YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7031
KARAR NO : 2023/58
KARAR TARİHİ : 10.01.2023
MAHKEMESİ:Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : Mahkûmiyet
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.01.2019 tarihli ve 2017/44 Esas, 2019/7 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 17.02.2020 tarihli ve 2019/1210 Esas, 2020/296 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekili ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile suça sürüklenen çocuk hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanunu’nun 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 7 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz istemi;
1. Suç vasfına,
2. Fazla ceza tayinine
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Katılan … arkadaşı tanık…’un birlikte ambarlı sahiline yüzmeye gittikleri, suça sürüklenen çocuğun da arkadaşları ile birlikte orada bulunduğu, suça sürüklenen çocuk ile katılan arasında bir husumet olmadığı, suça sürüklenen çocuk ile mağdur tanık… arasında anlık başlayan tartışmanın oradakilerin müdahalesi ile sonlandığı, tarafların yüzmeye devam ettiği, katılan … …, denizden çıkıp evlerine gittikleri sırada suça sürüklenen çocuğun “…!” diye bağırarak peşlerinden koşup yanlarına geldiği ve elindeki sustalı çakı benzerlerinden olan bıçağı tanık…’a doğru salladığı ancak…’un çekilmesi üzerine isabet almadığı, bu kez katılanın sol göğüs bölgesine sapladığı,
daha sonra çıkarıp ikinci kez vuracağı sırada tanık…’un engel olduğu, katılanı çektiği ve birlikte kaçmaya başladıkları, suça sürüklenen çocuğun bir süre bıçakla her ikisini de kovaladığı, katılanın yere yığılması üzerine suça sürüklenen çocuğun olay yerinden kaçtığı, katılanın, kalbe nafiz olan yaralanmasının hayatî tehlikeye ve her iki gözde dışa bakış kaybına neden olmak suretiyle organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olduğu anlaşılmıştır.
Haksız tahrik yönünden; suça sürüklenen çocuk ile katılan arasında herhangi bir tartışma eyleminin gerçekleşmediği, önceye dayalı herhangi bir husumetlerinin de bulunmadığı, eylemin suça sürüklenen çocuk tarafından başlatıldığı, katılandan kaynaklanan haksız tahrik durumunun söz konusu olmadığının tespit edildiği belirlenmiştir.
Suç vasfı yönünden; suça sürüklenen çocuğun katılanı öldürmeye elverişli bıçak ile göğüs bölgesinden, kalbe nafiz şekilde yaraladığı, bu nedenle katılanın hayati tehlike geçirdiği ve sanığın eylemi sonucunda katılanın her iki gözünde sürekli işlev zayıflaması meydana geldiği, suça sürüklenen çocuğun ikinci kez vurmak üzere bıçağı salladığı ancak tanık…’un müdahalesiyle ikinci eylemini engel sebepten dolayı gerçekleştiremediği, kaçan katılan ile tanığın peşinden bir süre koştuğu anlaşılmakla, katılandaki darbe sayısı, suça sürüklenen çocuğun öldürmeye elverişli suç aleti kullanması, yaralanan bölgenin hayati bakımından önemli olması, eylemine engel sebep etkisi ile son vermesi, suç aletini kullanış biçimi oluş öncesi, olay sırasında ve sonrasındaki davranışları ve sarf ettiği sözler karşısında eylemin, kasten öldürmeye teşebbüs suçu olarak vasıflandırıldığı ve buna göre uygulama yapıldığı belirlenmiştir.
2. Suça sürüklenen çocuk, üzerine atılı suçlamayı ikrar etmiştir.
3. Katılanın aşamalarda istikrarlı anlatımları mevcuttur.
4. Tanıklar ….., ….., ve ……,’nin beyanları dava dosyasında bulunmaktadır.
5. Suça sürüklenen çocuğun eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim olunan 31.05.2017 tarihli;
“06.09.2016 tarihinde sol meme altında 2 cm delici kesici alet yarasına, buna bağlı perikard yaralanması, perikardiyal hematom ve kardiyak arreste neden olan yaralanmasının;
1- Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu,
2- Kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı,
3- Vücudunda kemik kırığı tanımlanmadığı,
4- Yüz sınırları içerisinde cilt bütünlüğünü bozan travmatik lezyon tarif edilmediğinden yüzde sabit iz tayinine mahal olmadığı,
5- Yaralanmasının organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması ya da yitirilmesi niteliğinde olup olmadığı ve kişinin kalp ve beyin açısından zarar görüp görmediği hususunda görüş bildirilebilmesi için kişinin en yakın üniversite hastanesine gönderilerek, Göz Hastalıkları Kliniğinde “görme alanı” muayenesi ile Kardiyoloji ve Nöroloji Kliniklerinde ayrıntılı kardiyak ve nörolojik muayeneleri ile tetkikleri yaptırılarak tüm muayene belgelerinin ve tetkiklerin asıllarının teminen gönderilmesi gerektiği,”
Görüşlerini içeren adlî muayene raporu dava dosyasında bulunmaktadır.
6. Suça sürüklenen çocuğun eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim olunan, 26.10.2018 tarihli adli muayene raporunda;
“Katılanın durumu ayrıntılı olarak değerlendirilip katılanın suç konusu olaya bağlı gelişen bilateral hemianopsiye (her iki gözde dışa bakış kaybı) neden olan yaralanmasının; organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde olduğu” şeklinde rapor düzenlenmiştir.”
Görüşünün açıklandığı belirlenmiştir.
7. Suça sürüklenen çocuğun, suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olduğuna dair resmî nüfus kayıt örneği dava dosyasında mevcuttur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde, olayın gelişim süreci aynı kabul edilmekle; suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrasının tatbiki sırasında teşebbüs nedeni ile yapılan indirimin, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı karşısında uygun bulunmadığından İlk Derece Mahkemesince kurulan hükmün kaldırılmasına karar verildiği belirlenmiştir.
2. Suça sürülenen çocuğun teşebbüs aşamasında kalan eylemi ile katılanın kalbe nafiz şekilde yaralanmış olması ve olayın başlangıç aşaması dikkate alınarak meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı ile sonuca yakınlık gözetilerek suça sürüklenen çocuk hakkında teşebbüs hükümleri gereği 5237 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 14 yıl hapis cezasına hükmedilmesi gerektiğinin uygun olduğuna karar verildiği belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Suç Vasfı Yönünden
Katılan hakkında düzenlenen ve hüküm kurmaya elverişli adlî muayene raporunda belirtildiği üzere suça sürüklenen çocuğun, katılanın kalbine bıçak ile vurduğu, kalbe nafiz yaralanmasının katılanın yaşamını tehlikeye soktuğu ve her iki gözde dışa bakış kaybı ile organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olduğu anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuğun hedef aldığı vücut bölgesi ile katılanda meydana gelen netice karşısında Dairemizin yerleşik ve istikrar gösteren içtihatlarıyla (08.09.2021 tarihli ve 2021/8988 Esas, 2021/11949 Karar, 02.12.2015 tarihli ve 2014/2866 Esas, 2015/5930 Karar, 03.12.2013 tarihli ve 2013/990 Esas, 2013/7299 Karar, 17.11.2011 tarihli ve 2011/670 Esas, 2011/6869 Karar) uyumlu şekilde suça sürüklenen çocuğun kastının, öldürmeye yönelik olduğunun tespitinde ve buna göre uygulama yapılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Teşebbüs İndirimi Yönünden
Suça sürüklenen çocuk hakkında hüküm kurulurken olay ve olgular başlığı altında (5) numaralı paragrafta bilgilerine ve içeriğine yer verilen adli muayene raporunda belirtilen yaralanmanın yeri ve sonuçları ile katılanın, olay nedeniyle sevk edildiği hastaneye intikal ettiği anda predok tablosunda görülmesi acil ameliyata alınması, entübasyon esnasında arrest olması (kalbinin durması), kalp masajı ile geri döndürülmüş olması karşısında suça sürüklenen çocuğun eyleminin sonuca yakınlığı karşısında meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı nazara alınarak müebbet hapis cezası için dokuz yıldan onbeş yıla kadar ceza indirimi öngören 5237 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 14 yıl hapis cezasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 17.02.2020 tarihli ve 2019/1210 Esas, 2020/296 Karar sayılı kararında suça sürüklenen çocuk müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.01.2023 tarihinde karar verildi.