YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7334
KARAR NO : 2022/10220
KARAR TARİHİ : 21.12.2022
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR :Kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, 6136 sayılı Kanun’a muhalefet
HÜKÜMLER : 1) Sanık … hakkında;
a) Maktuller …, … … ve …’e yönelik kasten öldürme suçundan ayrı ayrı 5237 sayılı TCK’nin 37, 81/1, 62/2, 53. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası,
b) Katılan …’a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’nin 37, 81/1, 35, 62/2, 53 maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası,
2) Sanık … hakkında;
a) Yargıtay bozma ilamına 5271 sayılı CMK’nin 307/3. maddesi uyarınca direnilmesine ve maktul …’a yönelik kasten öldürme suçundan 5271 sayılı CMK’nin 223/2-e maddesi uyarınca beraatine,
b)Maktul …’a yönelik kasten öldürme suçundan 5237 sayılı TCK’nin 37, 81/1, 62/2, 53 maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile mahkumiyetine,
3) Sanık … hakkında;
a)Yargıtay bozma ilamına farklı gerekçe ile direnilmesine ve maktul …’a yönelik kasten öldürme suçundan CMK’nin 223/2-e maddesi uyarınca beraatine,
b) Maktuller …, … … ve …’e yönelik kasten öldürme suçundan TCK’nin 37, 81/1, 62/2, 53 maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile mahkumiyetine,
c) Katılan …’a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’nin 37, 81/1, 35/2, 62/2, 53 maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile mahkumiyetine,
d) 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan 6136 sayılı Kanun’un 13/1, 62, 52/2, 50/1-a, 52/4 maddeleri uyarınca 6.000 TL ve 500 TL adli para cezası ile mahkumiyetine,
TÜRK MİLLETİ ADINA
Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Sanık … hakkında maktul …’a yönelik kasten öldürme suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nin 307/4 maddesi ve aynı Kanun’un 38. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 10. maddesi uyarınca yapılan incelemede;
Dairemizce sanık … hakkında maktul …’a yönelik kasten öldürme suçundan kurulan hüküm ile ilgili verilen “BOZMA” kararı usul ve yasaya uygun olup yerel mahkemenin direnme gerekçesi yerinde görülmediğinden, dosyanın direnme konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2) Sanıklar … ve … hakkında maktuller …, … …, …’e yönelik kasten öldürme, katılan …’a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs; sanık … hakkında 6136 sayılı Kanun’a muhalefet ve sanık … hakkında maktul …’a yönelik kasten öldürme suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Sanıklar … ve … hakkında katılan …’a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümlerde;
Sanıkların açtığı ateş sonucunda katılan …’ın sol bacağına isabet eden ateşli silah yaralanması nedeniyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı anlaşılan olayda; Teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası gerektiren 5237 sayılı TCK’nin 35. maddesi ile uygulama yapılırken, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte dikkate alınarak alt sınıra yakın düzeyde bir ceza tayini yerine, yazılı şekilde hiç isabet olmayan hallerde uygulama alanı bulan “9 yıl” hapis cezasına hükmolunarak sanıklar … ve … hakkında eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar … ve … hakkında maktuller …, … …, …’e yönelik kasten öldürme, katılan …’a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs; sanık … hakkında 6136 sayılı Kanun’a muhalefet; sanık … hakkında maktul …’a yönelik kasten öldürme suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, sanıkların savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, duruşmalı incelenen dosyaya göre bozma üzerine verilen hükümlerde eleştiri nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık … ve müdafiilerinin temyiz dilekçelerindeki ve duruşmalı incelemedeki; sübuta, gizli tanığın beyanlarının gerçekle bağdaşmadığına, hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğuna, meşru müdafaaya, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine, sanık … müdafiilerinin temyiz dilekçelerindeki ve duruşmalı incelemedeki; eksik incelemeye, sübuta, gizli tanığın beyanlarının çelişkili olduğu ve hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğuna, kısmen direnme olamayacağına, beraati gerektiğine, aksi kanaatte ise meşru müdafaa hükümlerinin uygulanması gerektiğine, azami oranda haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine, sanık … ve müdafiilerinin temyiz dilekçelerindeki ve duruşmalı incelemedeki; bozma sonrası verilen kararın gerekçesiz olduğuna, gizli tanığın gerçeğe aykırı beyanlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğuna, sübuta, iştirak hükümlerinin uygulanmasının hatalı olduğuna, meşru müdafaaya, haksız tahrike, katılanlar vekilinin; sanıklar
hakkında takdiri indirimin uygulanmasının hatalı olduğuna, vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle, kısmen re’sen de temyize tabi olan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçen süre göz önüne alındığında, sanık … müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE,
3) Sanık … hakkında maktul …’a yönelik kasten öldürme suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Mahkemece, sanık … hakkında Dairemizin 02/10/2019 tarih, 2018/707 Esas ve 2019/4096 Karar sayılı bozma kararına yönelik, Mahkemece farklı gerekçe ile direnilmesi yönünde karar verildiği, ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/06/2022 tarih ve 2022/11-3 Esas, 2022/469 Karar sayılı ilamı ve bu yönde süreklilik kazanmış uygulamalarına göre yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulduğu anlaşılmakla, bu haliyle mahkemece sanık … hakkında kurulan hükmün “yeni bir hüküm” olduğu değerlendirilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; Bucak ve … ailelerinin müşterek maliki oldukları … Köyünde bulunan arazilerin kullanımı nedeniyle aralarında sorunlar bulunduğu, sorunlu olan araziye temyiz dışı katılan sanık … tarafından inşaat yaptırılmaya başlandığı, bu durumu fark eden sanık …’ın 02/04/2011 günü inşaatta bulunan işçilere söz konusu yere inşaat yapmamalarını söylediği, aynı gece sanık …’ın ev ve eklentilerine tehdit kastıyla ateş edildiği, bu olay nedeniyle sanık …’ın, … ve … hakkında şikayetçi olduğu, daha sonra kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
verilen bu olaydan sonra aralarındaki husumetin arttığı, 03/04/2011 günü Şevder ve …, maktul …’nun iş yerine giderek … ve ailesi ile barışmak hususunda kendisinden yardım istedikleri, bu hususta konuşup görüştükleri, ardından orada bulunanlarla birlikte … Köyü’ne gitmeye karar verdikleri, aynı saatlerde sanık … ve çocuklarının da anılan köylerindeki evlerinde bulundukları, … ve … ailesine mensup kişilerin 3 araçlık konvoy ile; en önde maktul …’nun sevk ve idaresindeki, içerisinde maktul … ve katılan …’ın bulunduğu araç, ikinci sırada …’ın sevk ve idaresindeki, içerisinde …’nun bulunduğu araç, üçüncü sırada ise maktuller … ve … ile … ve …’in bulunduğu araçla Siverek istikametinden … köyü istikametine doğru yola çıktıkları, bahsedilen kişilerin
köylerine doğru geldiğini öğrenen Bucak ailesinden olan grubun da köyden Siverek istikametine doğru yola çıktıkları, bu grubun içerisinde en öndeki araçta …, … ve …, arkasındaki araçta … ve …, onun arkasındaki araçta ise … ve …’nın bulunduğu, bu araçların karşı taraftan gelmekte olan gruba ait araçların seyir halinde olduğu şeritte durmak suretiyle önlerini keserek onların da durmalarını sağladıkları, en önde bulunan araçtan sanık …’nın indiği, maktul …’nun da içerisinde bulunduğu araçtan inerek sanık …’nın yanına gittiği, burada sanık … ile konuşmaya başladıkları sırada aralarında tartışma çıktığı ve …’nın
maktul …’a küfür ettiği, bunun üzerine maktul …’ın sanık …’ya tokat attığı, o an için geri dönen sanık …’nın belinde bulunan iki adet silahı çıkartarak maktul …’a ateş etmeye başladığı, aynı anda Bucak ailesine ait araçlarda bulunan …, …, …’ın da üzerlerinde bulunan silahları çekerek öldürmek kastıyla, karşı tarafta bulunan kişilere doğru ateş etmeye başladıkları, maktul …’ın vurulduğunu gören maktul …’nun en arkada bulunan araçtan inerek üzerinde bulunan silahla olay yerine doğru ateş ederek ilerlemeye çalıştığı, onu gören kardeşi maktul …’un da arkasından ilerlediği, ikinci sırada bulunan araçtan inen temyiz dışı sanık … ile onun arkasındaki araçtan inen temyiz dışı sanık …’ın da üzerlerinde bulunan silahlarla kendilerine yönelen saldırıyı def etmek maksadıyla karşı gruba ateş ederek karşılık verdikleri, yaklaşık 10 dakika süren çatışma sırasında isabet alan maktuller … ve … ile …’ın olay yerinde, maktuller … ve …’nun ise tedavileri için götürüldükleri hastanede öldükleri, olay yerinde bulunan sanık …, sanık …, mağdur … ve katılan …’ın da aldıkları ateşli silah mermi çekirdeği isabetleri nedeniyle yaralandıkları, diğer kişilerin ise isabet almadıkları anlaşılan olayda;
Sanığın çatışmanın başından itibaren ele geçirilemeyen ruhsatsız tabancası ile karşı grubun direncini kıracak, öldürme ve öldürmeye teşebbüs eylemlerinin gerçekleşmesine iştirak edecek şekilde ateş ettiği hususunun, gizli tanık Karacadağ, tanıklar …, …, …, mağdur … beyanları, sanığın savunması, …’ın beyanlarının bir bütün halinde değerlendilmesi sonucunda sübut bulduğu, sanık …’nin 5237 sayılı TCK’nin 37/1. maddesi kapsamında diğer sanıklar ile birlikte olayın başından sonuç alınıncaya kadar fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiği, öldürme ve yaralama eylemleri üzerinde ortak
hakimiyet kurduğu, olay sırasında kendilerini korumaya çalışan karşı grupta bulunan kişileri dayanışmalı olarak etkisiz kıldıkları, bu nedenle maktul …’ın öldürülmesi suçunda TCK’nin 37/1, 81/1 maddeleri uyarınca suça iştirak eden sıfatıyla fail olarak sorumlu olduğu ve mahkumiyeti gerektiği gözetilmeksizin, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılanlar vekilinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenden dolayı 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 21.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
21/12/2022 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı …’in huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar …, …, … müdafii Avukatlar … (Yüzüne karşı), … ve …’ın yokluğunda 22/12/2022 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.