YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/5617
KARAR NO : 2023/5319
KARAR TARİHİ : 14.09.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/27 E., 2019/165 K.
SUÇLAR : Kasten öldürme ve 6136 sayılı Kanun’a aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanıklar … … ve … müdafiileri, suça sürüklenen çocuk müdafii ve sanık …
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık …’in yokluğunda verilen kararın dosyada vekaletnamesi bulunan sanık … müdafii Avukat …’a tebliği yerine, dosyaya sunmuş olduğu 04.09.2015 tarihli dilekçe ile vekillikten çekilen Avukat …’a tebligat çıkartıldığı, yapılan tebligatın Avukat …’ın vefatı nedeniyle iade olduğu, bunun üzerine sanığın dosyada bilinen son adresine tebligat yapılmaksızın mernis adresine çıkartılan tebligatın, Tebligat Kanun’un 21 … maddesinin ikinci fıkrasına göre yapıldığı bu haliyle yapılan tebligatın usulüz olduğu anlaşılmakla sanığın öğrenme üzerine yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.07.2013 Tarihli ve 2011/240 Esas, 2013/252 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık … hakkında
i. Kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 81 … maddesinin birinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba,
ii. 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan 6136 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 ay hapis cezası ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına hak yoksunluklarına, müsadereye ve mahsuba,
b) Sanıklar … … ve … hakkında kasten öldürme suçlarından ayrı ayrı, 5237 sayılı Kanun’un 81 … maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 25 şer yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve mahsuba, karar verilmiştir.
2. İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.07.2013 Tarihli ve 2011/240 Esas, 2013/252 Karar sayılı kararının o yer Cumhuriyet savcısı, sanıklar müdafiileri ve sanık … tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 24.02.2015 Tarihli ve 2014/4931 Esas, 2015/929 Karar sayılı kararı ile “Dava konusu olay ile ilgili olarak yaşı nedeniyle soruşturması tefrik edilen ve hüküm tarihinde halen aranmakta olan … hakkında, hüküm tarihinden sonra 17.09.2014 günü İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine açılan ve mahkemenin 2014/258 Esas sırasına kayıtlı olduğu UYAP üzerinden anlaşılan kamu davası ile temyize konu dosyanın birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilmesi, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.03.2019 Tarihli ve 2015/27 Esas, 2019/165 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık … hakkında
i. Kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 81 … maddesinin birinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası
ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba,
ii. 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan 6136 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 ay hapis cezası ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına hak yoksunluklarına, müsadereye ve mahsuba,
b) Sanıklar … ve … hakkında kasten öldürme suçlarından ayrı ayrı, 5237 sayılı Kanun’un 81 … maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 25 şer yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.
c) Suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı Kanun’un 81 … maddesinin birinci fıkrası, 31 … maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve mahsuba, karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık …’in temyiz sebepleri hakkında verilen mahkumiyet hükmünü temyiz ettiğine, sanık … müdafiinin temyiz sebepleri sanığın üzerine atılı suçu işlemediğine, eyleme iştirakının bulunmadığına, beraatine karar verilmesi gerektiğine, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz sebepleri suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçu işlemediğine, sanık … müdafiinin temyiz sebepleri sanığın üzerine atılı suçu işlemediğine, eylemden yardım eden olarak sorumlu tutulması ve 5237 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesi uyarınca cezasından indirim yapılması gerekirken iştirak sebebiyle mahkum olmasının hatalı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Maktulün önceye dayalı husumet nedeniyle inceleme dışı sanık …’ı 31.12.2010 tarihinde bıçakla yaraladığı, …’ın hastaneye kaldırıldığı ve tedavi sonucunda taburcu edildiği, yaralanan …’ın dayısı olan sanık …’in bu olayın üzerinde yarattığı haksız tahrikin etkisi ile olay günü yanına diğer sanıklar …, … … ile suça sürüklenen çocuk …’u alarak, maktulü aramaya çıktıkları, sanık …’in üzerinde olayda kullanılan silahın bulunduğu, sanıkların, tanıklar S.K. ve Ö.F.Y.’ye maktulü sordukları, olumsuz yanıt alınca aramaya devam ettikleri, tanıkların bulundukları yerin civarındaki olay yeri olan … Sokak üzerinde maktulle karşılaştıkları, sanık …’in üzerinde bulunan tabancayı, maktulü vurması için önce sanık …’ye vermek istediği, sanık …’nin kabul etmemesi üzerine sanık …’in bu kez silahı suça sürüklenen çocuk …’a verdiği, …’un da maktule ateş ettiği, maktulün bu ateş sonrasında vücuduna 9 adet mermi yarası alarak öldüğü, sanıklar Mehmet, …, … ve suça sürüklenen çocuk …’un olay yerinden kaçtıkları, olayda kullanılan silahın ele geçirilemediği, olayın bu şekilde başlayıp sonuçlandığı kabul edilmiştir.
2. Sanıkların, suça sürüklenen çocuğun ve tanıkların beyanları tespit edilerek dosya içerisine eklenmiştir. Olay yerinde yapılan incelemeye istinaden düzenlenen olay yeri raporu, kolluk tarafından düzenlenen görüntü izleme ve araştırma tutanakları, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 07.03.2011
tarihli otopsi raporu, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvar Müdürlüğü tarafından düzenlenen 05.01.2011 tarihli rapor, suça sürüklenen çocuk hakkında İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğünden alınan 19.09.2014 tarihli rapor, inceleme dışı sanık …’ın 31.12.2011 tarihindeki yaralanmasına ilişkin İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 25.01.2011 tarihli rapor dosya kapsamında mevcuttur.
IV. GEREKÇE
A. Sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında kasten öldürme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin;
Maktulün, sanık …’in yeğeni olan inceleme dışı sanık …’ı basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralaması üzerine sanık …’in eylemi gerçekleştirdiğinin kabulüyle Mahkemece maktulden kaynaklanan haksız tahrikin ulaştığı boyut dikkate alınarak 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği daha asgari oranda indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde makul oranda indirim yapılarak eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar ve suça sürüklenen çocuk tarafından fikir ve eylem birliği içerisinde iştirak halinde gerçekleştirildiğinin sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun savunmaları, tanıkların beyanları, maktul hakkında düzenlenen otopsi raporu ile dosyada mevcut kamera kayıtlarıyla ve bu kayıtlara ilişkin düzenlenen kolluk tutanaklarıyla saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, anılan temyiz sebeplerinin incelenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Sanık … hakkında 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin;
Sanığa yüklenen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst haddine göre, 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 67 nci maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
V. KARAR
A. Sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında kasten öldürme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin;
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.03.2019 Tarihli ve 2015/27 Esas, 2019/165 Karar sayılı kararında sanık …, sanıklar müdafiileri ve suça sürüklenen çocuk müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğu ile ONANMASINA,
B.Sanık … hakkında 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin;
Gerekçe bölümünde (B) paragrafında açıklanan nedenle İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.03.2019 Tarihli ve 2015/27 Esas, 2019/165 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde
görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davalarının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
14.09.2023 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY
Suça sürüklenen çocuk … ile sanıklar Mehmet, … ve … hakkında Maktul …’ın öldürülmesi olayında yapılan yargılama sonunda her bir sanık hakkında ayrı ayrı Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesi gereği verilen mahkumiyet kararına sanıklardan … ve …’ın eylemlerinin asli failler olan sanık … ve suça sürüklenen çocuk …’un eylemlerine olay mahalinde bulunmak suretiyle manevi destek verdikleri bu yönüyle Türk Ceza Kanunu’nun 39. maddesinde düzenlenen adam öldürme suçuna yardım eden sıfatıyla katıldıkları kanaatinde olduğumdan dairemiz çoğunluğunun her bir sanık hakkında asli fail olarak sorumluluklarına dair verilen kararına muhalifim. Şöyle ki;
Sanıklardan Mehmet’in yeğeni …’ın maktul … tarafından bıçakla yaralanması üzerine diğer sanıkların hepsinden yaşça büyük olan Mehmet diğer sanıklar ve suça sürüklenen çocuğu da yanına alarak bu olayın hesabını sormak için maktul …’i aramaya başlamış ve belirli bir süre aradıktan sonra maktulün bulunduğu yere gelmişlerdir.
Dosya kapsamına göre sanık … olay mahaline gelirken üzerinde bulundurduğu tabancasını sanık …’ye vererek onun …’e ateş etmesini istemiş ancak sanık … bu talebi kabul etmeyerek Tabancayı almamış bunun üzerine yine sanık … üzerindeki tabancayı suça sürüklenen çocuk …’a vererek …’e Ateş etmesini istemiş ve Mahzun da bu talebi yerine getirerek üzerine bulundurduğu tabancayla Maktule birden çok kez ateş etmek suretiyle öldürmüştür.
Maktule husumeti olan sanık … ve bu sanığın kendisine verdiği tabancayla maktulü öldüren suça sürüklenen çocuk … dışında kalan diğer iki sanık … ve …’nin dosya kapsamına göre diğer iki sanıkla birlikte Maktule yönelik işlenen kasten adam öldürme suçuna asli fail olarak
katıldıklarına dair olay mahallinde maktulün öldürüldüğü sırada sanıklarla yanında birlikte bulunmaları dışında aktif hiçbir hareketleri bulunmamaktadır.
Dosyada bulunan maddi delillere göre sanık … kendisinin tabancayla ateş etme hususundaki sanık …’in talebini reddedip silahı almamış olup bu hareketi dahi …’nin asli fail olmadığı savunmamızı desteklemektedir. Diğer sanık … da olay mahalinde bulunma dışında Maktule yönelik fiili hiçbir hamlede bulunmamıştır.
Yargılama aşamasında olayın sıcağı sıcağına verilen hiçbir ifade de sanıklar … ve … hakkında fiilen maktule müdahale ettiklerine yönelik bir beyan veya başkaca herhangi bir delil mevcut değildir. Bu yönüyle zaten tabancayla maktulü arayan sanık … ve suça sürüklenen çocuk Mahzun başkaca herhangi bir fiili müdahale etmeksizin tabancayla maktulü öldürmüşlerdir. Diğer iki sanığın bu kişilerle öldürme kastıyla önceden hareket edip aldıkları karar doğrultusunda olay mahalline gelerek maktule karşı işlenen öldürme fiilinde hakimiyet kurdukları dosya kapsamında belirlenememektedir Bu haliyle sanığın eylemi olsa olsa Türk Ceza kanunu’nun 39. maddesinde düzenlenen asli faile yanında durmak suretiyle manevi destek vermek ve onları cesaretlendirmek olarak kabul edilebilir. Bu yönüyle sanıklar … ve … hakkında ayrı ayrı yardım eden sıfatıyla kasten adam öldürmeden mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken mevcut şüphe yasa gereği lehe değerlendirilmesi gerekir iken aleyhe değerlendirilerek bu iki sanığın da asli fail olarak fazladan cezalandırılmaları dosya kapsamı ve ceza adaleti anlayışına aykırı bulunmaktadır Bu nedenle bu iki sanık yönünden dairemiz çoğunluğunca verilen mahkumiyet kararına muhalefet ediyorum.