Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/7147 E. 2022/6115 K. 04.07.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7147
KARAR NO : 2022/6115
KARAR TARİHİ : 04.07.2022

(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)

Zor kullanma yetkisinde sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama suçundan şüpheliler …, ….., … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 28.04/ü.2021 tarihli ve 2020/14760 soruşturma 2021/53287 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 20.09.2021 tarihli ve 2021/3103 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 12.05.2022 tarihli ve 2021/28270 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.06.2022 tarihli ve 2022/73202 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, müşteki vekilinin dilekçesinde özetle müvekkilinin polis memurları tarafından darp edildiğinden bahisle şikayetçi olması üzerine yapılan soruşturma sonucunda kamera kayıtlarından müştekinin kendiliğinden düştüğü, polislere engel olduğunun anlaşıldığı, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca zor kullanma yetkisi olduğu ve zor kullanma esnasında sınırın aşıldığına dair delil bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; somut olayda, olay günü müştekinin sarhoş olduğu, sokakta yerde uyur vaziyette olduğu, çevredekilerce 112 acil servise haber verildiği, olay yerine hem sağlık hem emniyet görevlilerinin intikal ettiği, sağlık görevlilerince tutulan 20/01/2020 tarihli tutanakta “hastanın saldırgan bir tavrı olmamasına rağmen polis memurlarının hastayı ambulansın sert zeminine ittikleri, hastanın refleks olarak polisi ittiği, bunun üzerine polislerin hastayı kaldırıma itip yere yatırdıkları, sürücü polisin hastanın başına 3 defa tekme attığı, diğer polislerin de hastanın vücuduna tekme atarak darp ettikleri” şeklinde olayın anlatıldığı, olay yerindeki polis memuru …’ın Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 28/02/2020 tarihli ve 2020/4010 sayılı raporda başında şişlik olduğu, BTM ile giderilebilir ölçüde olduğu belirtilmişse de tanık olarak ifadesine başvurulan sağlık memurlarının müştekinin polisi darp ettiğini görmediklerini belirttikleri, tanık …’in alınan ifadesinde eğilip kalkarken de başını aspiratöre çarpmış olabileceğini belirttiği,
Olay yerini kaydeden CD’lerden birinin içinin boş, diğerindeki videonun ise açılamadığı, bu itibarla CD’lerin olayın bütününü yansıtmaktan uzak olduğunun tespit edilmesi karşısında, kasten yaralama suçu bakımından kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, zor kullanma esnasında ölçünün aşılması hususunda delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:

TÜRK MİLLETİ ADINA

Soruşturma konusu zor kullanma yetkisinde sınırın aşılması eylemi için kovuşturmaya yer olmadığına dair karardaki kanuni nitelendirmeye göre; karara yönelik kanun yararına bozma isteminin mahiyeti nazara alındığında talebin incelenmesi 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 31. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 28.01.2022 tarih ve 31733 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 26.01.2022 tarih ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca Yüksek Yargıtay 8. Ceza Dairesine ait bulunduğundan, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE ve dosyanın ilgili Daireye GÖNDERİLMESİNE, 04.07.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.