genel hükümlere göre yargılamaya devam edilmesi gerekçesiyle kararın gereği için mahkemesine gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:

TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı CMK’nin “Basit yargılama usulünde itiraz” başlıklı 252/1. maddesi ve 252/2. maddesinin birinci cümlesine göre; “(1) 251’inci madde uyarınca verilen hükümlere karşı itiraz edilebilir. Süresi içinde itiraz edilmeyen hükümler kesinleşir.
(2) İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur…”
5271 sayılı CMK’nin 252/6. maddesine göre ise; “(6) Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir.”
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligatın, öncelikle muhatabın beyan ettiği, en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması, bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı .
S/3
ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak, öncelikle Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek bu adrese tebligat yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosyada; sanık hakkında basit yargılama usulü uygulanarak kasten basit yaralama suçundan mahkumiyet kararı verildiği, ancak bu kararın sanığın bilinen son adresine Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliği yerine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre mernis adresine doğrudan tebliğ edildiği, bu nedenle kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
Sanık müdafii tarafından bu karara karşı yapılan itirazın süresinde olduğu kabul edilerek genel hükümlere göre yargılamaya devam edilmesi gerektiği gözetilmeyerek itirazın süresinde olmadığından bahisle bizzat kararı veren mahkemece itirazın reddine karar verilmiştir. Oysa, 5271 sayılı CMK’nin 252/6. maddesine göre itirazın süresinde olup olmadığının itiraz merciince incelenmesi gerekir.
Böylece, … 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli kararına karşı sanık müdafiinin itirazı üzerine anılan Mahkemece 5271 CMK’nin 252/6. maddesi uyarınca itirazın süresinde olmadığından bahisle inceleme yapılmak üzere dosyanın itiraz merciine gönderilmesi gerektiği de gözetilmeden 29.03.2022 tarihli ek karar ile doğrudan itirazın reddine karar verilmesi ve ek karara yönelik itirazın mercii … 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilerek 5271 sayılı CMK’nin 252/2. maddesine göre duruşma açılıp genel hükümlere göre yargılamaya devam edilmesi gerekçesiyle dosyanın gereği için mahkemesine gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; … 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.03.2022 tarihli ve 2022/147 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4. maddesi KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.10.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi