YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/8150
KARAR NO : 2022/7927
KARAR TARİHİ : 12.10.2022
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Konutta veya eklentilerinde yağma ve muhtelif suçlardan Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/06/2001 tarihli ve 2001/325 değişik iş sayılı kararı ile 8 yıl 4 ay ve 10 yıl 42 ay 21 gün hapis cezalarına hükümlü …’in bu cezasının infazı sırasında, Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/12/2001 tarihli ve 2001/650 değişik iş sayılı kararı ile 27/10/2001 tarihinden itibaren şartla tahliye edilmesini müteakip, adı geçen hükümlünün bihakkın tahliye tarihi olan 07/08/2018 tarihinden önce 21/03/2008 tarihinde işlediği nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/06/2014 tarihli ve 2014/57 Esas, 2014/363 sayılı kararı ile 5 ay 25 gün ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırıldığının ve bu kararın 12/03/2018 tarihinde kesinleştiğinin, ve yine 21/03/2008 tarihinde işlediği nitelikli hırsızlığa teşebbüs suçundan Konya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2008 tarihli ve 2008/303 Esas, 2008/530 sayılı kararı ile 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırıldığının ve bu kararın 31/01/2013 tarihinde kesinleştiğinin ihbar edilmesi üzerine, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 5275 sayılı Kanun’un 107/12-13. maddeleri gereğince karar verilmesine yönelik talebinin, ihbara konu suçların 5275 sayılı Kanun’un 107/6. maddesine göre belirlenen denetim süresi içerisinde işlenmediğinden bahisle reddine ilişkin Konya İnfaz Hâkimliğinin 26/03/2021 tarihli ve 2021/3665 Esas, 2021/3778 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/05/2021 tarihli ve 2021/535 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/09/2007 tarihli ve 2007/1-214-181 sayılı kararında belirtildiği üzere infaza ilişkin lehe oluşan hataların kazanılmış hakka konu olmayacağı gözetilerek yapılan incelemede,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 10/12/2018 tarihli, 2018/2219 Esas, 2018/5254 Karar sayılı ilamında ” … Hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğundan, somut olayda 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre değil 765 sayılı TCK’nin 17. maddesi hükümlerine göre koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece
lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu, …” şeklinde açıklamaya yer verildiği,
Hükümlü hakkında konutta veya eklentilerinde yağma ve muhtelif suçlardan Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/06/2001 tarihli ve 2001/325 değişik iş sayılı kararı ile 8 yıl 4 ay ve 10 yıl 42 ay 21 gün hapis cezalarına hükmedildiği,
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 11/12/2001 tarihli ve 2001/1-349 sayılı müddetnamede bihakkın tahliye tarihinin 07/08/2018, koşullu salıverilme tarihinin ise 30/06/2001 olarak tespit edildiği,
Hükümlünün koşullu salıverildiği tarih ile bihakkın tahliye tarihi arasında (deneme süresi içerisinde) 21/03/2008 tarihinde işlediği nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/06/2014 tarihli ve 2014/57 Esas, 2014/363 sayılı kararı ile 5 ay 25 gün ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırıldığının ve bu kararın 12/03/2008 tarihinde kesinleştiğinin ve yine 21/03/2008 tarihinde işlediği nitelikli hırsızlığa teşebbüs suçundan Konya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2008 tarihli ve 2008/303 Esas, 2008/530 sayılı kararı ile 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırıldığının ve bu kararın 31/01/2013 tarihinde kesinleştiği,
Koşullu salıverilme ile ilgili mevzuat incelendiğinde;
Mülga 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un “Şartla Salıverilme” başlıklı 19. maddesinin 1. fıkrasında “(Değişik fıkra: /11/03/1986 – 3267/1 md.) ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 25 yıllarını; müebbet ağır hapis cezasına hükümlüler 20 yıllarını; diğer şahsi hürriyeti bağlayıcı cezalara mahkum edilmiş olanlar hükümlülük süresinin ½’ni; çekmiş olup da tüzüğe göre iyi halli hükümlü niteliğinde bulundukları takdirde, talepleri olmasa dahi şahsi şartla salıverilirler.”,
Aynı Kanun’un Ek 2. maddesinde “Hükümlülerin yarı açık veya açık cezaevlerine seçilmelerine karar verme işlemi, Adalet Bakanlığınca her yılın Ocak ayı içerisinde tespit edilerek Cumhuriyet savcılıklarına bildirilen şartla salıverilme tarihine göre yapılır. Bakanlıkça bildirilen bu tarih aşılmamak ve kapalı kurumlarda çalışanlara öncelik tanınmak kaydıyla; 9, 10 ve 11’inci maddeler gereğince tabi tutulacakları müşahadeleri sonucu yarı açık veya açık müesseselere naklolunan hükümlülerin; anılan müesseselerde kaldıkları her ay için 6 gün, 19’uncu maddenin 1, 2 ve 3’üncü fıkralarına göre tespit edilecek şartla salıverilme tarihlerinden indirilmek suretiyle şartla salıverilme işlemi yapılır.”,
765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 17. maddesinin 1. fıkrasında “(Değişik fıkra:07/12/1988 – 3506/1 md.) şartla salıverilmiş olan hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olur veya mecbur olduğu şartları yerine getirmez ise, şartla salıverilme kararı geri alınır. Bu takdirde suçun işlendiği tarihten sonraki kısım hükümlünün ceza süresine
mahsup edilmeyerek aynen çektirilir ve şartla salıverilmeye esas teşkil eden hükmün infazı ile ilgili olarak bir daha şartla salıverilmeden yararlanamaz.” şeklinde,
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un “Koşullu Salıverme” başlıklı 107. maddesinin 2. fıkrasında “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar yirmidört yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının yarısını infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler.” ve 6. fıkrasında “Koşullu salıverilen hükümlünün tâbi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği,
Bu haliyle hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğu, somut olayda 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre değil, 765 sayılı Kanun’un 17. maddesi hükümlerine göre koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu, bu haliyle bihakkın tahliye tarihine kadar infaz süreci devam eden hükümlünün bihakkın tahliye tarihinden önce kasıtlı bir suçtan hapis cezasıyla mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, ikinci suçu işlediği tarih olan 21/03/2008 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 07/08/2018 tarihi arasındaki sürenin aynen çektirilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 22/06/2022 gün ve 94660652-105-42-12969-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADIN
Hükümlünün 01.06.2005 tarihinden önce işlediği suçlardan verilen ve kesinleşen cezalarının infazı sırasında koşullu salıverilme ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu, bu haliyle bihakkın tahliye tarihine kadar
infaz süreci devam eden hükümlünün bihakkın tahliye tarihinden önce kasıtlı bir suçtan hapis cezasıyla mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, 7242 sayılı Kanun’un 48. maddesi ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107. maddesinde yapılan değişiklik öncesi duruma göre ikinci suçu işlediği tarih olan 21/03/2008 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 07/08/2018 tarihi arasındaki sürenin aynen çektirilmesine karar verilmesi gerektiği,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 7/3. maddesinde yer alan “Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.” şeklindeki ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un, 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 48. maddesiyle değişik 107/13. maddesinde yer alan “Koşullu salıverilme kararının geri alınması hâlinde hükümlünün; a) Sonraki suçu işlediği tarihten itibaren başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin, b) (Değişik: 25/5/2005-5351/8 md.) Yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde, bu yükümlülüklere uymama tarihi ile hak ederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla ihlalin nitliğine göre takdir edilecek bir sürenin, Ceza infaz kurumunda aynen çektirilmesine karar verilir.” şeklinde yer alan düzenlemeler dikkate alındığında;
Somut olayda; hükümlünün 27/10/2001 tarihinde koşullu salıverildikten sonra denetim süresi içerisinde 21/03/2008 tarihinde mala zarar verme ve hırsızlık suçlarından 5 ay 25 gün hapis, 3 ay 10 gün hapis, aynı tarihte işlediği nitelikli hırsızlığa teşebbüs suçundan 11 ay 20 gün hapis, 14/09/2010 tarihinde işlediği uyuşturucu madde ticareti suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmakla;
7242 sayılı Kanun’un 48. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 107. maddenin 13. fıkrasının (a) bendinde yer alan “kalan cezasının aynen” ibaresi “Sonraki suçu işlediği tarihten itibaren başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin” şeklinde değiştirilmesi üzerine yeni durumun hükümlünün lehine olup olmadığının tespiti hususunda Mahkemesince öncelikle, hükümlünün deneme süresinde işlediği her bir suçun iki katı sürenin suç tarihlerinden başlayarak bihakkın tahliye tarihini geçmeyecek şekilde bir hesaplama yapılarak gösterilmesi, alınacak ve aynen infazına karar verilmesi gerekecek süre açısından hükümlü lehine olan düzenlemenin 7242 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesi mi yoksa sonrası mı olduğunun denetime imkan verecek şekilde tespit edilmesinden sonra uygulama yapılması gerektiği gözetilmeksizin İnfaz Hakimliğince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle bu karara karşı yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine dair itiraz merciince verilen kararda isabet görülmemiştir.
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yukarıda açıklanan sebeple yerinde görüldüğünden, Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/05/2021 tarihli ve 2021/535 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.