Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/6941 E. 2023/75 K. 11.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/6941
KARAR NO : 2023/75
KARAR TARİHİ : 11.01.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.12.2019 tarihli ve 2019/91 Esas, 2019/578 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 37 nci maddesinin birinci fıkrası yollamasıyla, aynı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrası, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca ayrı ayrı 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin, 24.02.2020 tarihli ve 2020/437 Esas, 2020/549 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanıklar müdafilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca eleştirilmek suretiyle esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Sanığın, 5237 sayılı Kanun’un 37 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek herhangi hareketi bulunmadığına, sanığın fiil üzerindeki rolünün, 39 uncu maddesi kapsamında yardım eden olarak değerlendirilmesi gerektiğine,
2. Sanık hakkında haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiğine,
İlişkindir.

B. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Sanığın fiili işlediğini ikrar ettiğine, bu nedenle verilecek cezada daha fazla indirim yapılması gerektiğine,
2. Suç vasfının hatalı değerlendirildiğine, fiilinin kasten yaralama olarak değerlendirilmesi gerektiğine,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Olay tarihinde katılan evinden çıkıp markete gitmek üzere yürüdüğü sırada karşı yönden, önde sanık … olmak üzere sanık … ve temyiz dışı suça sürüklenen çocuk …’ın geldikleri, yaklaştıklarında sanık …’un katılana; “Ne bakıyorsun lan!” diyerek yakasından tuttuğu, katılanın da sanık …’un yakasından tuttuğu, bu şekilde aralarında bir süre tartışma yaşandığı, bu sırada sanık … ve suça sürüklenen çocuk …’ın da katılana saldırdıkları, sanık …’un, belindeki bıçağı çıkardığı sırada yere düşürdüğü, ancak yerden bıçağı tekrar alan sanık …’un katılanın batın, kalça, uyluk, kasık bölgeleri olmak üzere vücudunun çeşitli yerlerine bıçağı 5 kez sapladığı ve katılanı basit tıbbî müdahale ile giderilemez nitelikte ve hayatî tehlike meydana gelecek şekilde yaraladığı, tarafların öncesinde birbirlerini tanımadıkları, yan bakma meselesi nedeniyle ani gelişen olayda sanık …’un ikrarı, sanık …’in ise tevil yollu ikrarı ile sabit olduğu üzere sanık … ve temyiz dışı sanık …’ın katılanı tuttukları ve …in katılana elleri ve ayaklarıyla vurduğu, sanık …’un ise öldürmeye elverişli bıçakla katılanı, hayatî bölgeleri de dahil olmak üzere birçok kez bıçakladığı, katılanın hayatî tehlike geçirdiği, bu şekilde sanıkların, katılana yönelik asli fail sıfatıyla kasten öldürmeye teşebbüs suçunu işledikleri kabul edilerek buna göre uygulama yapıldığı anlaşılmıştır.

2. Sanık … suçu işlediğinin ikrar etmiştir.

3. Sanık … üzerine atılı suçlamayı tevil yollu kabul etmiştir.

4. Olay yerini gören güvenlik kamera görüntüleri izleme tutanağı dava dosyasında mevcuttur.

5. Tanıklar ….. ve ….,.’nın beyanları dava dosyasında mevcuttur.

6. Kolluk görevlilerince düzenlenen Olay Yeri Görgü Tespit Tutanağı dava dosyasına eklenmiştir.

7. Katılanın Aliağa Devlet Hastanesince tanzim olunan, 02.12.2018 tarihli geçici doktor raporunda; “Sol gluteal bölgesinde 2 cm lik kesi, sağ kasıkta 1 cm lik kesi, sol femur dış kadranda 4 cm lik kesi, batın sol orta kadranda 2 cm genişliğinde 5-6 cm derinliğinde kesi mevcut olduğu, batına nafiz olabileceği” belirtilmiştir.

8. Katılanın Aliağa Devlet Hastanesince tanzim olunan 21.12.2018 tarihli doktor raporunda; ”Karın orta hatta göbek üstü ve göbek altı insizyon hattı mevcut olup basit tıbbi müdahale ile giderilemez nitelikte ve yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralanmış olduğu” ifade edilmiştir.

9. Katılanın, Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Karşıyaka Adlî Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünce düzenlenen, 16.05.2019 tarihli raporunda; “Katılanda tariflenen 5 adet kesinin kenar özellikleri, açı özellikleri ve traseleri hakkında bir tanımlama olmadığı, kesici-delici aletin/aletlerin özelliklerinin ayırdedilmesinde gerekli olan bu ayrıntılı yara tanımlamaları tıbbi evrakta yapılmamış olduğundan, …’in vücudunda tarif edilen yaraların, tek mi ya da daha fazla sayıda kesici-delici alet ile mi oluşturulmuş olduğunun ayırt edilemediği” bildirilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesince bir isabetsizlik görülmediği, hükmün;

”*SSÇ İslam’ın CMK 150. maddesi uyarınca görevlendirilen Av. …. ‘nun görevinin 4.celse ara kararı ile sona erdiği ve yerine Av. …’nin atandığı halde karar başlığında görevi sona eren müdafinin isminin de yer aldığı anlaşılmış ise de gerekçeli karar tebliğleri usulüne uygun olarak yapılmış olmakla bu hususun eleştirilmesiyle yetinilmiştir.
*Karar başlığında sanıklar … ve …in gözaltı bilgilerinin dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı ve bu hususun CMK 232.maddesine aykırılık oluşturduğu anlaşılmış ise de Dairemizin karar başlığında gözaltı bilgileri düzeltilip infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle bu hususun eleştirilmesiyle yetinilmiştir.
*Sanık …’in Karşıyaka 1. Ağır ceza Mahkemesinin 2016/535 esas 2016/528 karar sayılı kararıyla kasıtlı suçtan hapis cezası mahkumiyetinin kesinleşme tarihi ve dosyamıza konu suçun suç tarihi itibariyle sanık hakkında TCK 58.maddesinin uygulama koşullarının oluştuğu, anılan ilamda sanık hakkında TCK 31.maddesinin uygulanmasının söz konusu olmadığı halde ilk derece mahkemesince anılan ilamda sanık hakkında TCK 31.maddesinin uygulandığı şeklindeki hatalı gerekçe ile TCK 58.maddesinin uygulanmadığı anlaşılmış ise de sanık aleyhine istinaf başvurusu bulunmadığından CMK 283.maddesindeki kazanılmış hak kuralı nazara alınarak bu hususun eleştirilmesiyle yetinilmiştir.
*Katılanın dosyada mevcut raporlarında tanımlanan yaralanmasının niteliği katılanın vücudunda 5 ayrı bıçak darbesinin bulunduğu, bunlardan batına nafiz olan sol orta kadrandakinin dosyada mevcut tedavi evrakları içindeki ameliyat notu ve epikrize göre ince bağırsak yaralanmasına da neden olduğu, bu haliyle meydana gelen zararın ağırlığı nazara alınarak sanıklar ve SSÇ hakkında temel cezanın makul oranda tayini gerekirken alt sınıra yakın ceza tayin edilmek suretiyle sanıklara ve SSÇ’ye eksik ceza verildiği anlaşılmış ise de sanıklar ve SSÇ aleyhine istinaf başvurusu bulunmadığından CMK 283.maddesindeki kazanılmış hak kuralı nazara alınarak bu hususun eleştirilmesiyle yetinilmiştir.” şeklindeki eleştirilere yönelik hususları barındırdığının ifade edildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Yardım Eden Sıfatıyla Suça İştirak
Katılan ile taraflar arasında cereyan eden kavgada katılanın oluşa dair ayrıntılı anlatımlarında; ”hepsinin eli üzerimdeydi…. kollarımdan iki kişi tutuyordu” şeklindeki beyanı ve sanık …’in müdafi eşliğinde verdiği kolluk ifadesinde; ”…elimle göğsüne ve dizimle ayaklarına vurmak suretiyle ittirince…” şeklindeki tevil yollu ikrarından da anlaşıldığı üzere sanık … ve temyiz dışı suça sürüklenen çocuk …’ın katılanı tuttukları, sanık …’un da üzerinde bulunan bıçakla katılanı bıçakladığı eylem sırasında, sanık …’in katılanın kendisini savunmasına yönelik direncini maddî ve manevî olarak kırdığı, fiil üzerinde sanık … ile ortak hâkimiyet kurduğu anlaşılmakla, 5237 sayılı Kanun’un 37 nci maddesinin birinci fıkrası delaletiyle fail sıfatıyla hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Haksız Tahrik Yönünden
Taraflar yolda yürürlerken karşılaştıkları, yaklaştıklarında sanık …’un katılana; “Ne bakıyorsun lan!” diyerek yakasından tuttuğu, katılanın da sanık …’un yakasından tuttuğu, bu şekilde aralarında bir süre tartışma yaşandığı, bu sırada sanık … ve suça sürüklenen çocuk …’ın da katılana saldırdıkları, sanık …’un katılanın batın, kalça, uyluk, kasık bölgeleri olmak üzere vücudunun çeşitli

yerlerine 5 kez bıçak sapladığı, buna göre katılandan kaynaklanan haksız hareket bulunmadığı anlaşıldığından sanık lehine 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği haksız tahrik hükmünün uygulanmamasında isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık saptanmamıştır.

B. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Suç Vasfı Yönünden
Sanığın suçu işleme şekli, suç aletinin niteliği, katılandaki yaralanmaların yerleri, darbe sayısı ve yaralanmasının adlî muayene raporunda belirtildiği üzere hayatî tehlike geçirecek şekilde olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın kastının yaralama olmadığı, öldürme kastıyla hareket ettiği anlaşılmakla, suç vasfının tayininde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Fazla Ceza Tayini Yönünden
Sanık hakkında hüküm kurulurken, sanığın eylemi neticesinde katılanda meydana gelen yaralanmalar ile eylemin son bulduğu aşama dikkate alınarak meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı karşısında müebbet hapis cezası için dokuz yıldan onbeş yıla kadar ceza indirimi öngören 5237 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca makul bir ceza tayini yerine 10 yıl hapis cezası eksik ceza tayini sebebiyle hukuka aykırı bulunmuş ise de aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.

Sanığın suçunu ikrar etmiş olmasının, 5237 sayılı Kanun kapsamında bir indirim olarak düzenlenmediği, ayrıca sanık hakkında kurulan hükümde netice ceza miktarı itibariyle tek lehe indirim hükmünün, 62 nci maddenin birinci fıkrası gereği uygulama takdir ve yetkisi yargılama makamına ait olan takdiri indirim sebebi olduğu, nitekim Mahkemece sanık lehine takdiri indirimin uygulandığı anlaşılmakla, takdir edilen ceza miktarında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 24.02.2020 tarihli ve 2020/437 Esas, 2020/549 Karar sayılı kararında sanıklar müdafilerince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.01.2023 tarihinde karar verildi.