Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2022/3445 E. 2023/1022 K. 14.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/3445
KARAR NO : 2023/1022
KARAR TARİHİ : 14.03.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Eşe karşı kasten öldürme
HÜKÜM : İstinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği

temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.05.2021 tarihli ve 2019/448 Esas, 2021/212 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında eşe karşı kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 29 uncu maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 18 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve mahsuba oy çokluğuyla karar verilmiştir.

2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 30.12.2021 tarihli ve 2021/1598 Esas, 2021/2456 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılanlar …, …, …, kendi adına asaleten ve …, … ve …’a vesayeten …, …, …, … ve … vekili, katılan … vekili ile sanık müdafiinin istinaf başvurularının emanette kayıtlı eşyaların bir kısmının imhası yönünden 5271 sayılı Kanun’un 280 … maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 303 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılanlar …, …, …, kendi adına asaleten ve …, … ve …’a vesayeten …, …, …, … ve … Vekilinin Temyiz Sebepleri
1. Suçun tasarlayarak ve canavarca hisle işlendiğinden 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin uygulanması gerektiğine,
2. Haksız tahrik hükmünün uygulanmasının hatalı olduğuna,
3. Takdiri indirim hükmünün uygulanmaması gerektiğine,
İlişkindir.

B. Katılan … Vekilinin Temyiz Sebepleri
1. Suçun tasarlayarak ve canavarca hisle işlendiğinden 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin uygulanması gerektiğine,
2. Haksız tahrik hükmünün uygulanmasının hatalı olduğuna,
3. Takdiri indirim hükmünün uygulanmaması gerektiğine,
İlişkindir.

C. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Ağır haksız tahrik nedeniyle cezadan azami indirim yapılması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık ile maktulün yaklaşık olarak 16 yıldır evli olup müşterek üç çocuklarının bulunduğu, sanığın belediyede çöp kamyonu şoförü olarak çalıştığı ve ayrıca geceleri veya boş kaldığı zamanlarda ek işler yaparak ailesini geçindirmeye çalıştığı, suç tarihinden önceki son 4-5 yıl içerisinde aralarında geçimsizlikler başladığı, aile içi tartışmaların olduğu, son olarak suç tarihinden uzunca bir süre önce sanık … maktulün çocuklarını tanık….’nın hocalık yaptığı futbol okuluna yazdırdıkları, bu süreçten sonra maktulün, çocukları futbol okuluna araba ile götürüp getirirken tanık…. ile tanıştıkları, bu tanışmanın daha sonradan duygusal ilişkiye dönüştüğü ve ilerleyerek cinsel birliktelik boyutuna vardığı, maktul ile tanık….’nın sık sık telefonda görüştükleri, yine whatsapp üzerinden sürekli olarak yazışma yaptıkları, internet ortamında oyunlar oynadığı ve sık sık buluşarak şehir içeresinde kendilerini kimsenin tanımadığı ortamlarda gezdikleri, birlikte yemek yedikleri, zaman zaman bir evde buluşarak cinsel birliktelik yaşadıkları, maktulün tanık….’ya “bebeğim, bir tanem, kocacığım” şeklinde sözler ile hitap ettiği, tanık….’nın de maktule “gülüm, karıcığım, hayatım” şeklinde sözler ile hitap ettiği, özü itibariyle maktul ile tanık…. arasında bir karı koca hayatı yaşamaya başladığı, bu süreçte maktulün sürekli olarak eşi olan sanığı dışladığı, yaşadığı gizli ilişki nedeniyle eşine soğuk davrandığı, eşine karşı olan aile yükümlülüğünden kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmemeye başladığı, eşi ile eşinin ısrarına rağmen … süre tanık…. ile gizli ilişkisinin başladığı dönemden sonra cinsel birliktelikten bahaneler uydurarak kaçındığı, eşini terslediği ve ona kötü davrandığı, tanık….’nın maktule eşi gibi davrandığı, sanık ile birlikte olmaması gerektiğini, kendisini sanığa dokundurmamasını, sanığın vücuduna dokunmasını engellemesini, yatakta iken başını örterek saçına dokunmasını engellemesini söylediği, maktulün de zaten sanığı sevmediğini, ondan uzak durduğunu, kendisine dokundurtmadığını, tanık….’ya söylediği, bu hususların telefon görüşme ve internet üzerinden yapılan yazışmalarda açık bir şekilde görüldüğü, sanığın maktulün tanık…. ile olan ilişkisinin az bir kısmını bildiği, yani maktul ile tanık…. arasındaki karı-koca ilişkisine varan durumu tam olarak bilemediği, ancak maktul ile tanık…. arasında bir ilişkinin yaşandığını, bir görüşmenin arkadaşlığın olduğunu anladığı, tanık….’nın maktule yazmış olduğu “merhaba, nasılsın, iyi misin, merak ettim seni, ne oluyor orada” şeklindeki mesajını gördüğü bu konuyu maktule sorduğu, maktulün tanık…. ile yaşadığı gizli ilişkiye rağmen kaçamak cevaplar vererek sanığı başından savuşturduğu ancak buna rağmen sanığa soğuk davranışlarda bulunmaya devam ettiği, sanığı terslediği, sanığın bu mesajdan sonra üç çocuğunun annesine aldatma olayını yakıştıramamasına ve konduramamasına rağmen içinde şüphenin oluştuğu, bunun üzerine durumu küçük oğlu katılan …’ya sorduğu, futbol okulunda annesi ile…. arasında bir şey olup olmadığını sorduğu, katılan … soruşturma aşamasında olayın sıcağı sıcağına alınan ilk beyanında babasına, hocası olan….’nin annesine doğru öpücük attığını, bunu gördüğünü, bunun dışında annesi ile birlikte….’nın evine gittiklerini, evde annesi ve H.K.’nın mutfağa geçip birlikte

yemek hazırladıklarını, birlikte yediklerini söylediğini, sanığın bu durumu duyunca ağlamaya başladığını anlattığı, sanığın bu şekilde aldatıldığını öğrendiği, buna rağmen üç çocuğunun olması nedeniyle durumu maktule yansıtmayarak maktulün ailesinden bazı kişilere söylediği, olaydan 4 gün kadar önce yine sanık ile maktul arasında maktulün sanığa soğuk davranması, cinsel birliktelikten kaçınması nedeniyle tartışma çıktığı, bu tartışmadan sonra maktulün evden ayrıldığı, telefon kayıt ve görüşmelerinin içeriğine göre ve yine internet yazışmalarının içeriğine göre o gece de tanık…. ile buluştuğu, karakola giderek ve mahkemeye başvurarak koruma kararı aldığı, daha sonra sanığın bu koruma kararı üzerine maktulün evde olmadığı bir zamanda eve giderek bazı eşyalarını aldığı ve çocuklarını gördüğü, yanında bulunan iş çantasını orada bıraktığı, olay öncesinde oğlu …’yı babaannesinin yanına götürme hususunda oğlu ile görüştüğü ve olay gününün öncesindeki gecede iş yerinde çalıştığı, sabahın erken saatinde saat 07:20 sularında eşi ve çocuklarının bulunduğu eve küçük oğlu …’yı almak için gittiği ve kapıyı çaldığı, maktulün rızası ile eve girdiği, o saatte çocukların uykuda oldukları, maktul ile sanık arasında konuşma başladığı, kendi aralarında boşanma ve çocukların velayeti gibi hususlarda konuştukları, bu sırada maktulün …’yı götürmesine izin vermeyeceğini, çocukların kendisinde kalacağını söyleyerek aralarında tartışmanın gittikçe arttığı, bu sırada maktulün sanığa “sen pezevenksin, çocuklara orospu anan mı bakacak” şeklinde hakaret içerikli sözler söylediği, sanığın da maktule kendisini aldattığını, yani aldatma hususunda Kur’an-ı … üzerine el basıp basmayacağını sorduğu ve tartışmanın şiddetlendiği bu sırada sanığın maktulün kendisine bağırıp çağırması, hakaret etmesi, aldatma olayı gibi nedenlerle bir anda daha önceden oraya bırakmış olduğu çanta içeresinde bulunan iş yerinde kullanmış olduğu bıçağı alarak rastgele maktule bıçakla vurduğu, maktulün can havli ile bağırıp çocuklarından yardım istediği, çocukların uykudan uyanarak olayın gerçekleştiği yere geldikleri, babaları olan sanığı tutmak istedikleri ancak güçlerinin yetmediği, daha sonra tekrardan babaları olan sanığı kucaklayarak çekip evin bir odasına götürmeye çalıştıkları, maktulün yaralı bir şekilde evden çıkarak bina içerisine asansörün yanına doğru gittiği, sanığın çocukların elinden kurtularak tekrardan maktulün yanına geldiği, eylemine devam ederek maktulü yapılan otopsi ve düzenlenen tutanaklara göre toplam 46 yerinden bıçaklamak suretiyle öldürdüğü, suça konu olayın bu şekilde gerçekleştiğinin kabul edildiği anlaşılmıştır.

2. Sanık savunması, katılanlar ve tanıkların beyanları dava dosyasında mevcuttur.

3. Maktulün kesin ölüm sebebine ilişkin olarak Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 22.08.2019 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağına göre maktulün vücudunda 46 adet kesici delici alet yaralanması tespit edilmiş olup, 26 adet kesici delici alet yarasının tek başına öldürücü nitelikte olduğu, ölümünün kesici delici alet yaralamasına bağlı iç organ yaralanmasından gelişen iç ve dış kanama sonucu meydana gelmiş olduğu saptanmıştır.

4. Sanık hakkında Konya Numune Hastanesi tarafından düzenlenen 22.08.2019 tarihli genel adli muayene raporu, Konya Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünün 22.08.2019 tarihli olay yeri inceleme raporu ve krokisi, kolluk tarafından düzenlenen 22.08.2019 tarihli bıçak muhafaza

altına alma tutanağı, Konya Emniyet Müdürlüğü Parmak İzi Geliştirme Laboratuvarı Büro Amirliğinin 22.08.2019 tarihli uzmanlık raporu, kolluk tarafından düzenlenen 22.08.2019 tarihli CD çözüm tutanağı, 20.08.2019 tarihli sanık hakkında maktule karşı tehdit ve kasten yaralama suçlarına ilişkin düzenlenen tahkikat evrakı, kolluk tarafından düzenlenen 27.08.2019 tarihli adli kopya alma raporu, Konya Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Adli Bilişim Büro Amirliğinin 27.08.2019 tarihli maktule ait Genaral Mobile cep telefonu ve telefona takılı vaziyette bulunan sim kart üzerinde yapılan inceleme raporu, ikametten incelenmek üzere alınan 2 adet cep telefonundan Vestel Marka Venüs V Model cep telefonunun şifrelerinin çözümlenemediğine, General Mobile marka GM 5 model cep telefonunun teknik incelemesinin yapıldığına dair kolluk tarafından düzenlenen 29.08.2019 tarihli tutanak, bıçağın 6136 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesine göre yasak niteliği haiz bıçaklardan olmadığına dair … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü Balistik İnceleme Şube Müdürlüğünün 18.09.2019 tarihli uzmanlık raporu, Adlî Tıp Kurumu … Grup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesi Toksikoloji Şubesinin 05.09.2019 ve 17.10.2019 tarihli raporları, kolluk tarafından düzenlenen 19.09.2019 tarihli bilirkişi ses kaydı dinleme tutanağı, BTK’dan gelen cevabi yazılar, maktulün kullandığı cep telefonu hattı ile tanık….’nın kullandığı cep telefonu hattı arasındaki görüşmelere dair bilirkişi tarafından düzenlenen 06.02.2019 tarihli rapor, maktulün davacı, sanığın davalı, dava konusunun boşanma, açılış tarihinin 24.01.2019, vazgeçme nedeniyle davanın reddine dair Konya 5. Aile Mahkemesinin 11.06.2019 tarihli ve 2019/71 Esas, 2019/504 Karar sayılı dosyası, dosyamız katılanı …’ın davacı, sanığın davalı, konusunun velayetin kaldırılmasına dair Konya 3. Aile Mahkemesinin 24.12.2019 tarihli ve 2019/1370 Esas, 2019/1884 Karar sayılı dosyası, 30.11.2020 tarihinde kesinleşen katılanlar …, … ve … …a yine dosyamız katılanı …’ın vasi olarak görevlendirildiğine dair Konya 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/204 Esas 2020/1254 Karar sayılı ilamı dava dosyasında mevcuttur.

6. Sanık … maktulün suç tarihinde evli, katılanlar …, … ve … …un ise müşterek çocukları olduklarına dair resmî nüfus kayıt örnekleri dava dosyasında mevcuttur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından
bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Tebliğname Görüşü Yönünden
Her ne kadar mezkûr Tebliğnamede maktulün sanık aleyhine açtığı 22.01.2019 tarihli boşanma davası dilekçesinde eşinin kendisini 2008 yılında başka bir kadın ile aldatması nedeniyle boşanma davası açtığını, büyüklerine intikal etmesi nedeniyle düzeldiğini, 2018 yılından beri kendisini G.S. isimli bayanla aldattığını, duruşma aşamasında mesaj ve görüşme kayıtlarını delil olarak sunacağını, kendisini

aldatmayı alışkanlık haline getirdiğini, kendisi ve çocukları ile ilgilenmediğini belirttiği, 19.08.2019 tarihinde eşinin kendisine şiddet uyguladığı, yaraladığı gerekçesiyle karakola şikayette bulunduğu, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralandığının doktor raporuyla belgelendiği, koruma kararı verildiği, katılanlar ve tanık ifadelerinden de sanığın başka kadınla ilişkisi olduğu, eşine şiddet uyguladığının anlaşıldığı, dosya içerisinde sanığın G.S. ile whatsapp yazışma ekran görüntülerindeki yazışmalarda “canım, gülüm” diye hitap ettiği, “güzelliğin başka sesin başka bir bağımlılık yaptı bende, bırakmam seni, senden inan ayrılmak istemem, ben seni her zaman düşünüyorum, her an aklımdasın” benzer yazışmalar ile aralarında ilişkinin olduğu anlaşılması karşısında ilk sanıktan maktule yönelen haksızlık oluşturan yaralama, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları nedeniyle sonradan maktulün sanığa yönelen haksızlık oluşturan hakaret, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışın etki – tepki dengesini sanık lehine değiştirmeyeceği gözetilmeden bahisle hükmün, bu yönü ile bozulmasına karar verilmesi talep olunmuş ise de dosya içerisinde sanık olduğu iddia edilen kişi ile G.S. isimli bayan arasında tarihi belli olmayan whatsapp yazışma ekran görüntülerine göre gönül ilişkisi olduğu, katılan …’nın soruşturma aşamasındaki beyanına, maktul ile tanık…. arasındaki telefon görüşme ve internet üzerinden yapılan yazışmalara ve Mahkemece dinlenen tanık….’nın beyanına göre maktulün de olay gününe kadar yaklaşık 1,5 – 2 yıldır tanık…. ile cinsel birliktelik boyutuna varan gönül ilişkisinin bulunduğu, sanığın, tanık….’nın maktule yazmış olduğu “merhaba, nasılsın, iyi misin, merak ettim seni, ne oluyor orada” mesajını gördüğü, bu konuyu maktule sorduğu, maktulün tanık…. ile yaşadığı gizli ilişkiye rağmen kaçamak cevaplar vererek sanığı başından savuşturduğu ancak buna rağmen sanığa soğuk davranışlarda bulunmaya devam ettiği, sanığı terslediği, sanığın bu mesajdan sonra eşine aldatma olayını konduramamasına rağmen içinde şüphenin oluştuğu, bunun üzerine durumu küçük oğlu katılan …’ya sorduğu, futbol okulunda annesi ile…. arasında bir şey olup olmadığını sorduğu, katılan … soruşturma aşamasında olayın sıcağı sıcağına alınan ilk beyanında babasına, hocası olan….’nın annesine doğru öpücük attığını gördüğünü, bunun dışında annesi ile birlikte….’nın evine gittiklerini, evde annesi ve….’nın mutfağa geçip birlikte yemek hazırladıklarını, birlikte yediklerini söylediği, sanığın maktul ile tanık…. arasında bir ilişki olduğundan iyice şüphelendiği, olaydan 4 gün kadar önce sanık ile maktul arasında maktulün sanığa soğuk davranması, cinsel birliktelikten kaçınması nedeniyle çıkan tartışmada sanığın maktulü basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaraladığı ve sanık lehine koruma kararı verildiği, olay günü maktulün sanığa “sen pezevenksin, çocuklara orospu anan mı bakacak” şeklinde hakaret içerikli sözler söylediği, sanığın da maktule…. ile ilişkisi olup olmadığı hususunda Kur’an-ı … üzerine el basıp basmayacağını sorduğu ve maktulün basmak istemediği nedenleriyle haksız tahrikte etki – tepki dengesinin sanık lehine bozulduğu anlaşıldığından, Mahkemece maktulden kaynaklanan haksız tahrikin ulaştığı boyut dikkate alınarak 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği 22 yıl hapis cezası belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.

B. Katılanlar …, …, …, Kendi Adına Asaleten Ve …, … Ve …’a Vesayeten …, …, …, … Ve … Vekili İle Katılan … Vekilinin Suçun Tasarlayarak Ve Canavarca Hisle İşlendiğine Yönelen Temyiz Sebepleri Yönünden
Mahkemece “Her ne kadar katılan taraf vekili suça konu olayda tasarlayarak öldürme olduğunu ve yine iddia makamı suça konu olayda canavarca his saikiyle suça konu olayın gerçekleştiğini belirterek bu maddelerin uygulanmasını talep etmiş iseler de her iki maddenin de uygulama koşullarının oluşmadığı, suça konu olayda tasarlama ve bunun neticesinde olayın gerçekleştiğine dair somut herhangi bir delillin bulunmadığı, sanığın önceden öldürme planı yaptığı ve bunun sonucunda olay tarihinde eve giderek bu fiili gerçekleştirdiği hususunda somut hiçbir delilin bulunmadığı, bu yönü ile sanığın mevcut savunması ve dosya kapsamının dikkate alınması gerektiği, dosya kapsamına göre de sanığın önceden kafasında bu olayı planladığı, önceden hazırlık yaptığı ve sonra eylemi gerçekleştirdiğine ilişkin somut bir delilin sunulamadığı, şüpheden de sanığın yararlanması gerektiğine ilişkin evrensel hukuk ilkesi dikkate alındığında eylemin tasarlayarak gerçekleşmediğinin kabulünün gerektiği, sanığın daha önceden iş çantasını ve içindeki bıçağı kendisinin de ortak kullandığı eve götürmesinin de tasarlamaya sokulamayacağı, zaten sanık … maktulenin evinde mutfak kısmında birçok bıçağın olduğu bu nedenle sanığın önceden evine bıçak götürmesi veya yanında bıçak götürmesinin tasarlama olarak kabul edilemeyeceği bu itibarla 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin uygulanmasına yer olmadığı, suça konu olayda sanığın canavarca his saikiyle hareket ettiğine dair somut bir delilin bulunmadığı, olayda 46 bıçak darbesinin olmasının bu bendin uygulanmasını gerektirmediğini, canavarca his saikinde sanığın eziyet ederek öldürme olayından bir haz bir mutluluk duymasının gerektiği, halbuki suça konu olayda sanığın bir haz ve zevk duyduğuna ilişkin bir delil olmadığı, olayın ani gerçekleştiği, daha önceki maktul ile sanık arasındaki olan tartışmaların ve olay anındaki tartışmanın neticesi ile sanığın o an şuurunu kaybederek birçok kez bıçakla maktule vurduğu bu itibarla canavarca his saikiyle bu suçun işlendiği hususunda somut bir delilin bulunmadığı anlaşıldığından, bu hususta da şüpheden sanığın yararlanacağına ilişkin evrensel hukuk ilkesi dikkate alınarak 5237 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin de uygulanmasına yer olmadığına” şeklindeki gerekçe ve dosya kapsamı karşısında sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 82 … maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin uygulanmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönleriyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

C. Katılanlar …, …, …, Kendi Adına Asaleten Ve …, … Ve …’a Vesayeten …, …, …, … Ve … Vekili İle Katılan … Vekilinin Haksız Tahrik Hükmünün Uygulanmaması Gerektiğine, Sanık Müdafiinin Haksız Tahrikin İndirim Oranına Yönelen Temyiz Sebepleri Yönünden
Gerekçe başlığı altında yer alan (A) paragrafında açıklanan nedenlerle haksız tahrikte etki – tepki dengesinin sanık lehine bozulduğu anlaşıldığından, Mahkemece maktulden kaynaklanan haksız tahrikin ulaştığı boyut dikkate alınarak 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği 22 yıl hapis cezası belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönleriyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

D. Katılanlar …, …, …, Kendi Adına Asaleten Ve …, … Ve …’a Vesayeten …, …, …, … Ve … Vekili İle Katılan … Vekilinin Takdiri İndirim Hükmünün Uygulanmaması Gerektiğine Yönelen Temyiz Sebepleri Yönünden
Mahkemece “Sanığın yargılama aşamasındaki olumlu tutum ve davranışları, sanığın suçtan sonraki davranışları, sanığın gerek suça konu olaydan sonra polisleri arayarak teslim olması, yargılama aşamasında suçu ikrar ederek olayın ayrıntısı ile ortaya çıkmasında katkı sağlaması ve olaydan pişmanlığını sürekli olarak dile getirmesi ve verilen cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeyle 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası gereği takdiri indirim uygulandığı anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 30.12.2021 tarihli ve 2021/1598 Esas, 2021/2456 Karar sayılı kararında katılanlar …, …, …, kendi adına asaleten ve …, … ve …’a vesayeten …, …, …, … ve … vekili, katılan … vekili ve sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.03.2023 tarihinde karar verildi.

… …