Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/8495 E. 2023/1562 K. 03.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8495
KARAR NO : 2023/1562
KARAR TARİHİ : 03.04.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : İstinaf başvurularının sanığın tutukluluk bilgisinin gerekçeli kararda gösterilmemesi yönünden eleştirilerek esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Katılanlar vekilinin 30.05.2022 tarihinde tebliğ edilen karara karşı yasal süresinden sonra 29.06.2022 tarihinde temyiz isteminde bulunduğu tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme taleplerinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 16. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.01.2022 tarihli ve 2021/127 Esas, 2022/6 Karar sayılı kararı ile,
Sanık hakkında kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesi ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejiminde çektirilmesine ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 16.05.2022 tarihli ve 2022/559 Esas, 2022/671 Karar sayılı kararı ile,
Sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin ve katılanlar ekilinin istinaf başvurularının tutukluluk bilgisinin gösterilmemesi yönünden eleştirerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 07.09.2022 tarihinde tanzim olunan ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
Sanık hakkında kurulan hükümde meşru savunma ve meşru savunmada sınırın aşılması şartlarının oluştuğuna, haksız tahrik indiriminin üst hadden yapılması gerektiğine, takdiri indirim nedenlerine, tekerrür uygulanmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık ile maktulün aynı mahallede ikamet ettiklerinden birbirlerini tanıdıkları ve aralarında tam olarak tespit edilemeyen nedenlerle husumet bulunduğu, sanık her kadar olay günü ve öncesinde maktulün ailesini rahatsız ettiğini, annesine ve nişanlısına cinsel taciz içerikli mesajlar yolladığını, suç tarihinde kendisine hakaret ettiğini savunmuş ise de; söz konusu savunmaların maddi deliller ile desteklenemediği, olay gecesi ortak arkadaşlarının telefonundan birbirleri ile görüşen tarafların parkta buluşmak için sözleştikleri, sanığın olayda kullandığı tüfekle giderek maktule iki el ateş ettiği, sırtından isabet alan maktulün av tüfeği saçma tanesi yaralanmasına bağlı skapula ve kosta kırıkları ile birlikte büyük damar ile iç organ yaralanması neticesinde olay yerinde bulunan arkadaşları tarafından kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiği, tarafların birbirlerine telefonda yaptıkları görüşmesi sırasında birbirlerine karşılıklı küfür etmiş iseler de ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı tespit edilemediğinden sanık lehine asgari oranda tahrik indirimi uygulandığı anlaşılmıştır.

2. Sanığın tevil yollu ikrar içeren savunmaları, tanık beyanları, olay yeri inceleme raporu ve basit krokisi,24.08.2020 tarihli CD izleme tutanağı, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesince tanzim edilen 19.10.2020 tarihli otopsi raporu ile sanığa ait güncel nüfus ve adli sicil kayıtları dava dosyasında bulunmaktadır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı, gerekçeli kararda tutukluluk bilgisi gösterilmemesinin mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde olduğu anlaşıldığından sanık müdafii ve katılanlar vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Müdafiinin Meşru Savunmaya Ve Meşru Savunmada Sınırın Aşılmasına, Haksız Tahrikin Derecesine, Takdiri İndirm Nedenlerine, Tekerrüre Yönelen Temyiz Sebepleri Yönünden;
Hukuka uygunluk nedenlerinden biri olarak 5237 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinde düzenlenen meşru savunmanın yargısal kararlarda ve öğretide; bir kimsenin, gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakkı hedef alan, gerçekleşen ya da gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı, saldırı ile eş zamanlı olarak hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde, kendisinden veya başkasından uzaklaştırmak mecburiyetiyle saldırıda bulunan kişiye karşı işlediği ve hukuk düzenince meşru kabul edilen fiiler olarak kabul edildiği, savunmanın, meşru savunma şartlarının bulunduğu sırada başladığı, ancak orantılılık ilkesinin ihlal edilmesi nedeniyle meşru savunmanın gerçekleştiğinin kabul edilmediği durumlarda ise 5237 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinde düzenlenen “Sınırın aşılması” söz konusu olabilmektedir. Buna göre somut olayda sanığın olay yerine suçta kullandığı tüfekle gittiği, kaçmaya çalışan maktulü sırtından vurduğu, hükme esas alınan tanık anlatımları uyarınca ilk isabetten sonra yere düşmüş olan maktule yakın mesafeden bir el daha ateş ettiği, olay yerinde ve maktulün üzerinde başkaca suç aletine rastlanmadığının yapılan soruşturma neticesinde anlaşılması karşısında sanık lehine 5237 sayılı Kanun’un 25 ve 27 nci maddelerinin uygulanma olanağının bulunmadığı, takdiri indirimin Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında, yasal, yerinde ve yeterli gerekçelerle uygulanmasına karar verildiği, sanığın önceden işlemiş olduğu kasıtlı suç nedeniyle tekerrüre esas teşkil eden sabıkası yönünden hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla anılan temyiz sebeplerinin incelenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Sanık Müdafiinin Haksız Tahrikin Derecesine Yönelik Temyiz Sebebi Yönünden;
Sanığın maktul ile arasında önceye dayalı husumet bulunduğu, sanığın özde değişmeyen aşamalarda istikrarlı savunmalarında olay tarihinden 2 yıl evvel başladığı belirtilen husumet nedeniyle kendisinin ve annesinin, maktulün yaşadığı mahalleden taşınmak zorunda kaldığını, maktul tarafından sosyal medya aracılığıyla nişanlısına ve annesine birçok kez cinsel içerikli mesajlar yollandığını, olay öncesinde ve suç tarihinde kendisine, annesine, kardeşine ve nişanlısına yönelik hakarette bulunulduğunu belirttiği, nişanlısı olan tanık Defne tarafından telefonun hoparlörünün açılması suretiyle maktulün sanığa hakarette bulunduğunun doğrulanmış olması, bilirkişi raporunda yer alan mesaj ekran görüntülerine göre

04.08.2020 tarihinde sanığın kullandığı cep telefonuna daha sonra engelleyeceği tanımadığı bir numaradan annesi ile cinsel ilişkiye girdiklerini belirten ve sanığın annesine yönelik sinkaflı küfürler içeren mesajların gönderildiğinin anlaşılması karşısında suç tarihinden kısa süre evvel gönderilen kısa mesajlar yönünden şüphe sanık lehine yorumlanarak tanık anlatımları, sanık savunmaları, bilirkişi raporu birlikte nazara alındığında; maktulden sanığa yönelen, süregelen haksız tahrik oluşturan söz ve hareketlerin niteliği gözetildiğinde, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 12 yıldan 18 yıla kadar ceza öngören 29 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca asgari düzeye yakın bir ceza belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde asgari düzeyde indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemleri Yönünden;
Katılanlar vekilinin yasal süresinden sonra gerçekleştiği anlaşılan temyiz istemlerinin 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesi uyarınca oy birliği ile REDDİNE,

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemleri Yönünden;
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklandığı üzere haksız tahrikin derecesi yönünden sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 16.05.2022 tarihli ve 2022/559 Esas, 2022/671 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca … 16. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.04.2023 tarihinde karar verildi.