Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/7567 E. 2023/3653 K. 29.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7567
KARAR NO : 2023/3653
KARAR TARİHİ : 29.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.11.2018 tarihli ve 2018/582 Esas, 2018/678 Karar sayılı kararıyla, sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan açılan kamu davasında eylemin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 … maddesinin birinci fıkrası ve 35 … maddesinin ikinci fıkrası gereği kasten öldürmeye teşebbüs suçuna dönüşme ihtimaline binaen

delillerin takdir ve değerlendirmesinin yüksek dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle 5235 sayılı Kanun’un 11 … ve 12 nci maddeleri ile 5271 sayılı Kanun’un 3 üncü, 4 üncü ve 5 … maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmiştir.

2. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.01.2020 tarihli ve 2019/67 Esas, 2020/467 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 … maddesinin birinci fıkrası, 35 … maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası, 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 7 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, müsadereye, mahsuba karar verilmiştir.

3. … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 18.03.2020 tarihli ve 2020/477 Esas, 2020/467 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 … maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
1. Sanığın eyleminin meşru savunma veya meşru savunmada sınırın aşılması kapsamında olduğundan beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Sanığın kastının yaralamaya yönelik olduğuna,
3. Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 35 … maddesinin ikinci gereği teşebbüs indirimi uygulanırken fazla ceza belirlenmesine,
4. Sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik indirimi oranının (1/2) oranında belirlenmesi gerektiğine,
5. Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği takdiri indirim uygulanması gerektiğine,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık …’nin olay yerinden ele geçirilen bıçak ile (inceleme dışı) mağdur … K.’yi sırtından basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaraladığı, sanığın mağdur …’ı ise bıçak ile boynundan ve sırtından hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığı, darbe sayısının fazlalığı, darbelerin hayati bölgeleri hedef alarak yapılması ile mağdurla arasında öncesine dayalı husumetin bulunduğu dikkate alındığında sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğunun kabul edilerek buna göre uygulama yapıldığı, sanığın …’a yönelik anlatılan eylemi yönünden ise kesin nitelikte adlî para cezası ile mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.

2. Sanığın üzerine atılı suçu kabul etmediği anlaşılmış, kovuşturma aşamasında şikâyetlerinden vazgeçen mağdur … ile inceleme dışı diğer mağdur …’un aşamalarda birbirlerini doğrulayan istikrarlı anlatımlarda bulundukları belirlenmiştir.

3. Tanıklar … ., … ve … ‘nin beyanları dava dosyasında mevcuttur.

4. Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak; Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı … Adlî Tıp Şube Müdürlüğü tarafından tanzim olunan 20.01.2017 tarihli adlî muayene raporunda özetle, hastanın boynunun sol yanında biri yaklaşık 5 cm.’lik derin ve 2 cm.’lik derin kesileri mevcut, sırtında sol skapula üstünde yaklaşık 5 cm.’lik derin kesi, sol dirsek etrafında yüklü 4 cm.’lik derin kesi, sol el 2. parmakta 3 cm.’lik derin kesi, sol dirsek ön yüzde 2 cm.’lik derin kesi şeklinde tarif edilen kişide pnömotoraksa neden olan kesici delici alet yaralanmasının;
a) Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu,
b) Kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, görüşünün bildirildiği belirlenmiştir.

5. Sanık hakkında düzenlenen adlî raporun içeriğine göre sanığın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralandığı tespit edilmiştir.

6. … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce tanzim olunan DYR-BYL-18-01427 uzmanlık numaralı raporu dava dosyasına eklenmekle kolluk güçlerince sanığın bulunduğu araç üzerinde yapılan inceleme ile olay yerinde yapılan incelemeler neticesinde düzenlenen Olay Yeri İnceleme Raporu dava dosyasında mevcuttur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Suç Vasfı Yönünden
Olay gününden bir kaç gün önce sanık ile inceleme dışı … arasında meydana gelen tartışma ile ilgili iki tarafın da karşı tarafın kendisini görüşmek için çağırdıklarına yönelik beyanlarına göre buluşma yeri kararlaştırdıkları, buluşma yerine gelen sanığın çıkan kavgada …’ın beraberindeki mağduru bıçakla yaraladığı olayda sanığın kullandığı aletin türü, hedef alınan vücut bölgeleri, mağdurun boyun ve sırt bölgesinden yaralanmasına bağlı olarak hayati tehlike geçirmesi hususları bütün hâlinde göz önüne alındığında, sanığın eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs olarak kabulünde isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Meşru Savunma Yönünden
İlk Derece Mahkemesince “kavgayı ilk başlatan kişinin belli olmaması sebebiyle bu husus sanığın lehine değerlendirilerek sanık hakkında üzerine atılı suçları haksız tahrik altında işlediği kanaatine” varıldığı gerekçesiyle sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği asgari oranda (1/4) haksız tahrik indirimi uygulandığı gözetildiğinde meşru savunma hükmünün uygulanması için ilk hareketin mağdur tarafından gerçekleştirilmesi zorunluluğu ve saldırı ile savunmada orantılılık ilkelerinin somut olayda bulunmadığı anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

C. Fazla Ceza Tayini Yönünden
Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Olay ve Olgular başlığı altında (4) numaralı paragrafta içerik ve ayrıntısı belirtilen adlî muayene raporuna göre mağdurun hayati tehlike geçirdiği anlaşılmakla, 5237 sayılı Kanun’un 81 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenen müebbet hapis cezası üzerinden eylemlerin teşebbüs aşamasında kalması sebebiyle aynı Kanun’un, 9 yıldan 15 yıla kadar ceza aralığı belirleyen 35 … maddesinin ikinci fıkrası uyarınca indirim uygulanırken meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı gözetilerek sanık hakkında makul bir cezaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde 10 yıl 6 ay hapis cezasına hükmedilmek suretiyle eksik ceza tayini hukuka aykırı bulunmuş ise de bu husus, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

D. Haksız Tahrik Yönünden
İlk Derece Mahkemesince, ilk haksız hareketin kimden geldiğinin kesin olarak belirlenememesi sebebiyle şüpheden sanık yararlanır ilkesi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 22.10.2002 tarihli ve 2002/4-238 Esas, 2002/367 Karar sayılı içtihadı ile Yargıtay Ceza Dairelerinin bu kararla uyumlu yerleşik ve süreklilik gösteren uygulamaları ile uyumlu şekilde sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği asgari oranda (1/4) haksız tahrik indirimi uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

E. Takdiri İndirim Nedeni Yönünden
Sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında “Sanığın pişmanlık göstermemesi…” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeye istinaden sanık hakkında takdiri indirim nedeni uygulanmamasına karar verildiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 18.03.2020 tarihli ve 2020/477 Esas, 2020/467 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

29.05.2023 tarihinde karar verildi.