Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/5589 E. 2023/394 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/5589
KARAR NO : 2023/394
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : Mâhkumiyet

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.11.2018 tarihli ve 2018/531 Esas, 2018/423 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında silahla tehdit suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin altıncı fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, müsadereye ve mahsuba karar verilmiştir.

2. … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 25.06.2019 tarihli ve 2019/881 Esas, 2019/1509 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan Kurum vekili, o yer Cumhuriyet savcısı(aleyhe) ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının d bendi, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin altıncı fıkrası, 54 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 6 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, müsadereye ve mahsuba karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Kurum Vekilinin Temyiz Sebepleri
1. Sanığın cezasında indirim yapılmasının hatalı olduğuna,
2. Katılan Kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğine,
İlişkindir.

B. Sanık Ve Müdafiinin Temyiz Sebebi
1. Sanığın öldürme kastı ile hareket etmediğine,
2. Sanık hakkında suç vasfının hatalı belirlendiğine,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık ile katılanın olay tarihinden önce evli oldukları, suç tarihinden önce 23.05.2018 tarihinde boşandıkları, sanığın evli oldukları süreçte sık sık bazı suçlardan ceza infaz kurumlarında kaldığı, sanığın ceza infaz kurumunda bulunduğu süre içerisinde katılanın kendisini bir kişi ile aldattığını düşünmeye başladığı, bu şekilde katılana husumet duyduğu, olay günü katılan … İrik ile annesi görgü tanığı L.K. ve katılanın önceki eşinden olan çocukları ile birlikte aşevine iftar yemeği için gittikleri, sanığın daha önceden satın aldığı av tüfeğini yanına alarak aracı ile alkollü vaziyette katılanın ikametinin bulunduğu yere gittiği ve beklemeye başladığı, katılan, annesi ve çocukların yürüyerek ikâmetlerine gittikleri sırada olay yerine geldiklerinde, sanığın arkalarından araçla gelip sokak üzerinde katılanın bulunduğu noktaya doğru av tüfeğiyle yaklaşık 30 derecelik açıyla iki el ateş ettiği, atışlardan birine ait saçma tanelerinin sokağın karşı tarafında bulunan binanın zemin katındaki dairenin demir korkuluklu penceresinin alt kısmındaki mermer ile pencere altında bulunan duvara, diğer atışa ait saçma tanelerinin ise aynı pencerenin sağ yan kısmı pencere pervazı ile yan duvara isabet ettiği, olay sırasında katılanın ve yanındakilerin yere çömeldiği, atışların katılana isabet etmediği, sanığın aracı ile olay yerinden kaçtığı belirlenmiştir.

Sanık ile katılan arasındaki mesafenin çok kısa olduğu, hedef gözeterek ateş edebileceği, sanık olay anında alkollü ise de sanık ile katılan arasındaki mesafe dikkate alındığında bu hususun hedef gözetlemesine engel oluşturmayacağı, sanık ile katılan arasında herhangi bir engel bulunmadığı ve sanığın av tüfeği ile iki el ateş ettikten sonra eylemine devam etmeyerek sonlandırdığı, her ne kadar bilirkişi raporuna göre sanığın havaya doğru ateş etmediği, araç içinden katılana doğru ateş ettiği, yapılan atışta saçmaların zeminden yüksekliğinin 90 cm ve 115 cm olduğundan bu yüksekliğin katılanın bel yada göğüs hizasına denk geleceğinin tespit edildiği belirtilmiş ve katılanın soruşturma aşamasında verdiği beyanında sanığı gördüğü esnada çömeldiğini, sanığın çömeldikten sonra ateş ettiğini gördüğünü beyan etmesine göre katılanın bel ya da göğüs hizasına merminin denk geleceğine ilişkin hususun katılanın çömelmesi karşısında mümkün olmadığı, sanığın yargılama aşamasında verdiği savunmasını doğrular nitelikte olduğu, sanığın, katılanı korkutma amacına yönelik hareket ettiğine ilişkin savunmalarına göre, eylemin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturmayacağı, sanığın eyleminin silahla tehdit veya kasten yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturacağı, bu iki suç bakımından ise 5237 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince en ağır cezayı gerektiren silahla tehdit suçundan hüküm kurulması gerektiği kabul edilerek buna göre uygulama yapıldığı anlaşılmıştır.

2. Sanık, katılanı korkutmak amacıyla av tüfeği ile iki el ateş ettiğini kabul etmiştir.

3. Katılanın aşamalardaki beyanları istikrarlıdır.

4. Sanık hakkında Muammer Ağım Gemlik Devlet Hastanesi’nce düzenlenen 01.06.2018 tarihli;
“Darp ve cebir izi yok, alkol 1,25 promil”
Görüşünü içerir adlî muayene raporu dava dosyasında mevcuttur.

5. Tanık L.K’nin beyanı dava dosyasında bulunmaktadır.

6. Kovuşturma aşamasında yapılan keşif sonrası düzenlenen 22.10.2018 tarihli;
“a- Sanığın ateş ettiği nokta ile katılanın bulunduğu nokta arasının 3 metre olduğu…,
b- …olay tarihinde sanığın aracında yapılan incelemede av tüfeği fişeği kartuşlarının aracın içinde tespit edildiği, sanığın araç içerisinden katılanın bulunduğu noktaya doğru 3 metre mesafeden yaklaşık 30 derecelik açı ile ateş ettiği, tüfekten çıkan saçmaların 11 nolu dairenin penceresi altında bulunan mermer ile duvar yüzeyine ve pencere sağ pervazı ile yan duvara isabet ettiği, pencere altındaki isabet yerinin kaldırım zeminden yüksekliğinin 90 cm ve pencere yan duvarındaki isabet yerinin kaldırım zeminden 115 cm yüksekliğinde olduğu,
c-…müştekinin bulunduğu nokta ile pencere altındaki isabet noktasının 140 cm, pencere yan tarafındaki isabet noktasının 180 cm mesafede olduğu,
Sanık tarafından av tüfeğiyle yapılan her iki atışında isabet noktaları ve isabet ettiği yüzeylerdeki saçmaların dağılım alanları ile mesafeler ve yükseklikler dikkate alındığında, sanığın havaya doğru ateş etmediği, araç içinden müştekiye doğru ateş ettiğini göstermektedir. Türkiye’de kadınların ortalama boyunun 161,4 cm olduğu değerlendirildiğinde yapılan atışta saçmaların zeminden yüksekliğinin 90 cm ve 115 cm olduğundan bu yüksekliğin müştekinin bel yada göğüs hizasına denk geleceğinin değerlendirmiştir.”
Görüşünü içerir bilirkişi raporu dosya arasında bulunmaktadır.

7. Sanık ile katılanın boşanmalarına ilişkin Gemlik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 18.05.2017 tarihli, 2017/218 Esas, 2017/105 Karar sayılı boşanma kararı ile kararın 23.05.2018’de kesinleştiğine ilişkin kesinleşme şerhi dava dosyasına eklenmiştir.

8. Sanığın ayrıntılı nüfus kayıt örneği ve güncel adlî sicil kaydı dava dosyasında mevcuttur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1. Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen oluş benimsenmiş ancak eylemin hukukî nitelendirmesine ilişkin görüş farklılığı bulunduğu belirlenmiştir.

2. Suç vasfının ve sanığın kastının belirlenebilmesi açısından tarafların olay öncesindeki ilişkilerinin ve olay anının birlikte incelenmesi gerektiği, sanık ve katılanın kayden 23.10.2014 tarihinde evlendikleri ancak bu tarihten öncede birlikte olduklarının anlaşıldığı, katılanın olaydan önce boşanma davası açtığı ve hüküm altına alındığı, boşanma kararının 23.05.2018 tarihinde, olaydan hemen önce kesinleşmiştir.

Tarafların evli olmadıkları ancak birlikte oldukları dönemde 02.11.2012 tarihinde sanığın, katılanı kemik kırığı oluşturur şekilde kasten yaraladığının Gemlik 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 07.05.2014 tarihli, 2012/655 Esas, 2014/168 Karar sayılı kararı ile sabit olduğu, Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/984 Soruşturma sayılı iddianamesi ile sanık … hakkında, eşi olan katılan ….., ‘i 19.02.2017 tarihinde yüzünde sabit iz oluşacak şekilde silahla kasten yaraladığı ve hürriyetinden yoksun kıldığı iddiasıyla kamu davası açıldığı, bu davanın halen Gemlik 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/98 Esas sayılı dava dosyasında derdest olduğu, yine Gemlik C.Başsavcılığının 2018/3009 Soruşturma sayılı kovuşturmaya yapılmasına yer olmadığına dair kararında, “Müşteki ……,’in, eşi olan şüpheli …’ten, 16/04/2018 günü (davamıza konu olaydan bir kaç ay önce) “benimle barışmazsan seni ve kardeşini vuracağım” diyerek kendisini tehdit ettiğini iddia ettiği ancak olayda delil yokluğu nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğinin” belirlendiği, yine katılan ve katılanın annesi olan tanık …’nın beyanına göre olaydan bir ay kadar önce 2018 yılı Nisan ayında sanığın katılana araba ile çarparak yaraladığı anlaşılmıştır.

3. Sanığın dava konusu olayla ilgili olarak alınan tüm ifadelerinde de başından itibaren katılanı öldürmeyi amaçladığını, katılanı öldürme kastı ile suça konu tüfeği internet üzerinden satın aldığını beyan etmesi ve kullandığı silahın öldürme suçu için elverişli olması da kastın belirlenmesi açısından önem arz etmektedir.

4. Katılanı öldürme kastı ile olay yerine önceden gelen ve aşevine giden katılanı takip ettiği, katılanın aşevinden çıkmasından sonra sanığın arabası ile katılana yaklaşarak arabadan inmeden yaklaşık üç metre mesafeden ateş ettiği ancak bunun öncesinde sanığı sokağın başında gören katılanın bağırarak annesini ve çocuklarını uyardığı, yol kenarında park halinde bulunan araçları siper alarak yere çömeldikleri, sanığın kullandığı silahın hedefinden çıkmaya çalıştıkları, öte yandan olaydan bir saat kadar sonra yapılan ölçüme göre sanığın 1,25 promil oranında alkollü olduğu, Adli Tıp Kurumu değerlendirmelerine göre 1,00 promil ve üzerindeki alkol oranının kişinin hareket ve düşünme kabiliyetini önemli ölçüde kısıtlayacağı, katılanın ve tanık ……,’nin beyanlarına göre sanığın arabadan inmeden, direksiyon başında oturduğu sırada camdan ateş ettiği, kullandığı av tüfeğinin dipçiksiz olması sebebiyle rahat nişan alamadığı, buna rağmen av tüfeğinden çıkan saçmaların katılanın 90 ve 115 cm yakınına isabet ettiği, ayrıca katılanın sabit durmaması ve çömelerek park halindeki araçların arkasına saklanmaya çalışması sırasında hareket halinde olması sebebiyle sanığın rahat nişan alamadığı, öte yandan korkutmak maksadıyla hareket eden bir kişinin havaya veya yere doğru ve yaralamaktan da sakınarak ateş etmesi gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın, katılanı vurmak amacıyla av tüfeği ile iki el ateş ettiği ancak gerek ortamdaki koşullar ve katılanın sabit durmaması, gerek olayın heyecanı ve sanığın silah kullanma konusunda yeterli beceriye sahip olmaması gerekse de kullandığı silahın teknik özellikleri itibarı ile katılana isabet ettiremediğinin kabul edildiği ve sanık hakkında nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

5. Sanığın resmi nikahlı eşi olan katılan …’in evlilik birliği devam ederken sanıktan ayrılıp başka biri ile birlikte yaşamaya başladığı ve bu kişiden ….., ve …..,. adlı çocuklarının doğduğu taraflarca kabul edilmiş olduğu, katılanın sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak ve her ne kadar fiilen ayrı yaşasalar da evlilik birliği resmen sona ermeden önce başkasından çocuk sahibi olmasının, sanık bakımından haksız tahrik teşkil ettiği kabul edilerek sanığa verilen cezanın 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince indirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Kurum Vekilinin Temyiz Sebepleri
1) Sanığın Cezasında İndirim Yapılmasının Hatalı Olduğu Yönünden
Sanık hakkında haksız tahrik hükümleri, katılanın evlilik birliği içerisinde başkası ile yaşamaya başlaması ve bu şahıstan hamile kalması nedeniyle sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı gerekçesi ile uygulanmış ise de sanığın bu durumu öğrendikten sonra, olay tarihinden önce ayrıntılarına Olaylar ve Olgular başlığının (B-2) paragrafında yer verilen katılana yönelik kasten yaralama eylemi ile soruşturmaya konu başkaca eylemlerde de bulunduğu, bu nedenle somut olayda etki-tepki dengesinin bozulmadığı, olay tarihinde katılandan kaynaklanan haksız bir eylem de bulunmadığı anlaşılmış olup sanık lehine haksız tahrik koşullarının oluşmadığı gözetilmeden 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre indirim yapılarak eksik ceza tayin edilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

2) Vekalet Ücreti Yönünden
Bölge Adliye Mahkemesince kurulan hükümde katılan Kurum lehine vekâlet ücretine hükmedildiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Sanık Ve Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Sanığının Kastının Öldürmeye Yönelik Olmadığı Yönünden
Olaylar ve Olgular başlığı altında (B-2) paragrafında ayrıntılarına yer verildiği üzere sanığın, katılana husumet beslediği, öldürmeye elverişli silahla, yakın mesafeden iki el ateş ettiği ancak sanığın alkollü oluşu, katılanın sabit durmaması ve saklanması nedeniyle eylemini tamamlayamadığı olayda sanığın eyleme bağlı ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşılmış, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Suç Vasfı Yönünden
Mahkemece sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçunu eşine karşı işlediği kabul edilerek sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca hüküm kurulmasına karar verilmiş ise de, Olaylar ve Olgular başlığının (A-7) paragrafında ayrıntılarına yer verilen boşanma ilamından da anlaşılacağı üzere sanık ile katılan arasındaki boşanmanın, suç tarihi olan 01.06.2018 tarihinden önce 23.05.2018 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmış olup sanık hakkında kurulan hükümde 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin uygulama yerinin bulunmadığı, ancak Olaylar ve Olgular başlığının (B-3) paragrafında kabul edildiği üzere sanığın, suçta

kullandığı av tüfeğini olay tarihinden yaklaşık 10 ay kadar önce aldığı ve katılana yönelik öldürme kararını da olay tarihinden bir gün önce aldığı yönündeki savunması ile aşamalardaki olay yerine katılanı vurmak amacıyla gittiği yönündeki ikrarı karşısında, sanığın suç işleme kararını önceden verdiği, aradan soğukkanlılığa ulaşmasını sağlayacak kadar zaman geçmesine rağmen bu kararında sebat gösterdiği anlaşılmış olup, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden Mahkemece sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 82 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında kabul edilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde yer alan (A-1) ve (B-2) bentlerinde açıklanan nedenle katılan Kurum vekili ve sanık müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 25.06.2019 tarihli ve 2019/881 Esas, 2019/1509 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.02.2023 tarihinde karar verildi.