YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7047
KARAR NO : 2023/122
KARAR TARİHİ : 12.01.2023
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Kasten öldürmeye teşebbüs, 6136 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararları
İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan hükmolunan cezanın tür ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı ve bu suça yönelik temyizin niteliği dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükmün temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. … 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2019 Tarihli ve 2018/399 Esas 2019/616 Karar Sayılı Kararıyla Sanık Hakkında
1. Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına,
2. 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan, 6136 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca 10 ay hapis ve 500 TL adlî para cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
B. … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 17.02.2020 Tarihli ve 2020/353 Esas 2020/442 Karar Sayılı Kararı
Sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri
1. Sübuta,
2. Haksız tahrikin varlığına,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Mağdurun içinde bulunduğu grup ile temyiz dışı sanık … arasında önceye dayalı husumet bulunduğu, bu nedenle suç tarihinden önce 20.02.2014 tarihinde sanık …’in bulunduğu kahvehaneye grubuyla birlikte gelen mağdur tarafından sanık …’in tabancayla yaralandığı, mağdurun başka suçtan … E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü bulunduğu ve suç tarihinde akşam saatlerinde tahliye edildiği, sanık …’in, mağdurun tahliye edileceğini bir şekilde öğrenmesi üzerine sanık … ile iletişime geçerek cezaevinin alt kısmında bulunan kafede buluştukları, mağdurun cezaevinden çıkış yaptığı ve ticarî taksiye bindiği esnada önce sanık …’in koşarak taksinin önüne geçip mağdurun oturduğu sağ ön yolcu koltuğu hizasına gelerek, suçta kullandığı ruhsatsız tabanca ile mağdura birkaç kez ateş ettiği, araç sürücüsünün silah seslerini duymasıyla araçtan inerek kaçtığı, mağdurun, koltuğun altına doğru eğilerek mermilerin kendisine isabet etmesine engel olduğu, çok kısa zaman zarfı içerisinde sanık …’ın da elinde bulunan ruhsatsız tabanca ile sürücüsünün kaçması sebebiyle boş olan sol ön kapıdan yaklaşarak mağdurun bulunduğu noktaya doğru birden fazla kez ateş ettiği, ancak mağdurun taksiden çıkarak cezaevine sığınmak amacıyla koşması sebebiyle isabet almadığı, sanık …’in atışlarından seken mermilerin ise temyiz dışı mağdur …’a isabet ettiği, sanık …’ın sanık … ile mağdur arasındaki husumetten haberdar olduğunun sanıkların beyanlarıyla sabit olduğu, mağdurun cezaevinden çıkacağını bir şekilde öğrenen sanıkların, birlikte hareket ederek olay yerine silahlı bir şekilde geldikleri ve mağduru beklemeye başladıkları, mağdurun çıkışında her iki sanığın da öldürmeye elverişli silahlarla mağduru hedef alarak birden fazla kez ateş ettiği, mağdurun önce koltuğun altına saklanarak sonrasında fırsatını bulup kaçarak cezaevine sığınması nedeniyle isabet almadığı, bu haliyle sanık …’ın mağdura yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçunu işlediği anlaşılmakla, buna göre uygulama yapıldığı belirlenmiştir.
2. Sanık suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
3. Olay yeri inceleme raporu ve basit krokisi dava dosyasında bulunmaktadır.
4. Olay yerinden elde edilen kovan ve çekirdeklerin 3+3 olmak üzere 2 farklı tabancadan atıldığına ilişkin uzmanlık raporu alınmıştır.
5. CD izleme tutanakları uyarınca sanıkların olay yerine gelişleri ve oluş şeklinin tespit ile değerlendirmesi yapılmıştır.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
İlk Derece Mahkemesince hükmolunan cezanın tür ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı nazara alınarak 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçunun, 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, sanık müdafiinin 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçuna yönelik temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sübut
Olay yerinde 2 ayrı silahtan atış yapıldığının uzmanlık raporuyla tespit edilmiş olması ve bu silahlarla ateş edilmesi sonucunda olay yeri inceleme raporu ve resimleri uyarınca araçta isabet alan noktalar dikkate alındığında sanık …’ın bulunduğu noktadan atış yapılması hâlinde isabet alınabilecek yerler olduğunun tespit edilebilir durumda olduğu, olay anına ilişkin görüntü kayıtlarında sanığın silahla ateş ettiğinin anlaşılabilir durumda bulunduğu, aşamalarda bulunma gerekçesi değişiklik arz edecek biçimde sanığın olay yerinde bulunduğuna yönelik ikrarı, sanığın suçu işlemediğini beyan etmiş olmasına rağmen olay yerinde bırakmak zorunda kaldığı aracını bizzat kendisi değil tanık Mehmet aracılığıyla aldırmaya çalışması karşısında sanığın eyleminin sübut bulduğu anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Haksız tahrik
Husumetin mağdur ile temyiz dışı sanık … arasında olduğu, mağdurdan doğrudan sanık …’a yönelen, haksız tahrik teşkil eden söz ve davranış bulunmadığı anlaşılmakla, sanık … hakkında yeterli ve kanunî gerekçe ile haksız tahrik hükmünün uygulanmamasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
A. 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde yer alan (A) paragrafında açıklanan nedenle sanık müdafiinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçe bölümünde yer alan (B) paragrafında açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 17.02.2020 tarihli ve 2020/353 Esas, 2020/442 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde hukuka aykırılık görülmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğu ile TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 5. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
12.01.2023 tarihinde karar verildi.
(M)
KARŞI OY
İncelemeye konu olan olayda uyuşmazlık konusu olan husus, sanık hakkında öldürmeye teşebbüs nedeniyle verilen cezanın miktarına yöneliktir.
Müzakereye konu davada, mevcut dava sanığı … ile dava dışı sanık … vardır. …daha önceden kendisine yönelik silahlı saldırıda bulunan mağdur …’nın cezaevinden çıkacağını öğrenmiş ve davamız sanığı…ile iletişim kurmuştur. Mağdur cezaevinden çıkar çıkmaz bindiği araçta…ve dava dışı …silahlı saldırı düzenlemiştir. Kabule göre …aracın sağ ön kapı tarafından davamız sanığı…aracın sol ön kapı tarafından 3’er el ateş etmiştir. Mağdur …’ta yara ve isabet yoktur. Olay böylece bitmiştir.
Suçun vasıflandırmasında bir isabetsizlik yoktur.
Mağdur hiç isabet alıp yaralanmadığı halde sanığa 12 yıl ceza tayin edilmiştir.
Adam öldürmeye teşebbüs suçlarında TCK’nin 81. maddesi yönünden ceza aralığı 9-15 yıldır. Verilecek ceza tayin edilirken iki yasal dayanak vardır:
a- Mağdurdaki yaralanmanın niteliği.
b- TCK’nin 35. maddesi yönünden meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı,
Mevcut davada mağdur hiç yaralanmamıştır. Bu kıstasa göre kadim uygulama 9 yıl cezayı gerektirir. O halde meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı elimizdeki yegane kıstastır.
Yüksek Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre ateşli silahla öldürmeye teşebbüs eyleminde çok sayıda atış, vahim suç işleme tarzına göre hiç yara olmaz ise alt sınırdan uzaklaşılabilir ve fakat bu sınır 10 yılı veya 10 yıl 6 ayı geçmez. Keza TCK’nin 61. madde 1. fıkrada belli kriterleri koymuştur.
Mevcut davada, vahim silah kullanılmamıştır. Eyleme devamda ısrar yoktur. Mağdur, tuzağa çekilmemiştir. O halde, bir hukuki sübutu dosyaya yansımayan bir çete veya örgüt söylemi resen bu derece ceza artırımını gerektirmez. Yasanın lafzı ve ruhu buna engeldir.
Sanık için, mağdur hiç isabet almamış iken daha az ceza tayini gerekirken makul ölçüde ceza verilmesi yolundaki kararın onanaması yolunda görüş açıklayan sayın çoğunluğa iştirak etmiyorum. 19.01.2023