YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8180
KARAR NO : 2023/183
KARAR TARİHİ : 30.01.2023
MAHKEMESİ:Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 08.02.2022 tarihli ve 2021/157 Esas, 2022/42 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, 53 üncü maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
2. … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 18.05.2022 tarihli ve 2022/1580 Esas, 2022/1733 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin, katılanlar vekilinin ve katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 25.07.2022 tarihinde tanzim olunan ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılanlar Vekilinin ve Katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Vekilinin temyiz sebebi
Suçun tasarlanarak işlenmesi nedeniyle suç vasfının hatalı belirlendiğine,
İlişkindir.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Sanığın öldürme kastıyla hareket etmediği dikkate alınmadığından suç vasfının hatalı belirlendiğine,
2. Hüküm kurulurken haksız tahrik indiriminin uygulanması gerektiğine,
3. Sanık hakkında kurulan hükümde takdiri indirim sebebi uygulanması gerektiğine,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık …’ın … ili … Belediyesinde çalıştığı maktul …’ın ise aynı ilçede emlak danışmanlığı yaptığı, sanığın maktule emlak alım satımı konusunda iş göndererek karşılığında komisyon aldığı, aralarındaki iş ilişkisinin zamanla gönül ilişkisine dönüştüğü, evli olan sanığın maktul ile cinsel ilişkiye varan gayrimeşru birliktelik yaşadığı, sanığın eşi tanık …..,’nun taraflar arasındaki mesajlaşmaları görerek sanığa ilişkisini itiraf ettirmesinin ardından boşamaya karar verdiği ve sanıktan ortak konuttan ayrılmasını istediği, evi terk eden sanığın ertesi gün maktulün çalıştığı emlak dükkanına ruhsatlı silahıyla gidip 2 el ateş etmek suretiyle karın üst bölgesinden yaralayarak otopsi raporuna göre ”ateşli silah mermi çekirdeği yarasına bağlı omur kırığı ve iç organ (mide) ve büyük damar (obdominal aort) sonucu” ölümüne sebep olduğu anlaşılmıştır.
Sanığın eyleminin hukuki değerlendirilmesi yönünden, sanığın eşi tanık …’nun sanığın cep telefonundan maktul ile aralarında geçen kısa mesajları okuyarak aralarındaki ilişkiyi öğrendiği ve boşanmaya karar verdiği, tanık beyanlarına göre sanık eşini bu kararından vazgeçirmeye çalışmış ise de başaramadığı ve evden ayrıldığı, ertesi gün de maktulün çalıştığı iş yerine giderek suça konu eylemini gerçekleştirdiğinden; olayın sanığın kurgusu dahilinde geliştiğine yönelik delil bulunmadığı ve sanığın ruhi sukünet içinde eylemi gerçekleştirmediği anlaşıldığından tasarlayarak öldürme suçunun unsurlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Haksız tahrik yönünden, olay yerinden elde edilen kamera görüntüleri, sanık ve maktule ait cep telefonlarının incelenmesinden elde edilen veriler ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde sanığın olay anında maktulden kaynaklanan tahrikin etkisinde bulunmadığı anlaşıldığından haksız tahrik hükümlerinin uygulanmadığı anlaşılmıştır.
2. Sanık üzerine atılı suçlamayı ikrar etmiştir.
3. Tanık beyanları tespit edilerek dava dosyasına eklenmiştir.
4. Olay yeri inceleme raporu ve basit krokisi dava dosyasında mevcuttur.
5. Adlî Tıp Kurumu … Adlî Tıp Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan 24.05.2021 tarihli ”kişinin ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı lomber omur kırığı ile birlikte iç organ (mide) ve büyük damar (abdominal aorta) yaralanması ve iç kanama (hemoperitoneum) sonucu meydana geldiği”
Görüşünü içerir otopsi raporu dava dosyasında mevcuttur.
6. Emniyet Genel Müdürlüğü … Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Ses, Görüntü ve Data İnceleme Şube Müdürlüğü Ses İnceleme Büro Amirliğince tanzim olunan 01.11.2021 tarihli uzmanlık raporu dava dosyasına eklenmiştir.
7. 11.12.2020 tarihli güvenlik kamerası inceleme ve izleme tutanağı dava dosyasına eklenmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Katılanlar Vekili ve Katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Vekilinin Temyiz Sebebi:
Suç Vasfı Yönünden
Yerleşik yargısal kararlarda kabul edildiği ve tereddütsüz bir şekilde uygulandığı üzere, tasarlamadan söz edilebilmesi için failin, bir kimsenin vücut bütünlüğü veya yaşam hakkına karşı eylemde bulunmaya sebatla ve koşulsuz olarak karar vermiş olması, düşünüp planladığı suçu işlemeden önce makul bir süre geçmesine ve ulaştığı ruhi sükûnete rağmen bu kararından vazgeçmeyip sebat ve ısrarla fiilini icraya başlaması ve gerçekleştirmeyi planladığı fiili, belirlenmiş kurgu dâhilinde icra etmesi gerekmektedir.
Somut olayda sanığın eşi tanık …’nun sanık ile maktul arasındaki gönül ilişkisini öğrendikten sonra boşanma kararı alarak sanıktan da ortak konutu terk etmesini istediği, evden ayrılan sanığın ertesi gün maktulün çalıştığı iş yerine giderek maktule yönelik suça konu fiili işlediği nazara alındığında; sanığın ruhi sükunet içerisinde eylemi gerçekleştirmediği anlaşıldığından tasarlayarak kasten öldürme suçunun oluşmadığı kanaatine ulaşılmakla hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri:
1. Suç Vasfı Yönünden
Kasten yaralama sonucu mağdurun ölmesine ilişkin 5237 sayılı Kanun’un 87 nci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması için;
a) Failin yaralama kastı ile hareket etmesi,
b) Mağdurun 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında yaralanmış olması veya 86 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamındaki yaralama fiilinin üçüncü fıkra da ihlâl edilmek suretiyle gerçekleştirilmesi,
c) Failin eylemi ile arasında illiyet bağı bulunacak şekilde mağdurun ölmesi,
d) Failin meydana gelen ölüm sonucuna ilişkin en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması,
Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
Buna göre, fail mağduru yaralamak amacıyla hareket etmeli, mağdurun yaralanacağını bilmeli ve bu sonucu istemelidir. Bununla birlikte fail mağdurun yaralanmasını değil de ölmesini istemiş ve ölüm meydana gelmiş ise bu durumda kasten öldürmeden sorumlu tutulacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın kamera görüntülerinden de anlaşıldığı üzere elinde silah olduğu halde maktulün iş yerine geldiği, kamera saatine göre çok kısa süre sonra maktule kısa mesafeden hedef gözetmek suretiyle ateş ettiği, suçta kullanılan silahın elverişliliği, hedef alınan vücut bölgesi göz önüne alındığı vakit, suça yönelmiş irade ve kastın öldürme fiiline yöneldiği kabulüne varılmasının lazım geldiği anlaşılmakla, sanığın eyleminin kasten öldürme olarak kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Haksız Tahrik Yönünden
Sanık ile maktule ait cep telefonlarının incelenmesinde sanık savunmalarının aksine tehdit içerikli bir yazışmaya ulaşılamadığı, sanığın ilişkiyi sürdürmeye çalışmasına karşın maktulün ayrılmak niyetinde olduğu, sanığın eşinin sanıkla maktul arasındaki ilişkiyi maktulden değil sanığın cep telefonuna bakmak suretiyle öğrendiğinin tanık beyanları ile sabit olduğu, olay yerinden elde edilen ses ve görüntü kayıtlarının incelenmesinde maktulün olay anında haksız tahrik teşkil edecek söz ve davranışının da bulunmadığı nazara alınarak sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması isabetli görülmekle hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. Takdirî İndirim Nedenleri Yönünden
Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiri indirim sebebi uygulanmasının Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında olduğu, ancak bu takdirin sınırsız ve denetime kapalı bir yetkiyi barındırmadığı, Yargıtay tarafından yapılacak değerlendirmenin, Mahkemenin takdirinin dava dosyasında mevcut veriler ile uyumlu şekilde şekillenip şekillenmediği ve yerinde ve yeterli gerekçeye dayanıp dayanmadığı ile sınırlı olduğu açıktır.
Bu bilgiler ışığında somut olayda; sanığın suçun işlenmesinden sonra olay yerini terk etmeyerek, aksi sabit olmayan savunmalarına göre suç yerinin adresini kolluk güçlerine ve sağlık görevlilerine verebilmek için tanık Ö.M.F.’ye sorması, kendi telefonundan polisi ve ambulansı araması, maktulün çalıştığı şirketin sahibi olan tanık ……’nin olaydan hemen sonra sıcağı sıcağına alınan kolluk ifadesinde sanık savunmalarını destekler nitelikte beyanlarda bulunarak maddi gerçeğin aydınlatıldığı nazara alındığında sanığın kişiliği, sabıkasız geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki olumlu davranışları gözetilmeksizin Mahkemece, “Fiilde ve failde herhangi bir takdiri indirim uygulanmasını gerektiren hal bulunmadığı” şeklinde yetersiz gerekçe ile sanık lehine 5237 sayılı Kanun’un 62 inci maddesi uyarınca takdiri indirim sebebi uygulanmaması hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (B-3) paragrafında açıklanan takdirî indirim nedenleri yönünden sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden yönünden … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 18.05.2022 tarihli ve 2022/1580 Esas, 2022/1733 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, hükmün Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca … 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
30.01.2023 tarihinde karar verildi.