YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/6319
KARAR NO : 2022/9028
KARAR TARİHİ : 17.11.2022
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten Öldürme Suçuna Yardım
HÜKÜM :1)Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/04/2019 tarih ve 2017/457 Esas – 2019/146 Karar sayılı;
Sanık … hakkında maktul …’a yönelik “kasten öldürmeye yardım” suçundan TCK’nin 81/1, 39/2-c, 62, 53, 63. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile mahkumiyetine dair,
2) Kararının istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 02/03/2020 tarih ve 2019/1798 Esas – 2020/412 Karar sayılı;
Sanık … hakkında maktul …’a yönelik “kasten öldürmeye yardım” suçundan kurulan hükme yönelen istinaf başvurularının esastan reddine dair karar.
TÜRK MİLLETİ ADINA
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 02/03/2020 tarih ve 2019/1798 Esas – 2020/412 Karar sayılı kararının sanık müdafi tarafından 5271 sayılı CMK’nin 291. maddesinde belirtilen süre içinde temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Dosya incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının 5 yılın üzerinde olması nedeniyle bölge adliye mahkemesi kararının 5271 sayılı CMK’nin 286/2-a maddesi gereğince temyizi kabil oldugu belirlenerek yapılan incelemede;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 02/03/2020 tarih ve
2019/1798 Esas – 2020/412 Karar sayılı “istinaf başvurularının esastan reddi” hükmünün tüm dosya kapsamına göre hukuka uygun olduğu anlaşıldığından; sanık müdafinin sübuta, öldürme kastının bulunmadığına, meşru savunmanın varlığına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle, 5271 sayılı CMK’nin 302/1. maddesi gereğince isteme uygun olarak TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKMÜN ONANMASINA,
Dosyanın, 28.02.2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 304/1. maddesi gereğince “Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17/11/2022 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Sanık …’ın maktul …’ı öldürdüğü sübuta eren dosyada sanıklardan …’in asli fail …’a yardım ettiği yönündeki kabul ile cezalandırılmasına dair yerel mahkeme hükmü lehe istinaf edilerek BAM Ceza Dairesi tarafından onanmış bu karar da yine lehe temyizi üzerine BAM kararı Dairemizin çoğunluğu tarafından onanmıştır.
Sanık …’in maktul …’a karşı eyleminin asli fail olan …’ın eylemine yardım TCK’nin 81, 39 değil TCK’nin 86/2,3-e maddeleri uyarınca silahla kasten basit yaralama suçunu oluşturduğunu düşündüğümüzden Dairemizin çoğunluk görüşüne muhalifiz.
Şöyle ki;
Yerel mahkemenin olayın oluş şekli ile ilgili kabulü şöyledir;
Sanıklar …, … ile …’in ve yine maktul … ile …’ın kardeş oldukları tarafların Afgan uyruklu olup geçimlerini hurda, kağıt toplayarak sağladıkları, aynı yerlerde kaldıkları, olay günü sabah sanık … ile maktul …’ın banyo yapma meselesinden önce tartışma sonra da kavga ettikleri; Kardeş olan sanıkların kavgada maktul …’a elleriyle vurmaya başladıkları, olay
yerine maktul …’ın kardeşi … ile arkadaşları …, …, … ve …’ın da geldikleri sanık …’ın kavgaya müdahale eden …’u bıçakla BTM ile giderilebilir şekilde yaraladığı, sonra maktul …’ın demir çubukla sanık …’ın kafasına vurduğu, sanık …’da biraz önce …’u yaraladığı bıçağı yerden alarak bu kez maktul …’ın göğsüne sapladığı, sanık …’in ise bıçaklanan ve yere düşen Khan’ın kafasına elindeki sopayla vurduğu sanıklar … ile …’ın kaçtıkları …’in ise olaydan sonra yakalandığı anlaşılmıştır.
Yerel mahkeme göğsünden aldığı darbe ile ölen …’ın bıçaklanma sonrası kafasına sopayla BTM ile giderilebilir şekilde vuran sanık …’in eylemini bıçaklanarak yere düşen maktule düştükten sonra sopa ile vurmak suretiyle asli fail olan …’a yardım ettiğini kabul ederek TCK’nin 39. maddesinden cezalandırılmıştır, bu değerlendirme yanlıştır.
Taraflar Afganistan vatandaşı aynı sosyal ortamda yaşayan birbirlerini tanıyan ve olay öncesinde aralarında herhangi bir husumetleri olmayan kişiler olup olay günü banyo sırası nedeniyle çıkan kavgada kardeş olan sanıklar … ve … kavga eden kardeşleri …’ın yanında yer almış beden yolu ile karşılıklı iki taraf kavga etmişler, … da karşı taraftaki Khan lehine kavgaya müdahale eden …’u bıçakla BTM’lik şekilde yaralamıştır, bu yaralamanın niteliği dahi olay öncesi taraflar arasında öldürmeyi gerektirir ciddi husumet olmadığını göstermekte olup bu sırada maktul … yerden aldığı demir çubukla sanık …’ın kafasına vurunca …’u BTM’lik yaraladığı ve yere attığı bıçağı yerden tekrar alan … sinirlenerek ani kasıtla hareket edip Khan’ın göğsüne bir kez bıçakla vurarak Khan’ın ölümüne neden olmuştur, kronolojik olarak ölümcül bu darbeden sonra maktul … yere düşünce sanık … de göğsünden bıçaklanan Kahn’ın kafasına sopayla ayrıca bir kez vurmuştur.
Dosyadaki otopsi tutanağı ve adli rapora göre maktulün ölümü sanık …’ın bir bıçak darbesiyle gerçekleşmiş olup maktulün kafasına …’in sopayla vurması ile meydana gelen ölümle arasında illiyet bağı bulunmamaktadır. Kafadaki yaralanma BTM ile giderilebilir niteliktedir.
Yerel Mahkemenin olayın kabulüne itirazımız yoktur. Sanık …’in kardeşi … ile maktulün bıçaklanması öncesi maktulün bıçaklanması hususunda fikir ve eylem birlikteliği içinde hareket ettiğinin ispatlanması halinde sanık …’in eylemi TCK’nin 39. maddesi değil daha ağır ceza öngören TCK’nin 37. maddesi gereği asli faillik sayılmalıdır. Şayet sanık …, kardeşi …’ın bıçaklamasından önce maktule sopayla vurup direncini kırsaydı veya olay öncesi sanıklar arasında planlı bir hareket tarzı olsaydı sanık …’in eylemi yine diğer sanık … ile birlikte
maktule karşı fiili birlikte gerçekleştirenlerden birisi olarak TCK’nin 37. maddesi gereği asli fail sayılırdı.
Ancak olay öncesi taraflar arası bir anlaşma veya husumet yoktur.
Ani gelişen kavgada taraflar beden yoluyla kavga ederken sanık … kafasına demir sopayla vuran maktul …’ı yerden aldığı bıçakla tek darbe vurarak öldürmüştür. Ani gelişen bu olaydan sonra sanık …’in yere düşen maktulün kafasına neticenin (ölümün) oluşumunda etkisi olmadığı anlaşılan BTM ile giderilir şeklindeki sopayla vurması eylemi asli failin eylemine yardım değil, bıçakla yaralamadan sonra gerçekleşen sopayla darp eylemi olup asli failin öldürme eylemine TCK’nin 39. maddesinde de düzenlenen ve cezalandırılan hallerden hiçbirinin oluşturmadığını ve …’in eyleminin TCK’nin 86/2,3-e maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini düşündüğümüzden çoğunluk görüşüne muhalifiz.