YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8155
KARAR NO : 2022/7931
KARAR TARİHİ : 12.10.2022
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıklar …, … ve …’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 155/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 500,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmalarına dair Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/04/2021 tarihli ve 2019/247 Esas, 2021/200 sayılı kararının temyiz edilmeden kesinleşmesini müteakip, Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat ve İnfaz Bürosunun kararda sanıkların 500,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmalarına karar verildiği halde, kesinleşme şerhlerinde ilamda maddi hata yapıldığına ilişkin şerh düşülmek suretiyle 5.000,00 Türk lirası adli para cezası yazıldığı, ancak buna ilişkin herhangi bir ek karar verilmediğinden infazda tereddüt yaşandığından bahisle ek karar verilmesini talep etmesi üzerine, hüküm kurulurken maddi hata yapıldığı gerekçesiyle infazın 5.000,00 Türk lirası adli para cezası üzerinden yapılmasına ilişkin verilen Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/07/2021 tarihli ve 2019/247 Esas, 2021/200 sayılı ek kararına karşı hükümlüler tarafından yapılan itirazın kabulü ile anılan ek kararın kaldırılmasına dair mercii Bilecik 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/10/2021 tarihli ve 2021/936 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/11/2006 tarihli ve 227-228 sayılı kararında belirtilen “Esasen olağan bir dikkat ve özenin gösterilmesi halinde gerçekleşmeyecek olan isim, yaş ve hesap hataları, yargı kararlarında ‘maddi yanılgı’ veya ‘yazım hatası’ diye isimlendirilen beşeri hatalardır. Yargılama araçlarının belirli bir biçimde takdir edilmelerinden kaynaklanan değerlendirme hataları ise hukukî yanılgılardır. Hukukî yanılgılar, ancak başka bir merci tarafından ve yasa yolu başvurusuyla açılan bir talî muhakeme ile giderilebilir. Yargı ve kararlardaki maddî yanılgıların düzeltilmesi ise herhangi bir yöntem ve zamanla sınırlı değildir. Bu yanılgılar, bizzat bu hatayı yapan merci tarafından, kendiliğinden veya bir yasa yolu başvurusu üzerine verilen bir karardaki uyarı üzerine düzeltilebilir.” şeklindeki açıklamalar dikkate alındığında, somut olayda Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/04/2021 tarihli kararında sanıkların 5237 sayılı Kanun’un 155/2 ve 62/1. maddeleri gereğince belirlenen 250 gün adli para cezasının, aynı Kanun’un 52/2. maddesi gereğince günlüğü 20,00 Türk lirası üzeriden çevrilirken 5.000,00 Türk lirası adli para cezası yerine, 500,00 Türk lirası yazılmak suretiyle maddi hesap hatası yapıldığı gözetilmeksizin, ek karara yönelik itirazın reddi yerine, Mahkemece uygulama hatası yapıldığı ve bunun aleyhe temyiz yasağına konu olacağı gerekçesiyle kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu
Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 21/06/2022 gün ve 94660652-105-11-25118-2021-Kybsayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.12.2016 tarihli ve 19 Esas, 2108 karar sayılı ilamında “Yerleşmiş uygulama ve kabullere göre, uygulama ve hesap hataları dışında kalan ve sonuç ceza üzerinde değişikliğe yol açmayan maddi yazım hatalarının yöntem ve zaman sınırlamasına tabi bulunmaksızın, bizzat bu hatayı yapan merci tarafından kendiliğinden veya denetim muhakemesi sonunda verilen bir karardaki uyarı üzerine düzeltilmesi mümkündür.
Temyize tabi kararlar temyiz edilmemesi veya temyizen onanması halinde, kesin nitelikteki kararlar ise verildikleri anda kesinleşmiş olacaktır. Kesinleşen kararda olağanüstü kanun yolları hariç artık hükmün değişme imkânı bulunmamaktadır. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 4. maddesinde de vurgulandığı üzere, mahkûmiyet hükümlerinin infazı için hükmün kanun gereği kesin ya da kesinleşmiş olması gerekir.
Kesin hükmün bağlayıcı olması nedeniyle bu kararlar değiştirilemez, yerine getirilmesi geciktirilemez. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 98. maddesinin 1. fıkrasında; “Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir” hükmüne yer verilmiştir. Görüleceği üzere infaz sırasında, mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği konusunda ya da hükümlü lehine bir kanun yürürlüğe girmesi halinde ancak hükmü veren mahkemeden karar isteneceği belirtilmiş olup kesinleşmiş hükümdeki ceza miktarının hesap hatası yapıldığından bahisle ya da başka bir nedene dayalı olarak artırılamayacağı, değiştirilemeyeceği açıktır.
Bu bağlamda, cezanın belirlenmesi aşamasında artırım ya da indirim yapılırken hesap veya yazım hatası yapılıp bir sonraki hesaplamanın yapıldığı ya da sonuç cezanın açıklandığı fıkrada bu hatadan dönülerek doğru sonuca ulaşılmış, dolayısıyla aradaki hesap ya da yazım hatası sonuca etkili olmamış ise, yapılan hesap ya da yazım hatası “cezayı aleyhe bozma veya düzeltme yasağı” kapsamında kalmayacak, aksi halde, yani yapılan hesap ya da yazım hatası, sanığın daha az ceza almasına yol açacak şekilde sonuç cezanın belirlenmesine yol açmış ve hüküm bu sonuç üzerine kurulmuş ise, hatalı da olsa açıklanan ve hükmedilen bu ceza miktarı anılan kurala konu olacaktır. Aleyhe temyiz ../..
bulunmadığı halde sonuç cezanın hesap hatası, yazım hatası denilerek düzeltilmesi veya kazanılmış hak saklı tutulmadan bozmaya konu edilmesi 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 326/4. maddesindeki amir kurala aykırı olacaktır.
Nitekim Ceza Genel Kurulu da çeşitli kararları ile, hesap hatası yapılan hükme ilişkin lehe temyiz davasında aleyhe düzeltmeme zorunluluğuna açıklık getirmiş ve ‘temyiz incelemesinde öncelikle temyizin lehe veya aleyhe mi olduğu tespit edilerek, incelemenin buna göre yapılması gerektiği, sanık lehine tecelli edecek bir hatanın tazammun edeceği hukuki neticelerin aleyhte tevessülatta bulunmadıkça değiştirilemeyeceği’ (31.01.1949 gün ve 171-35),‘ilk hüküm sanık tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olsaydı durum ne olacak idiyse, lehe temyizin bu durumu değiştirmemesi gerektiği’ (19.06.1967 gün ve 114-162, 13.04.1964 gün ve 154-167), ‘hesap hatası sonucunda eksik tayin edilen hapis cezasının ceza miktarı yönünden kazanılmış hak oluşturacağını” vurgulanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Mahkemece sanıklar …, … ve … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması sırasında 5237 sayılı TCK’nin 155/2 ve 62/1. maddeleri gereğince belirlenen 250 gün adli para cezasının, aynı Kanun’un 52/2. maddesi gereğince günlüğü 20,00 Türk lirası üzerinden çevrilirken 5.000,00 Türk lirası adli para cezası yerine 500,00 Türk lirası şeklinde belirlenmesi suretiyle oluşan sonuç ceza hatasının, “uygulama hatası” niteliğinde olmadığı, hatalı sonuç cezanın hesaplama hatasından kaynaklandığı ve hükmün kanun yollarına başvurulmaksızın kesinleştiği ve kesinleşen bu hükmün infaz edilmesi gerektiği, ceza hesaplamasından kaynaklanan bu hatanın maddi yazım hatası olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla;
Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin hüküm kurulurken maddi yazım hatası yapıldığı gerekçesiyle infazın 500,00 değil 5.000,00 Türk lirası üzerinden yapılması gerektiğine ilişkin kararına karşı yapılan itirazın kabulüne dair itiraz mercii Bilecik Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08.10.2021 tarihli ve 2021/936 değişik iş sayılı kararda usul ve kanuna aykırılık bulunmadığından bu karara karşı CMK’nin 309. maddesi uyarınca yapılan, haklı sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanının mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.