Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/8280 E. 2023/362 K. 08.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8280
KARAR NO : 2023/362
KARAR TARİHİ : 08.02.2023

MAHKEMESİ:Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Giresun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.04.2022 tarihli ve 2022/93 Esas 2022/101 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 14 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 20.05.2022 tarihli ve 2022/1292 Esas 2022/1392 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafii ve katılanlar vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılanlar vekilinin temyiz istemi,
1. Eylemin tasarlayarak işlendiğine,
2. Haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının haksız olduğuna,
3. Eksik inceleme ile karar verildiğine,
İlişkindir.

B. Sanık müdafiinin temyiz istemi,
1. Suç vasfının hatalı olduğuna, öldürme kastı ile hareket etmediğine,
2. Olayın ağır haksız tahrik altında gerçekleştiğine, tahrik indiriminin az olduğuna,

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Maktul …’in sanığın gelininin kardeşi olduğu, sanığın evi maktulün evinin yukarı kısmında olup, aralarında önceye dayalı husumet (yol verme, maktulün sanığın çocuklarının üzerine araba sürme) olduğu, olay günü maktulün kendi evi ile sanığın evinin bulunduğu yolda durarak sanığın eşi olan tanık H.Ö’ye “Hasbey sen de eşin de gelsin sizi burada sinkaf edeceğim” şeklinde küfür ettiği, bunu duyan sanığın üzerinde bulunan ve ıssız olan bahçesinde çalıştığı zamanlarda yanında bulundurduğu av tüfeği ile maktulün yanına giderek kime küfür ettiğini sorduğu, maktulün ise “”sen de gel, hanımın da gelsin sizi aşağıda sinkaf edeceğim” şeklinde küfür etmeye devam etmesi üzerine sanığın elindeki av tüfeği ile

maktule doğru hedef alarak yakın mesafeden iki el ateş ederek olay yerinden kaçtığı, 27.11.2021 tarihli otopsi raporu içeriğine göre maktulün ölümünün, ateşli silah yaralanmasına bağlı kemik kırıkları ile birlikte iç organ yaralanması ve büyük damar yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiği, anlaşılmıştır.

3. Sanık suçunu ikrar etmiştir.

4. Tanıklar …..,……, ve……,nün beyanları dava dosyasında mevcut olup, gerek sanığın beyanları gerekse oluşa uygundur.

5. 27.11.2021 tarihinde Adli Tıp Kurumu … Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi’nde yapılan otopsi sonucunda; “Kişinin ölümünün, ateşli silah yaralanmasına bağlı kemik kırıkları ile birlikte iç organ yaralanması ve büyük damar yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğu kanaatini bildirir rapordur.”
Görüşlerini içeren rapor dava dosyasında mevcuttur.

6. Merkez Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği’nin 14.12.2021 tarihli Uzmanlık raporu ile, MRK-BLS- 2021-7689 numaralı ve MRK- KMY-21-10165 numaralı uzmanlık raporları dosya içerinde mevcuttur.

7. Olay yeri inceleme raporu ve 01.02.2022 tarihli tutanak dosya içerisinde mevcuttur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Sanık müdafiinin temyiz istemi
1. Suç Vasfı Yönünden
Kasten yaralama suçu ile kasten öldürme suçuna teşebbüs arasındaki ayırıcı kriter manevi unsurun farklılığına dayandığından, çözülmesi gereken konu sanığın kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mı yönelik olduğunun belirlenmesine ilişkindir.

İlkeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.07.2003 tarihli ve 196-212, 30.09.2003 tarihli ve 226-229, 08.07.2008 tarihli ve 88-184 ile 31.03.2009 tarihli ve 248-82 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüs mü, yoksa kasten yaralama mı sayılacağının belirlenmesi sırasında; fail ile mağdur arasındaki husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânının olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmaktadır.

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın ikrara dayanan beyanları, suçu işleme şekli, suç aletinin niteliği, atış sayısı, etkili mesafeden ateş etmiş olması, maktuldeki yaralanmanın yeri Esas No : 2022/8280

(sol klavikular bölge orta kısımda, iç ve dış yanda sıyrık alanları barındıran, dış çapı 2,8 cm, iç çapı 2 cm olan ateşli silah ürünü giriş yarası,), sanığın maktulü hedef alarak ateş ettikten sonra kaçtığının tespit edildiği yönündeki değerlendirme de dikkate alındığında, sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık saptanmamıştır.

2. Haksız Tahrik Yönünden
Sanık ile maktul arasında sanık, katılanlar ve tanık beyanlarına göre önceye dayalı ihtilafın bulunduğunun dosya içeriğinden sabit olduğu, bu husumet nedeniyle komşu olan tarafların birbirleri ile konuşmadıkları, olay günü de maktulün sanığın eşine ve kendisine küfür ettiği, hatta küfürlerini tarafsız görgü tanıkları …..,ve …..,’nün beyanlarına göre uzunca bir süre de devam ettirdiği, dolayısıyla sanığın eylemini maktulden sanığa yönelen haksızlık teşkil eden söz ve davranışları sebebiyle işlediği sabit olduğundan, sanık hakkında 12 yıl ile 18 yıl arasında indirim öngören 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 29 uncu maddesi uyarınca haksız davranışın belirli bir süre devam etmesi de nazara alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak haksız tahrik indirimi oranı belirlenmesinde isabetsizlik görülmemiş olup, sanık müdafiinin sanığın ağır tahrik altında suçu işlediğine, daha fazla indirim yapılması gerektiğine yönelen beyanlarına itibar etmeyen Mahkemece kurulan hükümde, bu yönüyle bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Katılan Vekilinin Temyiz İstemi
1. Eylemin Tasarlanarak İşlendiğine İlişkin Temyiz Sebebi Yönünden
Yerleşik yargısal kararlarda kabul edildiği ve tereddütsüz bir şekilde uygulandığı üzere, tasarlamadan söz edilebilmesi için failin, bir kimsenin vücut bütünlüğü veya yaşam hakkına karşı eylemde bulunmaya sebatla ve koşulsuz olarak karar vermiş olması, düşünüp planladığı suçu işlemeden önce makul bir süre geçmesine ve ulaştığı ruhi sükûnete rağmen bu kararından vazgeçmeyip sebat ve ısrarla fiilini icraya başlaması ve gerçekleştirmeyi planladığı fiili, belirlenmiş kurgu dâhilinde icra etmesi gerekmektedir.

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın maktulü öldürme kararını önceden verdiğine, bu kararı verdikten sonra aradan soğukkanlılığa kavuşacak kadar makul bir süre geçmesine rağmen öldürme kararında sebat ettiğine ilişkin dava dosyasına yansıyan bir durumun bulunmadığı, sanık savunmalarından olayın ani bir kastla geliştiği sonucuna varılmakla, taraflar arasında önceye dayalı husumet olduğu, tarafların bir çok kez tartışmalarının olduğu ve komşu olmalarına rağmen konuşmadıklarının da sabit olduğu, bu şekilde gerekçenin (A-1) kısmında açıklanan nedenlerle sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğu, eylemini maktulün sanığa küfür etmesi sonrasında gerçekleştiği, bu şekilde sanığın ne zaman öldürme kararını verdiği kesin olarak saptanamamasından dolayı, tasarlamanın koşullarının somut olayda bulunmadığı anlaşılmakla, Mahkemece sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kabul edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Haksız Tahrik Yönünden
Gerekçenin (A-2) kısmında ayrıntısıyla açıklandığı üzere, önceye dayalı husumet bulunan taraflardan maktulün olay günü alkollü bir halde iken sanığın eşine ve kendisine küfür ettiği, hatta küfürlerini tarafsız görgü tanıkları E.Ö ve R.Ö’nün beyanlarına göre uzunca bir süre de devam ettirdiği, dolayısıyla sanığın eylemini maktulden sanığa yönelen haksızlık teşkil eden küfürleri sebebiyle işlediği sabit

olduğundan, katılanlar vekilinin sanığa tahrik indirimi uygulanmaması gerektiğine yönelen beyanlarına itibar etmeyen Mahkemece kurulan hükümde, bu yönüyle bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Eksik İnceleme, Ceza Miktarı ve Gerekçe Yönünden
Sanığın üzerine atılı suçlamayı ikrar ettiği, tanık beyanları, maktul hakkında tanzim olunan ölü muayene ve otopsi raporları, dosya içerisinde mevcut önceye dayalı husumete ilişkin araştırma tutanağı, Kriminal rapor içerikleri karşısında Mahkemece, dava dosyası tekemmül ettirilerek karar verildiği belirlendiğinden, hükümde eksik inceleme ve ceza miktarı yönünden hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Yargıtayın denetim işlevini yerine getirebilmesi için temyiz incelemesine konu hükmün gerekçe bölümünde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaatin, suç oluşturduğu sabit görülen fiilin ve bunun nitelendirmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması ve bu şekilde cezanın şahsîleştirilmesinin gerektiği, yukarıda bahsedilen söz konusu ilkelere uyularak İlk derece mahkemesi tarafından kurulan hükümde gerekçe yönünden hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 20.05.2022 tarihli ve 2022/1292 Esas, 2022/1392 Karar sayılı kararında sanık müdafi ve katılanlar vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Giresun 2. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.02.2023 tarihinde karar verildi.