YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/752
KARAR NO : 2022/1094
KARAR TARİHİ : 14.02.2022
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Silahla kasten basit yaralama suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda … Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 14.09.2021 tarihli ve 2021/10796 soruşturma, 2021/5916 Esas, 2021/4031 sayılı iddianamenin iadesine dair … 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.09.2021 tarihli ve 2021/198 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.09.2021 tarihli ve 2021/1150 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 10.12.2021 tarihli ve 2021/23200 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.01.2022 tarihli ve 2021/154519 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
… 10. Asliye Ceza Mahkemesince, şüpheli hakkında nitelikli yaralama suçundan kamu davası açıldığı, ancak dosya kapsamına göre şüpheli…’in eyleminin esasen basit yaralama suçunu oluşturduğu, basit yaralama suçunun da 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesine göre uzlaşma kapsamında kaldığı, dava şartı olan uzlaşma hükümleri uygulanmadan iddianame tanzim edilemeyeceği gerekçesi ile iddianamenin iadesine karar verildiği ve itirazın reddedildiği anlaşılmış ise de,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, 5271 sayılı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, iade gerekçesinin yüklenen suçun hukuki niteliğinin belirlenmesine yönelik olduğu ve hukuki nitelendirme nedeniyle iddianamenin iadesine karar verilemeyeceği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı CMK’nin 170. maddesinin birinci fıkrasında kamu davasını açma görevinin Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirileceği belirtildikten sonra, aynı maddenin devam eden fıkralarında; soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısının bir iddianame düzenleyeceği, görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede; şüphelinin kimliğinin, varsa müdafisinin, maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliğinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin vekilinin veya kanunî temsilcisinin, açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliğinin, şikâyette bulunan kişinin kimliğinin, şikâyetin yapıldığı tarihin, yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddelerinin, yüklenen suçun işlendiği yerin, tarihin ve zaman diliminin, suçun delillerinin, şüphelinin tutuklu olup olmadığının; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların sürelerinin gösterileceği hüküm altına alınmıştır.
Yine bu madde uyarınca; iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olayların, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanacağı, iddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususların değil, lehine olan hususların da ileri sürüleceği, iddianamenin sonuç kısmında da işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiğinin; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbirinin açıkça belirtileceği öngörülmüştür.
Aynı Kanun’un “İddianamenin iadesi” başlıklı 174. maddesi uyarınca ise; mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle; 170. maddeye aykırı olarak düzenlenen, suçun sübûtuna doğrudan etki edecek mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen, ön ödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde ön ödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verileceği, ancak suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceği düzenlenmiştir.
İncelenen dosyada; … 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.09.2021 tarihli ve 2021/198 iddianame değerlendirme sayılı kararı ile “…Somut olayda gerek müşteki beyanı gerekse de dinlenen tanık anlatımlarına göre şüpheli…’in müşteki ve şüpheli …… arasında gelişen kavga ortamına şüpheli ……’nin çekpas sapı ile müştekiyi yaralamasından sonra katıldığının belirtildiği, dolayısıyla şüpheli…’in mağdurun silahtan sayılan aletle yaralanması eyleminde şüphelinin bir etkisinin bulunmadığından diğer şüphelinin eyleminden sorumlu tutulamayağı, şüpheli…’in yaralanmanın basit halinden (TCK’nin 86/2) sorumlu olacağının değerlendirildiği, oysaki düzenlenen iddianamede şüphelinin ……’nin eylemine ne şekilde iştirak ettiği ve olayda iştirak iradesi olup olmadığının tartışılmadığı dolayısıyla 170/4. maddesi uyarınca yüklenen suçu oluşturan olaylar mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanmadığı gibi; atılı suçun birlikte işlenmiş olduğuna ilişkin bir anlatım ve/veya delilin bulunmadığından müşteki beyanı ve dosya kapsamına göre şüphelilerin eylemlerinin birbirinden bağımsız mağdura yönelik yaralama suçu niteliğinde olduğunun kabulünün gerektiği, bu hale göre de şüpheli…’e yüklenen basit yaralama suçunun uzlaşmanın mümkün olduğu suçlar arasında olup 5271 sayılı Kanun’un şüphelinin üzerine atılı basit yaralama suçu yönünden 174/1-c maddesinde “Ön ödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen…iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.” şeklinde düzenlemeleri uyarınca usulüne uygun uzlaşma prosedürü uygulanmaksızın tanzim edilen iddianamenin iadesine dair…” gerekçe gösterilerek iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de; belirtilen eksikliğin uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerden olmadığı gibi suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceği de açıktır. Böylece mevcut durumda iddianamenin iadesine itirazın kabulü yerine reddine dair mercii kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; …5. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.09.2021 tarihli ve 2021/1150 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.